"Kızını Başörtülü Okutamazsın"
O bir anne ve suçu çocuğunun eğitimini zorunlu eğitim kanununa rağmen engelleyenleri şikayet etmek, mükafatı: gözaltına alınmak!
Olayın ardından birçok Sivil Toplum Kuruluşu Adliye önünde bir araya gelerek Güllü Çevik'in gözaltına alınmasını protesto etti. STK'lar adına basın açıklamasını Rahmet-Der Başkanı M. Faik Doğan okudu. Doğan, hükümete seslenerek, "İnsan hakkı ihlallerine sıfır tolerans tanıdıklarını defalarca ve her fırsatta dile getiren hükümet yetkilileri, tek gayeleri Allah'ın tesettür emrini yerine getirmek olan başörtülü öğrencilerin okullara alınmamalarını, hakarete uğramalarını, insanlık dışı bir uygulama olan tecride tabi tutulmalarını, hatta ve hatta dövülmelerini ve ailelerinin polis tehdidine maruz kalıp mahkemelere sevk edilmelerini insan hakkı ihlali olarak görmüyorlar mı?" dedi.
Okula almadıkları gibi bir de ceza kesmişler!
Yaşadıklarını Doğruhaber'e anlatan Güllü Çevik, üç aydır kızının okul yönetimi tarafından okula alınmadığını, bundan dolayı kendisine para cezası kesildiğini belirtti. Kesilen cezayı kabul etmediğini belirten Çevik, "Ben kızımı her gün okula götürüyorum. Okul idaresi kızımı okula almıyor. Ben neden ceza vereyim" diyerek kesilen cezaya tepki gösterdi.
Suçu çocuğunun eğitimini engelleyenleri şikayet etmek!
Kızını her gün olduğu gibi tekrar okula götürdüğünü ve okul müdürünün kızını derse almadığını ifade eden Çevik, "Ben de kızımı sınıfına götürdüm. Dersin öğretmeni dersi terk etti. Ben de polisi aradım. Mağdur edildiğimi söyledim. Polis okula geldi. Bana, 'müdür senden şikayetçi, karakola gitmemiz lazım' deyince şaşırdım. Polise, 'Ben şikâyetçiydim nasıl olur beni karakola götürürsünüz, dedim. Polis de, 'eğer sen de şikayetçiysen karakola gel şikayetini bildir, dedi ve beni karakola götürdüler."
Müdür görevini yapmıyor!
Karakola okul müdürü, müdür yardımcıları ve ders öğretmeninin de getirildiğini anlatan Anne Çevik, polisin 5 dakikada okul idarecilerinin ifadelerini alıp onları bıraktığını ancak kendisinin gözaltına alındığını söyledi. Çevik, "Okul idarecileri beş dakikada ifade verdikten sonra gittiler. Beni ise gözaltına aldılar. Şok oldum, durumuma tepki gösterdim. Oradan bir polis bana, 'Abla sen bilmiyor musun bu ülkede kanun yok', dedi. Daha ne olduğunu anlayamadan beni nezarete koydular. 7 saat nezarette kaldım. Avukatım geldikten sonra ifade verdim. Daha sonra da savcılığa sevk ettiler" diye konuştu.
Sen "zaten" suçlusun diyen bir savcı!
7 saat nezarette kaldıktan sonra savcı karşısına çıkarıldığını ifade eden Anne Çevik, savcının kendisini konuşturmadığını, hatta üstü kapalı kendisini tehdit ettiğini söyledi. Çevik, savcıyla arasında geçen diyalogu şöyle anlattı: "Savcının yanına gittiğimizde savcı beni hiç konuşturmadı. Ben savcının yanındayken dışarıda da STK'lar tarafından gözaltına alındığım için basın açıklaması düzenlenmiş. Savcı da dolaylı yollardan beni tehdit etti. Bana, bu kalabalık sizin için mi dışarıda, diye sordu. Ben de, 6-7 saattir karakoldayım, benim bir şeyden haberim yok, dedim.
