'Korkmadık ulan, korkmadık!'

Paralel Devlet Yapılanması / Fethullahçı Terör Örgütü mensubu subayların askerî darbe teşebbüsü, Allah’ın inayetiyle boşa çıkarıldı. Millet-Devlet el ele, hainlerin kanlı heveslerini kursaklarında bıraktı. Rahman ve Rahîm Allah’a sonsuz şükürler olsun. 
Pensilvanya Ordusunun kurmayları şöyle bir hesap yapmış olmalılar: “Halkın yarısı Erdoğan’a karşı. Ortalama subayların kahir ekseriyeti zaten Erdoğan’la doku uyuşmazlığı yaşıyor. Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği, Rusya ve İsrail, yani Düvel-i Muazzama da Erdoğan’a diş biliyor. Askerî darbe için bundan daha münasip bir konjonktür olamaz. Düğmeye bastığımız andan itibaren Erdoğan düşmanı kitleler ve medya, ayrıca tabii ki Cumhuriyet Halk Partisi, tıpkı Gezi olaylarında olduğu gibi iktidarı devirme operasyonuna destek verecek, tankları çiçeklerle karşılayacaktır. İktidar yanlıları ise korkmuş ve sinmiş bir halde evlerinde saklanacaklardır. Sokağa çıkmaya yeltenen iktidar yanlıları olursa, onları, üzerlerine yağdıracağımız muazzam dehşetle anında pişman ederiz ve asayiş çabucak sağlanır. Gecenin sonunda, diktatörü deviren demokrasi kahramanları olarak göklere çıkarılacağımızdan hiç şüphe yok. Yabancı dostlarımız demokratik racon gereği askeri darbenin yakışıksızlığına dair demeçler verebilirler, ama Erdoğan’ın hakkından geldiğimiz için onlar da bize minnettar kalacaklar. Batı kamuoyuna kakaladığımız ‘Kürtleri katliamdan geçiren ve IŞİD terörünü destekleyen Erdoğan’ imajı sayesinde Batı basını da son tahlilde bizden yana tavır koyacak.”
Bu hesap, daha en başından çöktü. Medya, Doğan Grubu dahil, yekvücut halde Pensilvanya Ordusunun karşısına geçip millet iradesini, hükümeti, halkın seçtiği Cumhurbaşkanı’nı savundu. Pek çok Erdoğan karşıtı gerçekten de tankları karşılamaya çıktı; ama onları çiçek yağmuruna tutmak için değil, durdurmak için. Elleriyle bozkurt işareti yapanlar, “Atatürk”lü bayrak sallayanlar, Anadolu Gençlik Derneği (Milli Görüş) flaması taşıyanlar, AK Partililerle omuz omuza kanlı cuntanın karşısına dikildi. 
Eskiden darbeciler “İdareye el koyduk, sokağa çıkmak yasak” dediler mi iş biterdi. Bu defa, ilk defa, halk, en korkunç ölümleri göze alarak sokağa çıktı ve darbecilere meydan okudu. Hem de nasıl! 
Cumayı cumartesiye bağlayan gece (15-16 Temmuz) Millet Meclisi’nin karşısında, Genelkurmay Başkanlığı’nın önünde toplanan kalabalığın bir parçası olmaktan duyduğum şerefi anlatamam. Millet Meclisi gözünün önünde bombalanırken, Genelkurmay Başkanlığı binasından ve helikopterlerden üzerine ateşler açılırken, kadınıyla erkeğiyle, genciyle yaşlısıyla “Korkmadık ulan, korkmadık! Şerefsizler!” diye bağıran, dimdik duruşunu bozmayan bir kalabalık…
İstanbul Boğaziçi Köprüsü yahut Ankara Akıncılar Hava Üssü önlerinde verilen mücadele de dillere destan. 
Türkiye’nin dört bir yanında katil isyancıların aşağılık çarkına çomak sokmak için sokaklara dökülen, meydanları dolduran bütün o mümtaz topluluklar destan yazdılar.
“Vatan size minnettar” demenin tam yeri ve zamanı.
Vatanı bu canavarlara yedirmemek için canını ortaya koyan bu kahraman millete…
Ağır sorumluluğunun gereğini ölüm pahasına aldırmadan ve zerre kadar tereddüt etmeden yerine getiren Başkomutan Recep Tayyip Erdoğan’a…
Hiç eğilip bükülmeden ‘Biz buradayız, görevimizin başındayız ve darbecilerin canına okuyacağız’ mesajını vererek halka moral ve cesaret aşılayan hükümete, başta Başbakan Binali Yıldırım’a…
Milletin en yaman savaşçıları mertebesine yükselen polislere…
‘Millete sadakat şerefimizdir’ deme basiretini gösteren askerlere…
Er meydanında esaslı bir yer işgal eden MİT mensuplarına…
Pensilvanya Ordusunun kullandığı zırhlı araçların önünü kesmek için belediyelerinin bütün imkânlarını anında seferber eden belediye başkanlarına…
Dehşet fırtınasına kapılmayıp dirayetlerini koruyan ve darbecilerin zincire vurulması için harekete geçmekte gecikmeyen yargı mensuplarına ve valilere…
Her an darbecilerin baskınına uğrama riskini göze alarak canlı yayınlarda milli iradeyi savunan televizyonculara ve onların stüdyo konuklarına…
İnternetteki milli irade fedailerine… 
“Hükümetin yanındayız” açıklamasıyla darbecilerin ‘ofsayta’ düşmesine çok kıymetli bir katkıda bulunan Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye…
Darbeye net bir şekilde karşı çıkarak ‘CHP çantada keklik’ hesabını bozan Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na…
Milletin silahlarıyla milleti vuran kahpelerin kahpeliklerine pabuç bırakılmadığını ve millet iradesinin sarsılmadığını vurgulamak için, üzerine düşen bombalara aldırmadan Meclis’i olağanüstü toplantıya çağıran Meclis Başkanı İsmail Kahraman’a… 
Hepsine, hepsine, “Vatan size minnettar” diyoruz.
H H H
İnna Lillahi Ve İnna İleyhi Raci’ûn. Çok sayıda şehidimizin arasında çeyrek asırlık dostlarım Erol Olçak ve Mustafa Cambaz da var. Asker kılıklı aşağılık teröristler, Erol Olçak’ın 16 yaşındaki oğlu Abdullah’ı da hunharca katletti. Aziz şehitlerimize en güzel cennet bahçelerini diliyorum. Cenab-ı Hak, ailelerine ve cümlemize Sabr-ı Cemil ihsan eylesin. Ateş, düştüğü yeri yakmakla kalmamalı. O katiller güruhunun, hükümet tarafından söz verdiği gibi, mümkün olan EN AĞIR ŞEKİLDE cezalandırılmasını bekliyor ve idam cezasının kalktığına yanıyoruz.

karargazete

Bu yazı toplam 751 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar