Ahmet Taşgetiren
Kudüs Mitinginin Siyasi-İdeolojik Anlamı
“İdlib’de 5 şehit” öne geçtiği için Kudüs mitingini yazamadım. Oysa yazılmalıydı. İster Kudüs için Türkiye’den yükselen sesin anlamını vurgulamak için, ister mitingde ortaya çıkan siyasi kompozisyonun geleceğe sunduğu mesajı değerlendirmek için yazılmalıydı. Onun için yazdım... Şöyle bir soruyla başlayalım:
- Saadet Partisi Kudüs Mitingi’ne karar verdiğinde acaba böyle bir fotoğraf çıkacağını tahmin etmiş miydi?
Katılımın yüksek olacağını düşünmüştür, çünkü Kudüs çağrısı her zaman Türkiye’nin kalbine ulaşan bir ses olmuştur.
Ama Karamollaoğlu’nun sağına soluna Kılıçdaroğlu’nun, Davutoğlu’nun, Hüdapar Genel Başkanı İshak Sağlam’ın, Demokrat Parti Başkanı Gültekin Uysal’ın, İBB Başkanı İmamoğlu’nun, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Berna Sukas’ın yerleşeceği bir fotoğraf herhalde Saadet liderliğinin hedefini aşan bir görüntü olmuştur.
Mitingde parti kimliğiyle Ak Parti ve MHP yer almamıştır. Bu hiç şüphesiz Kudüs’e yönelik bir duyarlılık eksikliğini yansıtmamaktadır. Ancak belli ki Kudüs konusunda Saadet’in arkasına takılıyor görüntüsü verilmek istenmemiştir. Katılsalar o görüntü mü oluşurdu, ben sanmıyorum, çünkü Kudüs deyince Tayyip Erdoğan’ın yürek tınısının yükseldiğini de dünya alem bilir.
Mitinge Ak Parti’ye oy veren birçok insanın katıldığını tahmin etmek de zor değil. Çünkü Kudüs, geniş Ak Parti tabanı için sandıkta nereye oy verildiği meselesi değildir.
İlginçtir mitingle ilgili haber, bu davaların her zaman öncü savunma hattında yer alan bir gazetede hiç yer almamış, onun yerine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Filistin’e ilişkin görüşlerine yer vermekle yetinilmiştir. İktidarın resmi yayın organı gibi hareket eden bir gazetede ise miting haberi 10’uncu sayfanın dibinde verilmiştir. Demek ki, medya alanına gelindiğinde iş çok daha katı bir tarafgirliğin konusu olmaktadır. En azından ‘Haber verilse idi bu Ak Parti’ye ne kaybettirirdi?’ gibi bir soruyu sormadan edemiyorum.
Bunlar, konu Kudüs olduğunda bile siyasi reflekslerimizin ön plana geçebildiğinin yansımalarıdır.
Düşünüyorum da, Kudüs mitingine liderlik seviyesinde olmasa dahi Ak Parti ve MHP de birer temsilci ile katılmış olsalardı mitingden yansıyan fotoğraf bu kadar siyasi nitelik arz etmezdi. O fotoğrafın altına “Kudüs için tek yürek” gibi bir yazı yazılırdı.
Şimdi ise fotoğraftan iktidar blokundan farklı bir siyasi ittifakın habercisi yorumu çıkıyor.
Bu fotoğrafı bu niteliğe büründüren etkenin karede Kılıçdaroğlu’nun mevcudiyeti olduğu kuşkusuzdur.
Kılıçdaroğlu ilk olarak CHP grup toplantısında “Saadet’in düzenlediği Kudüs Mitingi’ne katılacağız” dediğinde de dikkat çekmişti. Hatta tahmin edilebilir ki en çok da CHP’lilerin dikkatini çekmişti.
Kudüs!
Tamam, Kılıçdaroğlu’nun hatırlattığı gibi geçmişte “Devrimci gençler Filistin’de can vermişti” ama gene de Filistin ve Kudüs, daha çok dini hüviyeti ile ve daha çok muhafazakâr-dindar camianın duyarlılık alanı idi. Biraz daha ileri gidilirse “Ümmet duyarlılığı” ile alakalı bir mesele idi.
Daha doğrusu bu boyutları dikkate alındığında Kudüs ilgisi kimi CHP kitlesi için yadırgatıcı bir durum bile olabilirdi.
Kılıçdaroğlu mitinge katılarak CHP tabanını tam da bu alanlarda farklı düşünmeye yöneltiyordu. Kılıçdaroğlu’nun mitingde yaptığı konuşma ise çok daha diri Kudüs mesajı ihtiva ediyordu.
Dolayısıyla fotoğrafı ilginç kılan bir husus, içinde Kılıçdaroğlu’nun yer almasıydı.
Ben, 15 Temmuz’dan sonra düzenlenen ve ‘Yenikapı ruhu’ diye tanımlanan mitinge Kılıçdaroğlu’nun katılmasını da aynı şekilde değerlendirmiştim. Çünkü o miting de Ak Parti iktidarına karşı yapılan bir darbe kalkışmasına tepkiyi ifade ediyor ve burada CHP, kendi siyasal çıkarının ötesinde bir tavra eşlik ediyordu.
Siyaset mi, evet siyaset!
Ahmet Davutoğlu yeni yola çıkan bir partinin genel başkanı olarak Kudüs için çağrılınca “Yerimiz burası” diyerek katılmış olmalı mitinge. Belki fotoğrafta yer alan tüm isimler Kudüs ortak paydasında buluştukları için oradadırlar. Fotoğraf üzerine kurulan siyasi denklemlerden bağımsız olarak. Ama bu tür ortak paydaların siyasi yakınlaşmalar doğurması da tabiidir.
Saadet, Gelecek Partisi, İYİ Parti, Hüdapar, Demokrat Parti ve onlarla aynı platformda buluşan ve bir anlamda dışardan içerden tahkimatın gerçekleştirdiği ideolojik blokajı aşmaya çalışan CHP fotoğrafına bakılınca, bundan böyle ideolojik alan ayrışmasının siyaseti daha sınırlı etkileyeceği söylenebilir.