Kocaeli'de 135. Başörtüsü Eylemi
Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformu 135. başörtüsü eylemini gerçekleştirdi.
135. HAFTA DA TÜRKİYE MANZARASI
Türkiye de her geçen gün şişirilip şişirilip halkın önüne sürülen yeni gündemler oluyor… Bugün Türkiye kamuoyun da önemli meseleler yer alıyor şüphesiz. Üçüncü Dünya savaşının çok dan tetiklendiği ve bunun içinde bu kirli oyunda rol alan figüranların adım atmalarının beklendiği bir zamanda halkları birbirine kırdırma politikalarının bir parçası olmamak dır şiarımız. Bizlerin kavgası birilerinin çıkar ve amaçlarına hizmet etme davası değildir. Bu sebeple kirli oyunların bir parçası olmamak için tavrımızı sürdüreceğiz. Fakat bizlerin amacı herkesin oyunlarını ifşa etmek hak ve hukuksuzluğu deklare etmenin yanında suni gündemlere de pirim vermemektir. Birilerinin el altından şişirip kamuoyuna sunduğu gündemlerin kıymeti yoktur.
Özellikle Anayasa tartışmalarının yaşandığı şu günlerde; ülkedeki güç odakları söz sahipleri ve tüm girişimciler Türkiye’nin asıl sorununun temel haklar sorunu olduğunu, her şeyin geçeceğini ama kalıcı olanın bu sorun olduğunu bilmeleri gerekmektedir. Büyük sorunların, dünya kamuoyuna taşınan meselelerin temelinde temel haklar sorununun yattığını artık kabulleniniz ve buna göre irade geliştiriniz.
Türkiye de bir dış ikaz, uyarı alınmaksızın dikkate alınmayan haksızlık ve hukuksuzluklar ille de birisinin ikazı ile mi yerine getirilecek? Kendi halkının, aydınlarının düşüncelerine kıymet vermeyen ülke yöneticileri AB kapısında uyarı alıp ona göre tavır sergilemeyi onur olarak mı kabul ediyor? Düşünce tarihine önemli katkıları olan insanlarımızın kendi ülkelerinde sözlerinin kıymetsiz bırakılmasını kendinize bu denli yakıştırmanız algılanamamaktadır. Daha somut bir örnek üzerinden tespit yapacak olursak; 301. maddenin kaldırılması için tüm güzümüzle çaba harcadığımız günlerde Millet vekillerimizi uyarırken kendilerinin vantilatör serinliğinde tatil yaparken, maddenin varlığından bile haberdar olmadıklarına şahit olmuş idik. Bugün AB ilerleme raporlarının açıklanmasıyla irade gösterme gayretinde olanlar düşünce ve ifade özgürlüğü için başka kurban mı beklemektedirler?
Bizler elbette ki bu ülke de açta açık da ki insanları görmezden gelerek bir hak anlayışı yürütmüyoruz. Ama insanımızı açlığa sürükleyen bununla yaşama, inanma ve düşünce açlığını görmezden gelen zihniyeti de derinden sorguluyoruz. İnadına insana saygı, inadına inanca ve düşünceye özgürlük diyoruz.
Kızlarımızın eğitim oranının yükselmesi için kampanyalar düzenleyenler, başörtülülerin eğitim haklarının gaspını görmezden gelmektedirler. “Kardelen Ayşelerin” gerçek hayatta nasıl bir dengede yaşadıklarını hesaba katmadan bu türküye eşlik edemeyeceğiz. “Bugün öğretmen olamadım ben, Başörtümle okuyamadım ben…” dizeleri dilimizden geçerken, “Türkiye Laik dir, Laik kalacak” marşı 7-24 temizde çalarken kusura bakma Ayşecik sana eşlik edemedik…
Ülkede ki idareciler, yöneticiler millet vekilleri akıllarını başlarına toplayıp kargaşa ve kaosa pirim vermeden statüko bekçilerine ve güç odaklarına rağmen Radikal Demokrasi için ellerini taşın altına koymalıdırlar. Sağa sola bakmadan kendi dinamiklerimizi hesaba katarak her sorunun altından çıkan temel haklar konusunda ülkeyi huzur ortamına götürecek Radikal Demokrasi hamlesinin vakti geçmeden ellerindeki fırsatları değerlendirmelidirler. Statükoya dokunmayan yılanın bin yaşaması hayalden öteye bir şey değildir. Aksi halde bu gidişat herkesimi yaralayacaktır. Son olarak çözüm; “Radikal Demokrasi” dir…
Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformu
Türkiye de her geçen gün şişirilip şişirilip halkın önüne sürülen yeni gündemler oluyor… Bugün Türkiye kamuoyun da önemli meseleler yer alıyor şüphesiz. Üçüncü Dünya savaşının çok dan tetiklendiği ve bunun içinde bu kirli oyunda rol alan figüranların adım atmalarının beklendiği bir zamanda halkları birbirine kırdırma politikalarının bir parçası olmamak dır şiarımız. Bizlerin kavgası birilerinin çıkar ve amaçlarına hizmet etme davası değildir. Bu sebeple kirli oyunların bir parçası olmamak için tavrımızı sürdüreceğiz. Fakat bizlerin amacı herkesin oyunlarını ifşa etmek hak ve hukuksuzluğu deklare etmenin yanında suni gündemlere de pirim vermemektir. Birilerinin el altından şişirip kamuoyuna sunduğu gündemlerin kıymeti yoktur.
