Merak etmeyin, Misak-ı Milli'ye Norveç dahil değil

Norveç’te düzenlenen NATO tatbikatındaki bir atış taliminde hedef tahtalarına Mustafa Kemal ve Erdoğan resimleri koyulmuş.

Norveçli bir teknisyenin fikriymiş bu.

***

Dünkü yazımda, Norveç televizyonunda gösterilen “Okkupert” (İşgal Altında) dizisinden bahsetmiştim; Rusya’nın Norveç’i işgalini anlatan kâbus senaryosundan…

Meğer asıl kâbus Türk işgaliymiş!

***

Kuzey Avrupa toprakları Misak-ı Milli’ye dahil olmadığına göre lüzumsuz bir korku.

O tatbikatta yer alan 40 askerimizi de geri çektik zaten.

Norveçli teknisyen ve kafadarları rahat uyuyabilir.

 

ŞİMDİ “IŞİD”Çİ Mİ OLDUNUZ?

ABD’li yetkililer Türkiye’yi “IŞİD”e destek vermekle suçladığında onları referans alarak AK Parti iktidarına “IŞİD’çi” diye yüklenenler, Rakka’daki ABD-“IŞİD” anlaşması faş olunca susmayı tercih ettiler. İlginç.

Bunların, İran’a ambargoyu Türkiye adına deldi diye Rıza Zarrab’ın ABD’de hapsedilmesine sevinmeleri ve ABD yargısının Zarrab’ı kullanarak Türkiye’yi bu meselede köşeye sıkıştırmasını şiddetle arzu etmeleri, ama öte yandan Türkiye’nin İran’la karşı karşıya geldiği yerlerde İran’ın yanında saf tutmaları da ilginç.

Hükümet muhalifliği ancak bu kadar abartılabilir.

ADEM ÖZKÖSE’YE TAARRUZ

Sevgili Adem Özköse’nin birbirinden güzel kitapları arasında “Cennete Otostop” diye bir kitap da var.

Gazetecilik günlerinde dünyanın dört bir yanından mühtedilerle yaptığı söyleşileri derlediği bir kitap.

Bu mühtedilerden kimi sanatçı, kimi derviş…

Biri de savaşçı.

Müslüman olduktan sonra Afganistan’a göç edip Taliban saflarında Batılı işgalcilere karşı savaşan bir Avustralyalı.

Böyle bir hikâyenin üstüne atlamayacak gazeteci beri gelsin!

Şimdi bazı gazeteciler çıkmış, o Avustralyalı mühtedi ile söyleşiye istinaden “Cennete Otostop” kitabı ve Adem Özköse aleyhinde tezviratta bulunuyor, CHP de bu tezviratı parlamento gündemine taşıyor!

İşin içine “IŞİD”i de sokuyorlar, halbuki o kitap ilk yayımlandığında (2010) “IŞİD” daha yoktu ortada.

Büyük rezillik.

Adem Özköse’nin, müslim-gayrimüslim ayrımı yapmaksızın bütün mazlumların hukukunu savunan ve ‘bizimkiler’ / ‘ötekiler’ diye bakmayıp bütün zalimlere karşı çıkan, cihat adı altında işlenen zulümlere de isyan eden bir hakperest olduğunu belirtmeden geçmeyelim.

ERDOĞAN DESEYDİ Kİ…

Canım kardeşim, bana nevzuhûr “Atatürk”çülüğünün ne kadar ‘makul’ ve ‘mantıklı’ temellere dayandığını anlatmak için bin dereden su getirmeyi bırak da şu soruma cevap ver:

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “Atatürkçülüğü aşmalıyız” deseydi sen de şimdi “Atatürk”çülüğü aşmanın gereği üzerine konuşmayacak mıydın?

karargazete

Bu yazı toplam 1325 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar