Abdurrahman Dilipak
Mabed disko olur mu?
Papa Francesco Roma’da bulunan Vatikan’a bağlı Papalık Gregoriana Üniversitesi’nde 29-30 Kasım tarihlerinde, 36 ülkeden yaklaşık 300 kişinin katıldığı uluslararası bir konferansta “Eski kiliseler, gece kulübüne ya da diskoya çevrilmesin” diye çağrı yaptı ve “Eski kiliseler, insanlığa en faydalı biçimde ve özellikle de yoksullara hizmet edecek şekilde kullanılsın” dedi.
Katılımcılar arasında yer alan Kanadalı Başpiskopos Paul-Andre Durocherkendi ülkesinden bir örnek vererek, “Ontario’nun kuzeyinde küçük bir kilisenin striptiz kulübüne çevrildiğini” söyledi.. Piskopos buradan her geçtiğinde bu bina için Tanrı’ya dua ediyordu. “Tanrı’ya şükür sonunda bina yandı. Bu en kötü örneklerden biriydi” dedi. Vatikan’ın Kültür Bakanı konumundaki Papalık Kültür Konseyi Başkanı Kardinal Gainfranco Ravasi de “Bir kilise dini amaçla kullanımdan çıksa da kutsallığını yitirmez. Kilise binasında pizzacı açmak dine hakarettir” diye konuştu.
Birden aklıma Antep’te yakın zamanlarda yaşanan bir olay geldi. Milli Mücadelede en fazla şehid veren illerimizden biri Maraş, biri de Antep. Maraş’ta Sütçü İmam’ı biliyorsunuz. Onun adına bir üniversite var bugün. Fransız askeri elbisesini giyen Ermeni militanlar çarşaflı bir kadının peçesine el uzatınca direniş başlamıştı, hatırlarsanız. Antep’de de benzer bir olay yaşandı. 1918 yılında Fransızlar Antep’i işgal ettikten üç yıl sonra Fransız bayrağını Antep kalesine çekebildiler. Bu süreçte 6000’e yakın şehit verildi.. Bu işgal zamanında henüz 16 yaşında bir genç olan Kâmil, işgali altındaki şehrin sokaklarında dolaşırken bir Fransız askerinin bir kızımızın başörtüsüne uzandığını görünce dayanamadı ve Fransız askerini öldürdü. O da orada şehid edildi ve bugün Antep’te “Şehit Kâmil” adında bir ilçe var. Yetmiş yıl sonra yeniden birileri bu ülkede çarşaf, başörtüsü tartışması başlattı. 1992′da CHP’li Belediye Başkanı CELAL DOĞAN (1989 - 2004) kurban kesilerek, tekbir ve salavat getirerek genelev açılışı yaptı. Hem de “Ortadoğu’nun en lüks, en modern kerhanesi” diye reklam yaptılar.
Hatırlayın 28 Şubat öncesi, sonrası CHP’liler, Halkevleri, ADD, ÇYDD ya da BÇG’liler ne yapıyordu. Kılıçdaroğlu merak ediyorsa söyleyeyim: İşte CHP işte bunun için iktidar olamaz.
Halkların Demokratik Partisi (HDP)’nin Gaziantep 1. sırada aday gösterdiği Av. Celal Doğan’ın, 1992 yılında Gaziantep Büyükşehir Belediye başkanlığı yaptığı dönemde tekbir, salavat ve dua eşliğinde kurban kestirerek genelevi açtırdığı ortaya çıktı. Av. Celal Doğan’ın belediye başkanlığı döneminde o zamanın parasıyla 10 milyar TL’ye mal olan Gaziantep Genelevi, yoğun bir davetli katılımıyla açılışı gerçekleştirilmiş. Genelevin açılışı esnasında belediye başkanı Av. Celal Doğan; ‘Vatan evlatlarına hayırlı ve uğurlu olsun’ ifadelerini kullanmış.” Selahaddin’in ordusunu Haçlı Ordusuna asker yapma misyonunu üslenen bir terör örgütüne siyasi destek veren, aynı şekilde ABD emperyalizminin “Ortadoğu” denilen coğrafyadaki koçbaşı, paralı askeri durumundaki bir örgütün eş güdümündeki bir siyasi hareketin böyle bir kişiyi sahiplenmesi aslında hiç de sürpriz olmasa gerek. Sonunda tencere yuvarlanmış, kapağını bulmuş oluyor.
Bu durum, esasen CHP’nin, HDP ile ittifak arayışındaki zihniyet ikizliğinin de bir başka göstergesi olarak görülebilir..
Neyse ki, 9 Mayıs 2017 tarihli bir gazetede şöyle bir haber daha vardı: “CHP’nin kurban keserek açtığı “genelev” kapatıldı Dönemin CHP’li Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Celal Doğan tarafından kurban kesilerek açılan genelevi” iki gün önce yıkılarak tarih oldu. Gaziantep’te ilki 1938 yılında açılan “genelev” için 1992 yılında dönemin CHP’li belediyesi tarafından 10 milyar lira harcanarak yeni bir kompleks inşa edilmişti. (…) Gaziantep’te ilk “genelev” yine CHP döneminde 1938 yılında Yazıcık denilen mahalde açılmıştı. Son olarak 1992 yılında Beylerbeyi köyü yakınlarında kurulan Gaziantep genelevi dönemin belediye başkanı Celal Doğan tarafından “kurban kesilerek” açılmıştı. Gaziantep valiliğinin aldığı kararla “Yaşam alanlarının içinde kaldığı” belirtilen Gaziantep Genelevi Büyükşehir Belediyesi yıkım ekipleri tarafından yıkıldı. Gaziantep Valiliği ve Büyükşehir Belediyesi ilgilileri mülk sahipleri ile karşılıklı anlaşma yaparak yıkım kararının verildiğini ve yaşam alanlarıyla da iç içe geçmesinden dolayı bölge halkı tarafından da sürekli şikâyet edildiği için yıkımların gerçekleştiği ifade edildi. Kaynak: https://www.sonhaberler.com/gundem/chp-nin-kurban-keserek-actigi-genelev-kapatildi-h267603.html
Bizde bugün, CHP döneminde kapatılan, yıkılan, bar, pavyon olarak kullanılan camiler tartışma konusudur. Bunlardan biri de; İstanbul’da, hemen Sirkeci tren istasyonunun hemen yanındaki, İÇKİLİ GAZİNO yapılıp ‘ANADOLU SAZEVİ’isminin verildiği “Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Camii”. Özal döneminde tekrar camiye çevrildi. Oradaki esnaflar bu olayı bilir.
Vatikan’daki bir konferansla başladık, onunla bitirelim: Bir Vatikan yetkilisi “Eski kilise binalarının müze ya da belli temalarda toplantı mekânı olarak kullanılmasında ise sakınca olmadığını” söyledi. Çünkü yeni kilise yapmak şöyle dursun tarihi kiliseler bile metruk halde. Ne papaz, ne rahib ve ne de rahibesi ve ne de cemaati var. Hiç olmazsa mabed olarak kullanılan mekânlar “yüz kızartıcı günah evlerine dönmesin” diye müze ve benzeri yapılara dönüştürülmesinin daha doğru olduğunu düşünüyorlar.
Bugün toplam 100 bine yakın kilise olan İtalya’da halen bine yakın tarihi kilise başka amaçlarla kullanılıyor. Aynı şekilde San Donato kasabasında 1500’lü yıllardan kalma bir kilise “pizza restoranı”na dönüştürülmüş. Milano›da da San Giuseppe della PaceKilisesi 2001 yılında “disko-kulüp” olmuştu. Genovakentinde ise eski bir kilise binası halen “banka” olarak kullanılıyor. Bazı kiliseler spor kulübü, kafe, kitapçı, müze ve tiyatro olarak kullanılıyor ve bazıları da Müslümanlar tarafından alınıp camiye çevriliyor. 2000 yılından bu yana Kanada’daki Katolik kiliselerinin % 20’si kapanmış ve bu oran giderek artmasının yanında, halen birçok kilise cemaatsiz ve sadece birkaç ruhaninin yardımı ile ayakta ya da yaşlılardan oluşan küçük gruplara hizmet veriyor, veya misyonerler tarafından veya turistik gaye ile açık tutuluyor.. Aslında bu durum, sadece AB ülkeleri için değil, bütün Hristiyan dünyası için geçerli.
Garp cephesinde durum bu. Batı taklitçilerinin izinden gidenlerin varacakları yer de başka bir yer olmayacaktır.
Selam ve dua ile.
yeniakit