Abdurrahman Dilipak
Mal da yalan, mülk de yalan!
Artık servet ve iktidar sahibisiniz; değil mi? Makam sahibisiniz..
Dün önünde beklediğiniz kapıların arkasında şimdi siz varsınız!
Eğer makam, mevki, ve para hırsı, sizi Allah (c.c.) yolunda mücadele etmekten, Hakk yolda mücadele etmekten alıkoyuyorsa, yazıklar olsun size.
Hani o zor günde, siz, "ben olsaydım, şöyle yapardım" diyordunuz ya, şimdi o makamdasınız ve o şeyi yapmıyorsanız, lanetlenenlerden olursunuz..
çünkü Şeriattan uzaklaşan Yahudilere Allah'ın laneti böyle ulaştı ve Hizbuşşeytana uyanlar için de hüküm aynen geçerlidir.
Oysa size emrolunan, bir topluluğa düşmanlığınızın bile sizi onlar hakkında adaletsizliğe sevketmemesi yönünde değil mi idi?..
O para, makam-mevki, iktidar ve kadın hırsı gözlerinizi kör, kulaklarınızı sağır edecek. Kalpleriniz var ama hissetmeyeceksiniz. Ve sonunda Allah (c.c.) kalplerinize mühür vuracak.. Hem de namaz kıldığınız ve dilinizle onun adını zikrettiğiniz halde.
Vay o namaz kılanların haline ki!..
Yoksa siz sadece açıkça inkar ediciler dışında kimsenin cezalandırılmayacağını mı sandınız?..
Allah sizi mallarınız, canlarınız ve sevdiklerinizle, kimi zaman artırarak, kimi zaman eksilterek imtihan edecektir. Sizden öncekilerin başına gelenlerin, sizin başınıza gelmeden cennete girdirilivereceğinizi mi sanıyorsunuz?
Şimdi rektör seçimleri var ya?
Hani bunlar Profesör, güya alim.. İlim ve hikmet sahibi, gün görmüş kişiler.. Belediye Meclisi üyeliği için birbirine iftira eden kişilerden söz etmiyorum..
Eski ahitler, kardeşlik sözleri unutulup gidiyor bir anda..
Hani işi ehline verecektiniz..
O partiye yakındı, değildi.. Onun ailesi şöyle. O eskiden böyle dememiş mi idi?
Tam da iktidara ulaştık derken, işin tadı kaçıveriyor bir anda.
Dün zalim, çıkarcı bir topluluğa karşı, nasıl da omuz omuzaydık. O yüreğimizi ısıtan sıcacık dualarımız vardı.. Birbirimize muhtaçtık.. Peki ya şimdi..
Ne oldu size ey kardeşler!
Hani işleriniz istişare ve şûra ile idi.
Hani emaneti ehline verecektiniz..
Hani kamu mülkü yetim malı idi?..
Hani ihtilaf ettiğinizde hakeme gidecektiniz..
Peki bu ne ayak oyunları öyle..
Siz istediğiniz kadar Kerbela'ya ağlayın.. Kerbela sizin yüreğinizde.. Kerbela'da tutuşturulan fitne ateşi hâlâ yüreklerimizde yanıyor.. "Ebu Cehil öldü diyorlar, Ebu Cehil ölmedi, Prof. İşadamı olmuş, Politikacı olmuş, gazeteci olmuş, aramızda dolaşıyor!"
Hani gün gelecek, memleketi, milleti kurtaracaklar! Onlar olmazsa bu millet ve memleket kurtulamayacak. Kamu malı ganimet onlar için! ötekiler yedi ya; bunlar da yiyecek! O zaman farkı nasıl farkedeceğiz ki! İşte Şeytan damarlarımıza girip bizi böyle aldatır.. Dikkat edin, Şeytan sizi Kitap'la aldatmasın..
Cehennemin yollarının iyi niyet taşları ile döşeli olduğunu unutmayın..
Hani onlar olmasa, hâşâ Allah'ın gücü yetmeyecek bu milleti ve ülkeyi kurtarmak için. Onun için de Allah'ın yetmeyen gücüne güç, yetmeyen parasına para, yetmeyen aklına (hâşâ) para yetirecekler.. Devleti milleti adam edecekler!
Oysa güç ve kuvvet sahibi, iktidar sahibi (Kadir-i mutlak) / hüküm sahibi, rezaak olan, gören, duyan, bilen; O değil mi?
Bunu hesaba katmayanların yaptıkları şey deniz kenarında kumdan evcikler yapan çocukların yaptığına benziyor..
Kuşkusuz ki; Allah (c.c.) sizin ellerinizle zalimleri cezalandırmak, mazlumlara yardım etmek ister. Ama bunun ilk şartı bizim zulümden el çekmemizdir..
İnsanlar gibi toplulukların da kaderleri vardır.. Allah (c.c.) onlar arasında iktidar ve serveti evirir çevirir.. Her topluluk layığını bulur.. Biz kendi hakkımızdaki hükmü değiştirmedikçe de, O bizim hakkımızdaki hükmünü değiştirmeyecektir..
Hem bize hayır gibi gelen şeyde şer, şer gibi gelen şeyde O hayır murat etmiş olamaz mı? Biz bilmeyiz işin hakikatini, O bilir..
Hem size Kamu malına yanaşmayın, yanaşacaksanız da, iyilikle ve Kamu lehine yapın bunu denmedi mi?
Unutmayın, sadece yaptıklarımızdan değil, yapmanız gerekirken yapmadıklarınızdan da hesaba çekileceğiz..
Hani önümüzde seçim var ya, hani ihale bekleyen bir sürü işadamımız var ya, hani atama bekleyen Prof.'larımız, memurlarımız var ya; bunu onun için yazıyorum..
İhale de alacak, memur da olacaksınız, seçileceksiniz de, ama bunun için kardeşinizin gıybetini yapmayın, iftira etmeyin, ihtirasla işin ruhaniyetini bozmayın. Mallarımız, canlarımız, sevdiklerimiz, makam, mevki hepsi Hakk yoluna feda olsun diyebiliyorsanız, sorun yok!
Daha şimdiden kulağıma öyle şeyler gelmeye başladı ki..
Aman ha! Kibriti gözüne çok yaklaştıran bir adamın, kibritin arkasında bir ormanı kaybetmesi gibi gözümüze Ergenekon'u çok fazla yaklaştırınca, damarlarımızda dolaşan Şeytanı unutmuş olmayalım sakın!.. Asıl derin gerçek şeytanın hileleri ile ilgili.
Euzu billahimineşşeytanirracim, sadece bir sofra duası değil, koltuğa otururken, ihaleye katılırken de gerek..
Benden söylemesi..
Selam ve dua ile...