Abdurrahman Dilipak
Kozmik oda dosyası kapatılamaz
Kozmik oda dosyası kapatıldı. Hayır. Bu dosyayı böyle kapatamazsınız. Bu dosya yeniden açılır. Madem gerçek bir ihbar yoktu. Madem, iddialar gerçek değildi, niye kozmik odaya girildi, ya da niçin bugüne kadar bu konuda bir karar verilmeden beklendi..
Hani o günlerde iki kamyon dolusu el bombası, fotokopi kutuları içinde, gazete kağıtlarına sarılarak Ankara’ya getirilmişti. O bomba hikayesi neydi.
Şimdi daha büyük bir skandalla karşı karşıyayız, kozmik odadan kopyalanan milyonlarca sayfa kozmik bilgi, bilinmeyen kişiler tarafından kopyalanmış. Bu belgeleri kim, niçin kopyaladı. Bu belgeler başka ülkelerin eline geçmiş olabilir mi? 1.5 tb kapasiteli bir hard disk kayıp ya da kopyalanmış. İçinde 125 milyon sayfa doküman olan bir dosyadan söz ediyoruz. 11 ve 16 Nolu kozmik odalardaki 125 sayfalık belgelerden söz ediyoruz. Bu belgeler arasında yeraltına gömülen bombaların krokisi varmış. Dahası seferberlik hali ile ilgili riskli kişi ve toplulukların listesi ve risk analizi varmış. Korucular, partiler, tarikatlar, azınlıklar, gerilla ve gayri nizami harp unsurları, üniversite raporları varmış.
Davaya konu olarak adı geçen, hedefteki kişi Bülent Arınç. Arınç bir dönem Meclis Başkanı, Cumhurbaşkanına vekalet eden bir kişi. Bugün hükümet sözcüsü.. Hukukçu biri.. Arınç’ın bu konunun üstüne gitmesi gerek.
Süreçte yaşananlar gerçekse sorumluları, değilse bu kumpası kuranların sanık sandalyesine oturtulması gerek..
Soruşturmaya dayanak olan ilk ihbar bir rivayete göre ABD’den geliyor. İsimsiz bir ihbar. Bir başka rivayete göre Keçiören’deki bir Telekom bayisinden Ankara Emniyet Müdürlüğüne yine isimsiz bir ihbar yapılmış. İhbar yapılan yerde işyeri ve sokak kamerası bulunmuyor.
Benim anlamadığım nokta şu, nasıl bu karanlık el, yargıyı, emniyeti, TSK’yı by-pass edebiliyor.. Bakın daha vahim olan ne biliyor musunuz, bir subay çıktı diyor ki, arama yapılan yer, asıl kozmik oda değildi. Burası kozmik önem taşımakla birlikte asıl merkez değildi. Arama yapılan yer Ankara seferberlik bölge başkanlığı idi, yani arama yapılan yerde o tür operasyonlarla ilgili bilgi ve belgelerin bulunması mümkün değildi. Bir yalanın ortaya çıkması nasıl bu kadar uzun zaman alabiliyor? Peki şimdi ne olacak.. Madem bir belgeyi yanlış yerde arıyorsunuz, aradığınız yerde öyle bir belge bulunmuyor, ama o zaman siz bu iddianın gerçek olmadığına nasıl karar veriyorsunuz. Peki bu yargıyı aldatan kimdi ve yargı niçin yanıltıldı. Madem yanlış bir adrese yönlendirildiniz, neden hemen bu işi sonuçlandırdınız. 25 Aralık 2009’dan bugüne neden kimse bu gerçeğin farkına varmadı. Madem konu ile ilgili değildi, bu belgeler neden hemen kaynağına iade edilmedi. Bu arada bu belgeleri, kim, nasıl ve niçin kopyaladı. Bunun sorumlusu kimler.
Söylüyor, bu dava burada bitmez. Burada sadece Bülent Arınç’a yönelik bir tehdit yok. Daha büyük bir tehdit ve tehlike var.
Bu belgeler bir başka ülkeye kaçırılmışsa bunu MİT’in soruşturması gerek. Bunu emniyetin soruşturması gerek. Bunu Genelkurmay’ın soruşturması gerek. Bunu Adalet Bakanlığı ve HSYK’nın soruşturması gerek. Bunu Beştepe’nin soruşturması gerek, bunu başbakanlığın soruşturması gerek. Bunu MGK’nın soruşturması gerek. Bugün çok daha vahim bir tablo ile karşı karşıyayız. Bunu görmek gerek. 60 yıllık devlet sırlarını içeren belgeler nerde.. Bugüne kadar yetkililer neden sustular.. Neden oyalandık. Bu iş kimler tarafından sulandırılmak, unutturulmak istendi.. Kimine göre ise bu paralel yapının bir operasyonu idi ve kozmik belgeler malum ülkelere servis edildi.. Kapsamlı bir casusluk olayı idi. ‘Kozmik oda’da 26 gün boyunca arama yapıldı. Aradan 6 yıl geçmesine karşın ortada ne bir tutuklu var ne de açılmış bir dava. Soruşturma dosyası kapatıldı. “Dağ fare doğurdu”. Durum bu.
Hayır, bu dava burada bitmedi. Şimdi yeni başlayacak, hem de daha kapsamlı bir şekilde.. Kimsenin toplumun zekası ile alay etmeye hakkı yok.. Selâm ve dua ile..
yeniakit