Savcı bana, şimdi senin için bu dışarıdaki erkeklerin hepsini gözaltına alsak doğru olur mu, sen böyle bir şeye karışıyorsun, dedi. Ayrıca Savcı bana, sen müdürü tehdit etmişsin, bunun hesabını senden soracağım demişsin, deyince ben de, eğer ben müdürü tehdit etseydim şu anda burada olmazdım. Ayrıca ben mağdurum beni dinleyin, dedim.
Savcı da Seni dinlemeye gerek yok zaten sen suçlusun, ama sana acıdığım için seni tutuklatmıyorum, bir daha da böyle şeylere karışma, dedi."
STK'lar tepkili!
Gözaltı haberinin basına yansımasının ardından Türkiye'nin birçok yerinden hukuksuz ve keyfi göz altıya tepki yağdı.
Gaziantep'te okula alınmayan kızının hakkını aramak için polise giden annenin gözaltına alınmasını kınayan, Konya Tessep sözcüsü, "bu ülkede hukuk şahıslara göre mi uygulanıyor" diye sordu.
Mustazaflar ile Dayanışma Derneği Van Şubesi yaptığı bir açıklamayla Gaziantep'te hukuksuz bir şekilde gözaltına alınan Güllü Çevik'e destek verirken, yaşanan hukuksuzluğu sert bir dille kınadı.
28 Şubat zihniyeti!
Mustazaf-Der Genel Merkezinden yapılan açıklamada, "28 Şubatçı zihniyet ile bu yapılan arasında ne fark var? 28 Şubat'ta daha fazla insana yapılan şu an daha az insana yapılıyor diye bu zulüm görmezden gelinebilir mi?" denildi.
Ağrı'da faaliyet yürüten Rehber-Der tarafından yapılan açıklamada Gazinatep'teki haksız gözaltına tepki gösterilerek, "Başörtülülerin, tabii olan eğitim hakkından mahrum bırakan okul idarecileri içeri alınmazken, çocuklarının haklarını arayan velilerin birer suçlu gibi yaka paça içeri alınması 28 Şubat dönemini hatırlatıyor" denildi.
Akdeniz İnsani Hürriyetler ve İnanç Platformu, Gaziantep'te kızının eğitim hakkını savunurken polis tarafından gözaltına alınan anne Güllü Çevik'e yapılan zulmü kınadı. Yapılan açıklamada, "Acaba yapılan bu hukuksuzluklarla Müslüman ve mütedeyyin halkımıza gözdağı verilerek siz hakkınızı savunamazsınız mı, denilmek isteniyor" ifadeleri yer aldı.
Okul idaresi keyfi davranıyor
Güllü Çevik'in avukatı Sabri Sayan, Şehitkâmil İMKB İlköğretim okul idaresinin başörtülü öğrenciyi okula almayarak keyfi bir tutum sergilediğini belirtti. Anayasanın 42. Maddesine göre herkesin eğitim ve öğrenim hakkına sahip olduğunu dile getiren Avukat Sayan, "Anayasada ve kanunlarda maddeler açıktır. Fakat yönetmelikler var ve bu yönetmeliğe dayanarak işlem yapıyorlar. Bu da yanlış bir uygulama.
Çünkü kılık kıyafet yönetmeliğinde başörtülü öğrenciyi okula alamazsın diye bir ibare yok. Hiç kimse başı kapalı bir öğrenciyi okula almama gibi lükse sahip değildir. Okul idaresi en fazla öğrenciyi yine okula ve derslere almakla beraber disipline verebilir.
Burada bazı cezalar vardır. Kınama, uyarma veya başka okula sevk etme gibi cezalardan bir tanesini verebilir. Ancak hiçbir okul idarecisi ben öğrenciyi okula almıyorum diyemez. Bundan dolayı burada keyfi bir uygulama var" diye konuştu.
Burak Gültekin haber verdi
dunyabizim