Ahmet Taşgetiren
Mahcupsunuz savunmadasınız...
Ak Parti camiasına söylüyorum:
-Mahcupsunuz, sevinçli değilsiniz, heyecan duymuyorsunuz, savunmadasınız. Geldiniz MHP politikalarına saplandınız ve bunun Türkiye’ye hayrı olmadığını, üstelik dünyadaki kötü niyetli odakların hesaplarına hizmet edeceğini biliyorsunuz. Ve yine biliyorsunuz ki şayet Kandil’in, İmralı’nın ve de onlarla iltisaklı Kürt siyasetinin -ayrılıkçı- bir hedefi varsa, bu politikalar tamamen ona hizmet eder. Bu politikalar ayrılıkçı olmayan insanların bile damarına basar, içini daraltır, aidiyet bilincini törpüler, çarpık mesajlara daha duyarlı hale getirir.
-Bu politikalar dediğimde de neyi kastettiğimi gayet iyi anlıyorsunuz. Parti kapatma, kayyım atama, kitleler halinde milletvekillerinin dokunulmazlığını kaldırma, en tanınmış isimler dahil milletvekillerini kitleler halinde hapse atma, kitleler halinde tutuklamalar yapma, sürekli ekranlarda hiçbir savunma imkanı tanımadan yargılamada bulunma, her gün ekranlarda ipe çekme eylemleri sunma, seçilmiş aktörlerden Kürt düşmanlığı izlenimi verecek değerlendirmeleri sunma…
-Bu politikaların sonunda varıp, içinde yargısız infaz, pislik yedirme, köy yakma, sürgün vs… her türlü insanlık dışı uygulamaların yer aldığı inkar - asimilasyon iddialarıyla bütünleşeceğinden, bir ara çözmek için bedeninizi taşın altına koyduğunuz Kürt sorununu daha da derinleştireceğinden benim gibi sizler de emin olmalısınız.
-Ne diyeyim ki, getirdiniz bir ucube sistem, memleketi yüzde 50 artı 1’e kilitlediniz, kendi ellerinizi MHP’ye teslim ettiniz. Buna rağmen yüzde 50 artı 1 hesabı tutmayınca, bir zamanlar “Bebek katili, terörist başı” diye tanımladığınız, peşlerine kırmızı bültenler taktığınız Öcalanlar’ı bile devreye sokmanıza rağmen HDP’yi hizaya getiremeyince, üstelik HDP karşı blokta, sizin “Zillet İttifakı” dediğiniz alanda yer tutup, İstanbul – Ankara – Antalya gibi koca koca şehirlerin elden çıkmasına yol açınca, sıra yargısal bir eylemle işi bitirmeye geldi. Öyle olmazsa böyle. Bütün dünya bunun bir “yargı işi” olmadığını okuyacak, bilmiyor musunuz, bir “siyasi operasyon” olduğunu duyacaksınız bütün dünyadan, bilmiyor musunuz? Bu işin zaten problemli olan Hukuk - Yargı alanını, problemli olduğunu bildiğiniz için, dünyada böyle görülmesi yüzünden ülkeye yatırım gelmediğini bildiğiniz için, böyle olduğu için ülkenin risk primini yükselttiğini bildiğiniz için acaba dünyaya yeni bir imaj sunabilir miyiz arayışıyla paket üstüne paket hazırladığınız Hukuk – Yargı alanını daha da problemli hale getireceğini bilmiyor musunuz?
-Hem de yakında yapılacak AB Zirvesi öncesinde… Hem de yeni ABD Yönetiminin Türkiye ile ilişkilere biçim vermeye hazırlandığı bir süreçte. Masaya “Kürt siyasi hareketini yok etmek için harekete geçen bir yargı operasyonu” tanımlaması ile konacak hadise, görmüyor musunuz?
-Daha şimdiden “HDP’nin kapatılması en çok kimin işine yarar? “ sorusu üzerinde kafa yoruluyor. İçerden bazı parti isimleri sayılıyor: CHP’ye yarar, şuna yarar buna yarar. Yani Kürt seçmenler partisiz kalırsa şuna veya buna yönelir gibisinden. Ama “Kimin işine yarar?” sorusunun başka cevapları da var. Söyleyeyim: Dünyada Türkiye düşmanlarının işine yarar. Yukarda da söylediğim gibi Kürtler’de ayrılıkçı düşünceleri geliştirmek isteyenlerin işine yarar. “Kürtlerin Türklüğü” üzerine ne kadar nutuk atılırsa atılsın, bu konuların sürekli gündemde tutulması, hiç olmayanın zihnine “Farklılık bilinci” yükler. Hani övünüyoruz ya Türkiye entegrasyonunun örneği olarak, Türk – Kürt evlilikleri, iş ortaklığı vs… işte oralarda bile burukluğa yol açar. Burukluk ise “Farklılık bilinci”nin tabanını oluşturur.
-Bir kere daha yazayım: MHP politikaları Türkiye’yi bölünmeye götürür.
-İyi Parti MHP diline yaklaştıkça yeniliğini kaybeder. Zaman zaman “HDP’nin 6 milyon oyu” bağlamında kimi İyi Parti sözcülerinin değerlendirmelerine yansıyan ve vaktiyle Ak Partinin de geliştirdiği biçimde “Kürt seçmeni kazanmak için ne yapabiliriz?e kafa yormalıyız” yaklaşımı sağlıklıdır.
-Sorun derinleşiyor baylar. Türkiye yeniden “anormalin gerilimi” içine düştü baylar. Bunlar ekonomiyi de kötü etkiler baylar. Dolar’ın tansiyonu yeniden yükselmeye başladı baylar. (MB bu sebeple faizleri 200 baz puan artırdı şimdiden. ) Kendi ayağınıza kurşun sıkıyorsunuz baylar. Türkiye’yi olağanüstülükler ülkesi haline getiriyorsunuz baylar.
-Farkında mısınız, vaktiyle sizin siyase ve inanç - düşünce özgürlüğü t haklarınızı savunan ulusal – uluslararası (buna tüm Mazlumder yönetimleri ve İHH dahil) bütün insan hakları kuruluşları ile problemli hale geldiniz.
-Kandil’in etekleri zil çalıyor baylar. “Siyaset siyaset diyordunuz, işte siyasetin geldiği nokta” propagandası Kürt gençlerinin içinde yeniden Dağ havası estirecek baylar.
-Yapmayın baylar, etmeyin baylar. Memlekete yazık etmeyin baylar.