Abdurrahman Dilipak
Korona bombası: Bommm!
Kıyamet saati işliyor.. Mayıs’a dolu dizgin giriyoruz.
Bu haftaya “Petrol bombası” ile girdik. Petrol fiyatları bir anda, önce 20 Cent’e, sonra da eksi fiyata düştü. Petrol üreticisi ülkelerin depoları doldu, alıcı yok ve üretimi durdurmak, çok büyük bir risk.
Daha da kötü bir durum sözkonusu; enerji, füzyon teknolojisi ile birlikte sudan ucuz olacak, yüksek gerilim ve büyük trafolara da gerek yok artık. Beraberinde düşük voltaj için başka teknikler de sözkonusu.
Bildiğiniz her şeyi unutun, siz evde otururken, dışarıda yeni bir dünya kuruluyor. Yeraltında, kapalı ve karanlık mekanlarda, insansız ortamda robotlar, 24 saat kesintisiz çalışarak yeni robotlar üretiyorlar. Yeraltından çıkacak humonoidler, yerüstünde insanların yerini almaya hazırlanıyor.
Tesla dünyanın etrafını uydularla donatmaya devam ediyor. Tüm dünya gözaltına alınıyor. İnsanlara chip takarak her şeyi kontrol altına almak istiyorlar. Orwell’in, “büyük birader”in o “büyük gözaltı”sı gerçek oluyor.
Durun daha bitmedi. Petrol fiyatları, petrol üreticisi ülkelerde sosyal ayaklanmalara sebeb olacak. Birtakım petrol üreten ülkeler yeniden çöle dönerken, bir kısmı gerçekten o gökdelenlerden, villalardan çıkıp kıl çadırlara geri dönmek zorunda kalabilir.
O paracıklar da tuvalet kağıdı kadar bile değer taşımayacak..
Rusya dağılabilir, bölünebilir. ABD Kovid 19’un faturasını Çin’e çıkararak, Çin’i vurabilir. Çin Merkez Bankasındaki dolarlar da çöp olabilir.
Dahasını söyleyeyim: Kutuplardaki ozon tabakası bir yandan erirken, bir yandan da yırtık büyüyor. Bunun sonucu olarak buzullardaki erime giderek hızlanıyor. Bu okyanuslardaki canlı flora açısından son derece hayati bir önem taşıyor. Daha da vahimi, Hollanda ve okyanustaki mercan adaları gibi adalardan başlayarak birçok sahil ülkesi sular altında kalacak. Sadece balıklar su sıcaklığı ve akıntılar sebebi ile göç etmeyecek, insanlar da yeni bir “Kavimler göçü” tehlikesi ile karşı karşıya. İskandinav ülkeleri, Latin Amerika, Asya daha birçok ülkede büyük göçler, yeni hastalıklar, çatışmalar..
Yeni bir dünya kuruluyor. Kavramları, kurumları, üretim, tüketim, paylaşım kuralları ile yepyeni bir dünya! Daha önce benzeri yaşanmamış bir durumla karşı karşıyayız.
Bana kalırsa uzun sürecek bir kriz dönemine hazır olmalıyız. Gıda ilâçtan daha acil hale gelecek. Mikrobu yok etmek o kadar kolay olmayacak. Daha Sars’a karşı çözüm bulunamadı. Mikrop mutasyona uğruyor. İnsanın mikroba karşı direnci artırıcı yöntemler eşzamanlı olarak öncelikli gündem maddemiz olmalı.
Bu krizden tek başımıza çıkamayız. Krizin kaynağını, sebebini daha tam olarak anlayabilmiş değiliz. Ne zaman biteceğini de bilmiyoruz. Uluslararası sistemin komplolarına karşı hazırlıklı ve dikkatli olmamız gerek. Öte yandan, akıl ve vijdan sahibi herkesle dirsek temasını kaybetmememiz gerek.
Bu konu iç hukukun, uluslararası hukukun, uluslararası örgütlerin gündeminde olmalı. BM, AB, İİK Arap Birliği, Afrika Birliği, ASEAN, Amerika kıtasındaki birlikler, Akdeniz ve Karadeniz Ekonomik İşbirliği ülkeleri, komşu ülkelerle yakın ve sıcak temaslar kurulması gerekir. Siyasi birlikler, iktisadi birlikler, mesleki örgütlenmeleri, STK’lar, üniversiteler herkes, dünyanın ortak geleceği için sanal ortamda da olsa bir araya gelmesi gerek. Asıl geliyorum diyen büyük tehdit ve tehlike için geç kalıyoruz. Korona’yı gözümüze o kadar çok yaklaştırdık ki, arkasında yanan bir ormanı görmüyoruz.
Petrol krizi ilk OPEC’i vuracak. Korona Çin’in başına bela olacak. Avrupa ve Amerika salgından bir bütün olarak bu gidişle çıkamaz. ABD Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olabilir. Bölünebilir. Dolar’ın çöküşü, aynı zamanda kapitalizmin çöküşü olacak. Bedeli bütün dünya, özellikle de dolara yatırım yapanlar ödeyecekler. Rusya toprak bütünlüğünü koruyamaz. Hindistan çok büyük bir kırım yaşayabilir..
Şeytan birilerine “yeryüzünde bir cennet” vaad ediyordu, onların getirip, “yeryüzünde bir Cehennem”in kapısına bıraktı! Şeytanın ins ve cin dostu yoktur. Adem oğullarından intikam almaya söz vermişti. Kendine en sadık olanlardan bile bu intikamını alacak.
Bu musibet, tarihin bilinen diğer musibetlerinden, salgınlarından daha can yakıcı olabilir. Tarihin hiçbir döneminde bu kadar çok nüfus bir arada olmadı. Bu kadar iç içe yaşamadı, bu kadar hızlı ulaşım imkanları olmadı, çevre bu kadar tahrip edilmemişti, bu kadar sağlıksız bir beslenme kolay başarılacak bir şey değil. Teknoloji bu kadar Şeytani güçlerin kontrolünde değildi. Dünya hiç bu kadar silah, zehirli gaz ve biyolojik anlamda tehdit oluşturan kimyasallarla doldurulmamıştı. Hava, su, toprak ve insan hiç bu kadar kirletilmemişti. Üstümüz-başımız, içimiz-dışımız, yediklerimiz-içtiklerimiz, hijyenik pisliklerle dolu! Bu sonuç sürpriz değil. Biz; kendimiz, hakkımızdaki hükmü değiştirmedikçe de Allah bizim hakkımızdaki hükmünü değiştirmeyecektir. İçimizdeki beyinsizler yüzünden, korkarım büyük bir bedel ödeyeceğiz, eğer aklımızı başımıza toplamaz isek. İtiraf edelim, bu sonuçtan hepimiz sorumluyuz. Az ya da çok, sadece yaptıklarımızla değil, yapmamız gerekirken yapmadıklarımız sebebi ile sorumluyuz. Selâm ve dua ile.