Özellikle Anayasa tartışmalarının yaşandığı şu günlerde; ülkedeki güç odakları söz sahipleri ve tüm girişimciler Türkiye’nin asıl sorununun temel haklar sorunu olduğunu, her şeyin geçeceğini ama kalıcı olanın bu sorun olduğunu bilmeleri gerekmektedir. Büyük sorunların, dünya kamuoyuna taşınan meselelerin temelinde temel haklar sorununun yattığını artık kabulleniniz ve buna göre irade geliştiriniz.
Türkiye de bir dış ikaz, uyarı alınmaksızın dikkate alınmayan haksızlık ve hukuksuzluklar ille de birisinin ikazı ile mi yerine getirilecek? Kendi halkının, aydınlarının düşüncelerine kıymet vermeyen ülke yöneticileri AB kapısında uyarı alıp ona göre tavır sergilemeyi onur olarak mı kabul ediyor? Düşünce tarihine önemli katkıları olan insanlarımızın kendi ülkelerinde sözlerinin kıymetsiz bırakılmasını kendinize bu denli yakıştırmanız algılanamamaktadır. Daha somut bir örnek üzerinden tespit yapacak olursak; 301. maddenin kaldırılması için tüm güzümüzle çaba harcadığımız günlerde Millet vekillerimizi uyarırken kendilerinin vantilatör serinliğinde tatil yaparken, maddenin varlığından bile haberdar olmadıklarına şahit olmuş idik. Bugün AB ilerleme raporlarının açıklanmasıyla irade gösterme gayretinde olanlar düşünce ve ifade özgürlüğü için başka kurban mı beklemektedirler?
Bizler elbette ki bu ülke de açta açık da ki insanları görmezden gelerek bir hak anlayışı yürütmüyoruz. Ama insanımızı açlığa sürükleyen bununla yaşama, inanma ve düşünce açlığını görmezden gelen zihniyeti de derinden sorguluyoruz. İnadına insana saygı, inadına inanca ve düşünceye özgürlük diyoruz.
Kızlarımızın eğitim oranının yükselmesi için kampanyalar düzenleyenler, başörtülülerin eğitim haklarının gaspını görmezden gelmektedirler. “Kardelen Ayşelerin” gerçek hayatta nasıl bir dengede yaşadıklarını hesaba katmadan bu türküye eşlik edemeyeceğiz. “Bugün öğretmen olamadım ben, Başörtümle okuyamadım ben…” dizeleri dilimizden geçerken, “Türkiye Laik dir, Laik kalacak” marşı 7-24 temizde çalarken kusura bakma Ayşecik sana eşlik edemedik…
Ülkede ki idareciler, yöneticiler millet vekilleri akıllarını başlarına toplayıp kargaşa ve kaosa pirim vermeden statüko bekçilerine ve güç odaklarına rağmen Radikal Demokrasi için ellerini taşın altına koymalıdırlar. Sağa sola bakmadan kendi dinamiklerimizi hesaba katarak her sorunun altından çıkan temel haklar konusunda ülkeyi huzur ortamına götürecek Radikal Demokrasi hamlesinin vakti geçmeden ellerindeki fırsatları değerlendirmelidirler. Statükoya dokunmayan yılanın bin yaşaması hayalden öteye bir şey değildir. Aksi halde bu gidişat herkesimi yaralayacaktır. Son olarak çözüm; “Radikal Demokrasi” dir…
Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformu