Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

Kürtler'in Çığlığı

"Öyle bir yerden önce ben göç ederim" gibi bir sözü yansımıştı medyaya. Bence de Ahmet Türk gibi bir insanın PKK yönetimi altında yaşaması imkânsızdır.

Acaba Altan Tan tahammül edebilir mi bir PKK yönetimi altında yaşamaya? Sırrı Süreyya Önder, öyle bir yönetimde özgürlük mücadelesine soyunmaz mı? Ertuğrul Kürkçü ne yapar?

Orhan Miroğlu Kürt. İbrahim Güçlü Kürt. Ümit Fırat Kürt.

Sorun bakalım; PKK yönetimi altında yaşamak isterler mi?

Kemal Burkay'a sorun.

Hatta Leyla Zana'ya sorun.

Osman Öcalan da Kürt. Sorun bakalım PKK yönetiminde hayat hakkı var mı Osman Öcalan'ın?

Mehdi Eker, Mehmet Şimşek, Cevdet Yılmaz Kürt bakanlar... Zafer Çağlayan'ı, Bekir Bozdağ'ı saymıyorum.
Sorun Kürt bakanlara; bir PKK iktidarı nedir?

Cizre'de sokak ortasında öldürülen Ramazan Dindar Kürt'tü. Ağabeyi, AK Parti Milletvekili Emin Dindar, kardeşinin mezarı başında gözyaşlarına boğulurken acaba ne düşünüyordu PKK iktidarı için?

Kaçırılan Kürt AK Partililer için ne demeli?

AK Parti'ye oy veren Kürtler, AK Parti'den milletvekili seçilen Kürtler... Nasıl bir muamele ile karşılaşırlar PKK'nın "tek parti" iktidarını kurduğu "Muhayyel Kürt bölgesi"nde?

Bu satırlar bir Türk'e ait değil

"Doksanlı yıllarda HEP'in, HADEP'in il-ilçe binalarını açanlar devletin infaz timleri tarafından katlediliyorlardı.

Trajediye bakın ki, aynı bölgede şimdi AK Partili Kürtler partilerinin kapısını açarken korkuyorlar. Şimdi AK Partili Kürtler aynı yöntemlerle kaçırılıyor ve sokak ortasında infaz ediliyor.

Kürt toplumu, Kürt aydını ve 'Kürt sorunu uzmanları' suskun.

Sanılıyor ki AK Parti yenilgiye uğrasa, yerine CHP teşkilatları, MHP, Hak-Par ve Kadep kurulacak ve memlekete demokrasi gelecek.

Hayır öyle olmayacak maalesef. Ak parti hallolursa sıra herkese gelecek.

Kürtler tek partiye, tek ideolojiye ve tek şefe mahkum olacak.

İstenen bundan başka bir şey değildir, PKK bunun mücadelesini veriyor ve bu mücadele Kürtler'in Türkler'le eşitliği için verilen bir mücadele değil.

Çünkü PKK, Kürtler'in eşitliği için değil, savaştığı devletle eşit güç kullanabilmek için mücadele ediyor.

Deyim yerindeyse devletten 'anahtar teslimi bir kürdistan' talep ediyor."

Bu satırlar bana ait değil, bir Türk'e de ait değil. Bunları Orhan Miroğlu yazdı ve Orhan Miroğlu bugün, aldığı tehditler sebebiyle koruma ile dolaşmak zorunda.

PKK yaparsa her şey meşru mu?

Göç faciası

Sanılıyor ki, farz-ı muhal, "Kürt coğrafyası"nda bir PKK iktidarı gerçekleşirse, oradaki Türkler Batı'ya göç eder, Batı'daki Kürtler de "Kürt coğrafyası"na gider.

Ben, Batı'daki Kürtler'in, gönüllü olarak Doğu-Güneydoğu'ya gideceğine en küçük bir ihtimal bile vermem. Zoraki göçlerin ise asla olmamasını dilerim. Neresinden bakılsa facialar doğurur öyle bir şey.

Ama şu kesin ki, böyle bir ayrışmada, Doğu-Güneydoğu'da yaşayan Kürtler'in önemli bir kısmı bile, ne pahasına olursa olsun PKK iktidarından kurtulmak için göçü tercih edecektir.

Bugün bir PKK iktidarının, Kamboçya'daki Kızıl Kmer ve Pol Pot yönetiminden farklı bir mahiyeti olmayacağını pek çok Kürt biliyor. Bilmeyen seziyor, çünkü ortada, ölmeye ve öldürmeye şartlanmış bir yapı bulunuyor.
Kürtlerin çığlığı, evet!

Sorsanız Kürt halkına, "Bizi PKK, KCK, BDP ile baş başa bırakın, biz meselemizi hallederiz" der mi? Demez, çünkü o yapının, şu anda, devletin güvenlik şemsiyesi altında dahi, yer yer nasıl bir ceberut tahakküm sistemi oluşturduğunu bilir. Yurdun birçok yerinde "Kürt'ün seçme özgürlüğü" bugün bile gasp edilmiş durumdayken, varın siz "tek parti" altında seçme özgürlüğünü düşünün... "Açık oy, gizli sayım" diye bir uygulama vardı hani bizim tek parti dönemimizde... Aynen onun gibi... Orhan Miroğlu'nun çığlığını anlayın lütfen!

bugün

Bu yazı toplam 1055 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar