Bu bir kehanet değil, kılavuz istemeyen görünen köydür. Felaket tellallığı yapmaktan da hiç hoşlanmayız ama ortamın seçimle birlikte durulup süt liman olacağını beklemek de fazla iyimserliktir.

Cumhur ittifakının seçimleri kazanması halinde muhalefetin bunu kolay kolay kabullenmeyeceğine dair şimdiden bahaneler hazırladığını görüyoruz. Hiç şüphesiz bunu sokağa yansıtacağı gibi daha da ileri boyutlara taşıyacaktır. Öyle ya, kendilerinin açık ara kazanacaklarına şartlandırmış durumdalar.

Muhalefetin seçimleri kazandığını düşündüğümüzde belki tamamı olmasa da intikam hırsıyla yanıp tutuşan önemli bir güruhun olduğunu gözlemliyoruz.

Bu azgın güruhun taşkınlıklarını nerelere vardıracağını tahmin etmek de zor görünüyor. İktidar yetkilerini kullanarak yapacakları değişikliklerin dışında azgınlıklarına dayanarak yapacakları şeyler olacak ki işte millet bunları asla kabullenmeyecektir.

Muhalefete verdikleri desteğin karşılığı olarak HDPKK’nın sergileyeceği şirretlikler, azgınlıklar ve talepler milletle birlikte devleti de teyakkuza geçireceği kanaatindeyim.

Bütün bunları huzursuzluk olarak nitelendirebiliriz.

Ayrıca doğrudan bizi ilgilendiren bir durum daha vardır ki, HDPKK gerek bölgede gerek yurt genelinde bize karşı ayrıca şirretleşecektir ki, başladılar bile.

Bize düşen hem sakin ve soğukkanlı hem de teyakkuzda olmaktır. Hem sahada olmak, hem ayakta olmaktır.

Unutmayalım ki şer cephesi Müslümanları olayların içine çekmek için çırpınacağı gibi ülkenin batısındaki bir takım saf ve cahiller de bizden duygusal ve fevri tavırlar bekleyecekler.

Kısacası bütün durumlarda hedefimiz siyasete yeni bir güzellik katmak, sonra pişman olacak hiç bir şeyi yapmamak, insanımız için girilecek kapı, demir atılacak bir liman olabilmektir.

Takdir-i ilahi, zor günlerde sahnedeyiz ve bütün gözler üzerimizde, Rabbim yüzakıyla sürdürmeyi lütfeylesin.