Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Mahşerin 3 atlısı: Fed, LIBOR ve NATO

Yuhanna vahyine göre, ŞEYTAN’IN 3 ATLIsının süvarileri, SATANİST, PEDEFOLİK, SİYONİSTler. Lucifer’i İlah ve Rab edinen HABAT ve EPSTEİN’in efendisi AGARTHA’cılar “Tanrılarını kıyamete zorluyorlar”.

Sahi bu savaşta siz nerede duruyorsunuz. Ya da örgütleriniz, liderleriniz kimlerle stratejik ortaklık kuruyorlar, kimler kimlerle ittifaklar kuruyorlar. “NATO, KÖTÜLÜĞÜN KANLI İTTİFAKI” fikrine katılıyor musunuz? Biz böyle bir ittifakın “ucuz asker deposu”, “sıçrama tahtası”, “savaş paratoneri”, “vekalet savaşlarının platosu” olmalı mıyız?

Ukrayna'daki savaş ya da Gazze’deki savaş bölgeye yayılacak olursa, biz bu savaşta nerede, kimden yana olmalıyız? Eskiden Rusya komünistti, bugün Ortodoks, yoksa bu savaş Hristiyanları iç savaşı deyip geri mi durmalıyız. Haklı kim, haksız kim bu bizim için bir anlam ve değer ifade etmiyor mu?

NATO'nun Genişlemesi 4 Nisan 1949'da imzalanan Kuzey Atlantik Antlaşması, Sovyetler Birliği'ne karşı koymak için ABD liderliğindeki bir askeri blok olan NATO'yu kurdu. Daha sonra, örgüt dokuz kez genişletildi. Bu ittifak için tek Müslüman ülke Türkiye. Türk dünyasının büyük bir kısmı Rusya ile birlikte. Peki Türkiye niçin NATO’da! Tabi bu sorunun anlaşılır bir cevabı yok. Biz orada “Domuz sürüsü içinde bir koyun” gibi bir rolümüz var sanki! NATO ülkeleri İsrail’in yanında, bir Müslüman bir ülke olarak Siyonistlerle bir arada olamayız. Aslında Yunanistan’la da sorunlarımız var ama ittifak içinde bir aradayız. Hem ağlayıp hem giden gelin gibiyiz!

Mesela Gazze’de aslında bir Haçlı-Siyon ittifakı var. Aslında bu ittifak Satanist pedefolik’lerin bir ittifakı. Bu anlamda Siyonizm artık dini bir değer ve anlam taşımıyor. Hatta artık Protestanlar da Katolikler. De artık Satanist bir topluluğa dönüştüler. Düşünsenize artık Papa bile onlardan.

NATO hiçbir zaman savunma örgütü olmadı. Hep saldırdı. Soğuk savaş da bir savaştı aslında. Sağ-sol diye, dini, mezhebi, etnik, ideolojik ve politik düşünce farklılıkları üzerinden aynı ülkenin çocuklarının kanları ve gözyaşları üzerinden birileri kendilerine iktidar ve servet ürettiler.

Gayri nizami harp neyin nesi idi? DAEŞ’i kim niçin üretti. Güya maşa varken ellerini ateşe uzatmayacaktı. Onları kendi rakiplerine karşı kullanacaklardı. Ya da kendi örgütledikleri grublar üzerinden düşmanlarını kendileri yöneteceklerdi. Biyolojik savaş, kimyasal savaş, uyuşturucu, terör hepsi örtülü bir savaşın aracı olarak kullanıldı. CoVID’de bu savaşın bir parçası idi aslında.

İç savaşların, etnik ayaklanmaları arkasında kim vardı? Ülkemizde on yılda bir yapılan darbelerin arkasında kim vardı? 11 Eylül’de ikiz kuleleri kim niçin vurdu ya da 15 Temmuz’u kim tezgahladı. FETÖ’yü kim niçin örgütlemişti. NATO kendi çalar kendi oynar. Tavşana kaç der, tazıya tut der. CoVID örneğinde olduğu gibi önce hastalık mikrobunu üretir ve yayar, sonra da “aşısını buldum” der gelir. Evet, “NATO kendi ürettiği sorunları çözmek için vardır!”. Belki de “Dünyadaki en büyük tehdit NATO'dur”. “NATO’suz bir dünya daha güvenli olacaktır”.

