Mehmet GÖKTAŞ

Mehmet GÖKTAŞ

Kolaycılık iliklerimize işlemişse…

Birkaç gündür piyangoculara, totoculara, lotoculara ve bilumum kumarcılara yönelik yazıyorum ve konuşuyorum.

Hep onlara haksızlık etmeyelim. Aslında kolaycılık az veya çok hepimizin iliklerine kadar işlemiş durumda.

Açıktan haram bir yoldan olmasa da kolay yerden kazanmak, köşe dönmek genlerimize kadar işlemiş desek abartmış sayılmayız.

Kolaycılık sadece dünyayı elde etme açısından değil ahireti, cenneti kazanma meselesinde de tevessül ettiğimiz bir yoldur. Başta annem olmak üzere ziyaret ettiğim, gidiş geliş yaptığım akrabaların, yaşlı bayanların benden en çok istedikleri şey;

“Öldüğümüzde, kabre vardığımızda ne diyeceğiz, bize öğret, varınca zorlanmayalım”

Sizler de rastlamışsınızdır cenneti kolaydan kazanmak için insanlara sunulan bir takım kolay formüllere ve dualara.

Biz yine dünya hayatımızdaki kolaycılıklarımıza gelelim. Olamaz mı? Fazla çalışmadan, kolay yoldan bir takım hedeflere, özellikle dünyalıklara ulaşılamaz mı? Olabilir, ulaşılabilir.

Zaten bu hastalık da topluma bu yüzden bulaşıyor. Düşünebiliyor musunuz; bir insan yıllarını vererek okuyor, sınavlar kazanıyor, master yapıyor, doktora yapıyor, daha sonra kendi branşında varılacak noktaya varıyor. Uğraştığı ilim dalının bütün merhalelerini hiç birini atlamadan bir bir geçiyor. Sonunda insanlığa bir şeyler sunuyor.

Fakat öbür tarafta bir futbolcu, bir aktör, bir şarkıcı bir anda cahiliye dininin tabiriyle söylersek, bir anda popüler oluyor bizim bilim adamını fersah fersah gerilerde bırakıyor.

Örnek verdiğimiz bilim insanının bir bayan olduğunu düşünün. O istediği kadar bilim adamı olsun, sokakların yetiştirdiği bir genç kız topluma sadece bedenini, bedeniyle birlikte sesini sunarak gündemin başına oturuyor.

Keşke bu kolaycılık, bu beleşçilik sadece şu örneğini verdiğimiz alanlarla sınırlı kalsaydı. Maalesef hayatın bütün alanlarına sirayet ediyor. Galiba popülizm diye buna diyorlar. Siyasilere de bulaşıyor, üretime ve sanayiye de bulaşıyor. Herkes kolaycılığa kaçıyor, yine kendi tabirleriyle herkes tribünlere oynuyor.

Hem ortada tribün diye bir şey varsa, herkes kendisini bu tribünlere ispatlamak durumundaysa kim çabuk davranırsa o kazanacaksa… Müsaadenizle kolaycılık hatta beleşçilik sanki kaçınılmaz oluyor.

Bir anlamda herkes kendi branşında toto oynuyor, piyango çekiyor, ganyan oynuyor.

Ne zaman ki Sünnetullaha uyarız, ne zaman ki girdiğimiz yolun kurallarının bir tekini bile atlamadan sabırla ilerleriz, ne zaman ki tribünleri önümüze değil arkamıza atarız, ne zaman ki sabır adına her merhalenin hakkını veririz…

Ve ne zaman ki başkalarının değil Rabbimizin bizim için ne diyeceğinin önemli olduğunu kavrarız, işte o zaman kurtuluruz, işte o zaman kumarcılara bir şeyler söyleme hakkımız olur.

Bu yazı toplam 870 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar