‘Maliki ve Kürt Hükümeti suçlu’
Iraklı Türkmen siyasetçi Enver Bayraktar’a göre, Irak genelinde ve Kerkük’teki seçimlerde ciddi şekilde hile yapıldı. Bayraktar, sandıkta yaşanan sahtekarlıklarla ilgili olarak, kendilerine ait bölgelerde iktidarı ellerinde bulunduran Nuri El Maliki ve Bö
Saddam sonrası Irak’ta gerçekleştirilen üçüncü genel seçimlerden bir önceki dönem Başbakan olan Nuri El Maliki’nin ‘Kanun Devleti Partisi’ birinci çıktı. İslami bir çizgiye sahip olan Türkmen Adalet Partisi’nin Başkanı Enver Bayraktar’a göre, daha güvenilir bir seçim sistemi için başvurulan teknolojik yöntemler bir işe yaramadı.
Al Jazeera Türk’e konuşan Bayraktar, son seçim sonuçlarını değerlendirdi:
“Irak’ta 30 Nisan 2014 tarihinde gerçekleşen parlamento seçimlerinden beklentimiz çok yüksekti. Bu seçimlerin birçok yönüyle, geçmiş seçimlere göre, farklı olacağını düşünüyorduk. Özellikle akıllı kart uygulaması ile sahte oy kullanımının önüne geçileceğini sanıyorduk. Ama maalesef bu akıllı karta ve reklamlarına harcanan paraya rağmen bir etkisi olmadı. Çünkü seçime katılmayan vatandaşların kartı ile oy kullanıldı. Ne yazık ki Türkiye ve diğer Avrupa ülkeleri gibi takip mekanizması iyi çalışmadı ve sahtecilik gene yapıldı.”
Bayraktar, Nuri El Maliki’nin iktidarı ve onun sağladığı gücü kullanarak kimi bölgelerde açıkça hile yaptığını iddia ediyor. Türkmen siyasetçi, Maliki’ye bağlı güvenlik güçlerinin operasyon düzenlediği bölgeler dikkat çekiyor:
“Sıcak bölgelerde trajikomik bir sonuç var. Maliki’ye bağlı güçler ve yerel aşiretler bu bölgelerde çatışıyor. Yerel halkın tamamına yakını Sünni Arap ve Maliki hükumetinin icraatlarından hiç memnun değiller. Buna rağmen Maliki’nin, Abu Gureyip gibi bölgelerde sandıktan zaferle çıkması, açıkça seçimlerde sahtekarlık yapıldığının göstergesidir. Sonuçlara bakacak olursak. İktidarı elinde bulunduran güçlerin iyi sonuçlar aldığını görürüz. Nuri El Maliki’nin Kanun Devleti Partisi geçen seçimlerde 89 sandalye kazanırken bu seçimlerden 95 sandalye ile çıktılar. Bazı gruplar bu seçimlerde Kanun Devleti Partisinden ayrılmış olmasına rağmen 6 sandalye fazla getirdi. Irak’ın bazı bölgeleri seçimlerin yapılmasına elverişli bile değildir. Sözgelimi El Anbar bölgesi ve Diyale... El Anbar tam bir savaş alanına dönmüştü. Ona rağmen seçimler gerçekleşti. Bu görülmüş bir olay değil. Seçim ve savaş nasıl aynı anda olur.”
Kerkük’te 4 yılda 50-60 yeni bin seçmen !
Bayraktar, Kerkük’te de Kürt partilerin hile yaptığını düşünüyor:
“Kerkük seçimlerinde de iktidarı elinde bulunduran güçler iyi oy aldı. Bugün Kerkük Kürt grupların kontrolü altındadır. Özellikle de Kürdistan Yurtseverler
Birliği(KYB)’nin önemli bir ağırlığı vardır. Bu yüzden de KYB 6 sandalye kazandı, Kürdistan Demokratik Partisi (KDP)’de 2 sandalye kazandı. Geri kalan 4 sandalyenin ikisini Türkmenler, ikisini de Araplar aldı. Bu sonuçlar kesinlikle gerçeği yansıtmıyor. Kesinlikle sahtekarlık yapıldı. Bazı yerlerde bu tespit edildi ve sahte oyların kullanıldığı sandıklar iptal edildi. Ama birçok yerde bunu yapmak mümkün değildi. Özellikle de Kürtlerin kontrolündeki bölgeler tamamen kapalıdır. Ne Araplardan ne de Türkmenlerden bir gözlemci yok oralarda. Kendi başlarına kalmışlar. Kürt listesi kendi arasında beşe bölünmüş olmasına rağmen matematiksel olarak mümkün olmayan 50-60 binlik bir oy artışı var. Geçen seçimlerde bütün Kürt listeleri toplamda 270 bine yakın oy almıştı. Bu seçimlerde ise yalnızca KYB ve KDP 270 bin oy aldı. Diğer üç Kürt partisini saymıyoruz bile.”
Kerküklü Türkmenler sonuçtan razı değil
Enver Bayraktar’ın başkanlığını yaptığı Türkmen Adalet Partisi, genel seçimlerde Irak Türkmen Cephesi (ITC)’ne destek verdi. Ama gene de istenen sayıya ulaşılamadı ve geçen seçimlerde olduğu gibi, Türkmenler Kerkük’ten iki milletvekili çıkartabildi. Bayraktar, istenen sonucu neden ulaşamadıklarını şöyle açıklıyor:
“Türkmenlerin tek bir liste ile seçimlere gitmesini çok isterdik. Irak Türkmen Adalet Partisi olarak bunun için çok çaba harcadık. Ama bazı kişisel sebeplerden dolayı, bazı insanlar birbirlerini kabul etmediler ve iki liste olduk. Irak Türkmen Cephesi (ITC) dışında kalan diğer liste 25 bini aşkın oy aldı. Bu oylar ITC’nin aldığı 71 bin oyun üzerine eklenseydi bir sandalye daha kazanacaktık. Arapların bölünmesi bizlerden de kötü oldu. Diyeceksiniz ki Kürtler de bölündü. Ama durum göründüğü gibi değil. Kerkük’te üç seçim merkezi var. Bunların üçü de Kürt bölgesinde, üçünün de müdürü Kürt, sorumlular Kürt... Bu nedenle çıkan sonuç gerçek değil.”
Kerküklü Arapların oylarına ne oldu ?
Bir önceki seçimlerde Kerkük’ten dört milletvekili çıkartan Araplar bu seçimlerde iki sandalyeye geriledi. Bayraktar, yok olan Arap oylarını şöyle yorumluyor:
“Arap bölgesinde öyle acemice sahtekarlıklar yapıldı ki, sahtekarlık mı yoksa sabotaj mı anlayamadık. 400 seçmenin bulunduğu sandıktan 416 oy çıktı ve o sandıklar iptal edildi tabi. Bu şekilde Kerküklü Arapların 30 bin kadar oyları yandı. Kerkük’ün Havice bölgesinde hükumet güçleri ve bazı silahlı gruplar arasında çatışmalar yaşanıyordu. Bu bölgedeki kimi vatandaşlar çatışmalar nedeniyle oy kullanamadı. İktidar önemli bir faktör demiştik. Devletin imkanları Kerkük’ün Kürt valisinin elinde olduğu için yüzde yüz Arap olan Havice’den bile Kerkük valiliğini elinde tutan KYB listesine oy çıktı. Neden ? Çünkü iktidar elinde, imkanlar onda ve hizmetlerin vatandaşa ulaşması ona bağlı.”
‘Irak çoğunlukla değil çoğulculukla yönetilmeli’
Kesin olmayan resmi sonuçlara göre oyların %24’ünü Başbakan Nuri El Maliki liderliğindeki Kanun Devleti aldı. Bu oylarla hükumeti kurma görevi, Irak parlamentosundaki 328
sandalyeden 92’sini alan Nuri El Maliki’nin oluyor. Üçüncü kez başbakan seçilmesi için, kendi gurubu dışından 72 sandalyelik desteğe ihtiyaç duyan Maliki’nin, kurmayları aracılığıyla lobi çalışmalarını başlattı bile. Maliki’nin güçlü bir çoğunluk hükumeti istediği artık sır değil:
“Bugün Kanun Devleti Partisi, ülkeyi “siyasi çoğunluk” yönetir diyor. Oysa 2003’ten bu yana kurulan hükumetlerin tamamı ulusal uzlaşı veya katılım temelli olmuştur. Eğer bu sefer hükumet siyasi çoğunluğun hükumeti olarak kurulursa Irak’ta tamamen mezhep ayrımcılığı başlar ve ülke ikiye ayrılır. Hükumette yalnızca Şiiler olacak ve Sünniler muhalefette kalır. Kürtlerin bütçeden payları belli ve kendi bölgeleri var. Ama ülkenin geri kalanı tam bir ayrımcılıkla karşı karşıya olacak. Sünniler ya bu durumu sineye çekecek ya da iç savaş olacak. Eğer ulusal uzlaşı anlayışıyla ortak bir hükumet kurulur, kararlar ortak alınıp uygulanırsa o zaman Irak için bir umut var demektir. Ama bundan önce kurulan ortak hükumetler gibi de olması sıkıntının sürmesi anlamına gelir.”
Kulislerde dolaşan Maliki’ye alternatif isimler:
Ammar El Hekim ve Sadr yanlıları Şii olmalarına rağmen Maliki’ye muhalifler. Enver Bayraktar, gerçek anlamda bir ulusal katılım hükumeti için muhalif Şii gurupları, Sünni Arapları, Kürt partileri, Türkmenleri ve Hristiyanları bir araya getirmenin şart olduğuna inanıyor. Böyle bir ittifakın, Maliki’nin karşısına başbakan adayı olarak hangi ismi çıkarabileceği yönündeki eğilimleri Bayraktar’a soruyoruz:
“Resmen açıklanmış bir isim olmasa bile basına sızan bazı rakip adaylar da yok değil. Bunların en öne çıkanlarından biri Sadr Grubu’na bağlı olan Bağdat valisi Ali El Devvar. Nisan vilayetinde çok başarılı bir dönem geçirdikten sonra Bağdat valiliğine getirildi. Şu ana kadar başkentte yaptığı hizmetlerden dolayı halk arasında çok popüler. Kendisi mühendis.
Ammar El Hekim kanadında ise hepimizin eskiden tanıdığı bir siyasetçi, Adil Abdulmehdi yer alıyor. Onun adı da sıkça zikrediliyor. Geçen dönem de Cumhurbaşkanı yardımcısıyken istifasını vermişti.
Maliki’nin akıl hocası olarak bilinen özel kalem müdürü Tarık Necim’in ismi de zikrediliyor. Söylentilere göre Maliki’ye ismine olan muhalefeti aşmak için Kanun Devleti’nin Tarık Necim’i başbakan adayı göstererek diğer gruplarla güvenoyu için pazarlık yapması da güçlü bir ihtimal. Böyle bir formüle Kürtlerin de destek verebileceği değerlendirmeleri yapılıyor.”