Birçok düşünür, ilk dönemde NATO'nun çözüm olmayacağı, aksine kışkırtıcı, kutuplaştırıcı bir etkiyle tehdidi büyüteceği fikrindeydi. Belki dehşet dengesi yeni savaş için caydırıcı olabilirdi ama silahlanmanın ekonomik maliyeti askeri rekabetin tehdidi sürekli büyütecek bir etkiye sebeb olması da kaçınılmaz olacaktı ve dehşet dengesi sürekli büyürken, ekonomi ve toplum baskısı üzerindeki psikolojik. Baskısının artması başka sorunlara yol açacaktı.

Kaldı ki bugün, NATO, UCM, BMGK gibi örgütlerin savaşları durduramadığı, aksine savaşı için bir tehdit unsuruna dönüştüğünü Japon denizinde, Ukrayna’da, Gazze’de görüyoruz.

“NATO sizin paranızla size karşı sürekli birtakım tehditler üreten bir mafyadır” diyenler de var. Ukrayna NATO'ya üye değil, ama NATO Ukrayna’da fiilen Rusya’ya karşı savaş kışkırtıcılığının ötesinde hazırlığı yapıyor. İsrail de NATO’ya üye değil ama, NATO’daki ağırlığı Türkiye’den fazla!

Sovyetler dağılınca Varşova paktı da dağılmıştı. Gorbaçov döneminde bütün batılı ülkelerin yöneticileri, Rusya’ya karşı NATO’nun artık bir tehdit oluşturmasının söz konusu olmadığını belirtiler. Ama rtık bugünkü NATO artık eski NATO değil. Bir yandan AB’nin kendi güvenlik gücünü oluşturması düşünülürken öte yandan NATO’ya gerek olmadığı ya da NATO’nun yeniden yapılandırılması gerektiğini söyleyenler var. GlobalReset’çiler zaten Ulus devletler ve biyolojik insanın sonunu getirmekten söz ederken, tek para ile birlikte yapay zeka tarafından yönetilecek, Humanoid’lerden oluşan Humanoid polislerden söz ediliyor. CyberArmy ise geleceğin dünyasında laser ve RF silahlarını ile donatılacak ve tamamı Hi-Tech Cyberman robotik unsurlardan oluşacak. Onun global bir savaşla ulus devletlerin konvansiyonel silah ve mühimmad stoklarının tüketilmesi, vurulması imha edilmesi gerekiyor. Yani bu konu NATO bir intihar gücü olarak kullanılacak. Sadece silah ve mühimmad kaynaklarını değil İK’larını da imha etmiş olacak. Bu konuda icabında nükleer silah stokları da devreye sokulabilecek.. 9 Şubat 1990’da Almanlar “NATO’nun yetki alanının doğuya doğru bir santim bile genişletilmesi söz konusu olmaz” diyorlardı ama öyle olmadı tabi. (Bakınız): https://nsarchive.gwu.edu/document/16116-document-05-memorandum-conversation-between

Evet, NATO kapitalist sistemin mafyöz koruma gücüdür adeta. Kapitalist sistemin bir ayağı FED’dir, diğer ayağı LIBOR’dur. Biri rezerv para hikayesi ile karşılıksız para basarak tüm dünyayı dolandırır, LİBOR da tüm dünyanın merkez bankaları ve büyük bankalarını kontrol eder. Ülkelerin paralarının değerini ve kredi faiz oranlarını belirler. FED ABD’de, LOBOR Londra’da bu işi yapar. Aslında FED, LIBOR ve NATO ülkelerin ekonomi ve siyasi istikrarının içinde kaybolduğu bir “kara delik”, bir “Şeytan üçgeni”dir.

Dolar, tarihin en büyük ve kitlesel bir büyüsü, bir illüzyonudur. Finansal sistem, Faiz ve bankacılık sistemi Kapitalizmin soygun düzenidir. Bu sistemin, global aktörleri olan beyaz yakalılar finansal sistemin tetikçilerdir. Bunlar “ıslah edici” rolü oynayan bozgunculardır.

İki kutuplu bir dünya insanlık için büyük tehditti, geldiğimiz noktada görünen o ki, tek kutuplu bir dünya daha büyük bir tehdittir. Şimdi “Beni bana bırakma, beni nefsimle baş başa bırakma Rabbim” diye dua eden dervişin niye böyle dua ettiğini daha iyi anlıyor insan, ama birileri tek güç olmanın nasıl bir tehdit ve tehlike oluşturduğunun farkında değil sanki.

Putin bugün “NATO ortadan kalkmalı” diyor ve Ukrayna ile barış için diyalog sürecinin sona erdirildiğini söylüyor. Bu anlamı NATO ile Rusya’nın savaşacağı. Ya NATO kazanacak Rusya kaybedecek. Ya da Rusya kazanacak NATO kaybedecek. NATO Rusya’yı yenerse ne olur? Bunun sonucunda dünya dengeleri nasıl değişir. Kazanan NATO insanlığın başına nasıl bela olur ya da böyle bir savaş başladıktan sonra ne zaman ve nasıl biter. Bu kazanılan savaşın faturası ne olur. Bunu hangi batılı ülke ya da ABD taşıyabilir. Kazananı olmayacak olan bir savaştan söz ediyoruz.

Peki, bizi ilgilendiren asıl soru, bu savaşta biz nerede duracağız. Bu savaştan bizim kazancımız ne olur ya da böyle bir savaşın bize faturası ne olur? Rusya bu savaşı varsayalım kazandı, nerede durur, sıradaki hedefi ne olur? ABD Ankara’ya baskı yapıyor, İran’ı ikna edin, engelleyin diye. İsrail, PYD üzerinden Türkiye’yi tehdit ediyor. ABD PYD’ye o kısa menzilli füzeleri boşuna vermedi. ABD’nin PYD’ye verdiği Dolarlar kimlerin hesabında, o paralara çökenlerin, ele geçirenlerin o parayı nereye aktardıkları bilinmiyor mu sanıyorlar. Bu tezgahta iş tutan herkes oltaya yem olarak takılan dolarları yutan balık. Gitti gidiyor bazı işler, kişiler. Gittikleri yoldan dönmek için çok geç kaldılar. Artık kaygan bir zeminde kayıyorlar.. Bu belalardan, “Allah’ın ipi”ne tutunanlar, zalimlerden uzak duran ve onları yanlarından uzaklaştıranlar hariç kimse kurtulamayacak. Onun için çokça tevbe edenlerden ve sabredenlerden olalım. Hani NAS diyordunuz ya, RİBA’yı geçtik, buyurun size diğer “Allah’ın hükmü” mahiyetindeki NAS’lar: ﴾Araf 30﴿ “O, bir grubu doğru yola iletti, bir grup da sapkınlığa müstahak oldu. Çünkü onlar Allah’ı bırakıp şeytanları kendilerine dost edindiler. Böyle iken kendilerinin doğru yolda olduklarını sanıyorlar”. O DOST EDİNDİKLERİ ŞEYTANLAR, her fırsatta iş birliği içinde olduklarını söyledikleri ULUSLARASI SİSTEM ve Globalistler, HABAT, AGARTHA , İKLİM ÇETESİ olmasın! Çevrenize bakın, kim onlar. Hani elleri ile büyük kalp işareti yapıp 666 üzerinden mesaj vermeye çalışan gafiller, İnsin Şeytanı olmaya aday, Şeytanın işbirlikçileri. Evet NAS’der ki, ﴾Bakara 268﴿ “Şeytan içinize yoksulluk korkusu düşürür ve çirkin şeyler yapmanızı emreder. Allah ise kendinden bir bağışlama ve lütuf sözü vermektedir. Allah her şeyi kuşatmakta ve her şeyi bilmektedir”.

Evet, (Enfal 48﴿ “O vakit şeytan onlara yaptıklarını güzel göstermiş ve ‘Bugün insanlar arasında sizi yenecek kimse yoktur, ben de sizin yanınızdayım’ demişti. (Şeytanın dostları da öyle derler. En güvendikleriniz yarın işler tersine git meye başladığında yanınızda bulamazsınız ve hatta onlar kendi yaptıklarından bile sizi suçlarlar AD) Ardından iki güç birbirini görünce hemen dönüş yaptı ve ‘Şüphesiz benim sizin sorumluluğunuzla ilgim yok, kuşkusuz sizin görmediğinizi görüyorum ve elbette Allah’tan korkuyorum, Allah’ın cezası çetindir’ dedi”. İnsan Şeytanı kıskandırır. Şeytan da Allahtan korkak. Sizler Allah’tan korkmuyor musunuz. Siz gölgesinden bile korkanlar Allahtan korkmuyor musunuz! Unutmayın Allah’ın cezası yakındır. Ve çetindir. Ahire kalanlar daha da çetindir.

Ali İmran 175﴿ “Bakın, bu şeytan ancak kendi yandaşlarını korkutur. Mümin iseniz onlardan korkmayın, benden korkun”. Evet, ABD’den, NATO’dan, İsrail’den korkmayın. Allah sizinle ise, başkasının yardımına ihtiyacınız yok. Hasbunallah! Buna iman edenlerden değil misiniz, Gaybe, Kader’e, rızıg’a, ecel’e, ahiret’e iman edenlerden değil misiniz? Galubela zamanındaki ahdinizi unuttunuz mu? ﴾Nisa 118-121﴿ 118-119 “Allah şeytanı lânetlemiştir, o da ‘Kullarından belli bir pay alacağım, onları mutlaka saptıracağım, onları boş kuruntulara kaptıracağım, kesinlikle onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını yaracaklar, emredeceğim de Allah’ın yarattığını değiştirecekler’ demiştir. (Sahi siz, CoVID’le insan genetiğine müdahale etmiştiniz değil mi, Hayvanlar ve bitkilerin de genetiğini değiştirmiştiniz, TransHumanizm projesinin bir parçası olan NeuraLink ve 5G entegrasyonuna evet dediğiniz yetmedi bir de “Biyolojik insan nesli”nin sonunu getirecek olan toplumsal cinsiyete evet demekle kalmayıp, toplum sal cinsiyet kimliği olan GENDER’i kimliklerimize yazarak İnsanı NESNEleştiren BİREY diye tanımlanan din, ahlak ve gelenekten bağımsız GENOM olarak tanımlamıştınız değil mi? Allah bunu yapanları belasını versin AD) Allah’ı bırakıp da şeytanı dost edinen kimse elbette apaçık bir ziyana düşmüş olur”. ﴾120﴿ “Şeytan onlara durmadan vaat eder, boş ümitler verir. Şeytanın onlara söz vermesi aldatmadan başka bir şey değildir”. ﴾121﴿ “İşte onların yeri cehennemdir, ondan kaçıp kurtulacak bir yer de bulamayacaklardır.” ﴾Enam 112-113﴿ “Böylece biz, her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman kıldık. Bunlar, aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar. Rabbin dileseydi bunu yapamazlardı. Artık onları uydurdukları şeylerle baş başa bırak da âhiret’e inanmayanların kalpleri ona (o yaldızlı sözlere) kansın, ondan hoşlansınlar ve işledikleri kötülüğü bundan böyle de işlemeye devam etsinler”.

SON SÖZ: ﴾Nisa 60﴿ “Sana indirilene ve senden önce indirilenlere inandıklarını ileri sürenleri görmedin mi? Onu tanımamaları kendilerine emredildiği halde tâgūtun önünde mahkemeleşmek istiyorlar. Şeytan da onları büsbütün saptırmanın yollarını arıyor”. ﴾61﴿ “Onlara, “Allah’ın indirdiğine ve peygambere gelin” denildiği zaman münafıkların senden iyice uzaklaştıklarını görürsün”. Tağut diye “dünyayı yönetme iddiasındaki, insanlar üzerinde hüküm koymaya onları terbiye etmeye, onların algılarını yöneterek akıllarını kontrol etmek isteyen dünyevi zorba güçler”e denir.. “Hakikati reddederek kendi gerçeğini insanlara kabul ettirmek için her yolu meşru gören nefsinin esiri olan, küfrün ve kötülüğün temsilcisi olan herkes ve her şey”i kendi kontrolüne almak isteyenlere TAĞUT denir. Onları veli edinmek, onlarla masaya oturup, onların işlerinde birlikte hareket edenler, onların yasa, ilkeleri doğrultusunda hakemliklerini kabul edenlerin Şeytan sapkınlıklarını artırır. Bu felaketten. Kurtulmak isteyenler önce suçlarını itiraf edip, inni küntü minezzalimiyn desinler. Sonra üstlerindeki haram mal, mülk, para, makam o her ne ise ondan arınsınlar, abdest alsınlar, tevbe etmeden önce insin şeytanlarını yanlarında uzaklaştırsınlar ve kendileri de onlardan. Uzaklaştırsınlar. Hz. Nuh ve Hz. Lut’un başına gelenlerin bizim başımıza gelmesinden korkanlar için son çare Hz. Yunusun ayak ilerinden yürümeleridir. Selam ve dua ile.

Bu yazı toplam 226 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar