Selâhaddin Çakırgil
‘Merg ber Lânetullah!.* demek noktasına düşmenin acısı
* (Lânetullah’a ölüm olsun!.)
Sözkonusu konsolosluğun gösterişli binası önüne çıkan bütün yollar polis tarafından sıkı kontrol altına alınmıştı..
Ellerde ‘Kelime-i- Tevhî‘‘ bayrağı, dillerde, ‘Allah‘u Ekber../‘
Ve de ‘Kaatil, emperyalistlerin işbirlikçisi ve kuklası, lânetullah!../ Lânetullah, Haleb’den çek elini!.. Lânetullah, akıttığın kanda boğulacaksın..‘ gibi türkçe pankartlar..
Kezâ, ‘Ümmet-i İslamî, şuma râ hergîz nekhahed bahşid.. (İslam Ümmeti, siz asla affetmiyecektir..) ‘Khameneî: Âdemek-i Amerika, Rusya ve Beşşar!. (Amerika, Rusya ve Beşşar‘ın kuklası..) Merg ber Yezid-i zaman! (Zamâne Yezidine ölüm olsun!..),Muselmanân-ı İran, bidar şevid! Rehber-i şuma, zulûmât-ı qudretha’y-ı şeytanî der Haleb râ, be şuma, (pirûzî-i İslamî) nişan midehed!.. (İran müslümanları uyanın!.. Sizin rehberiniz, şeytanî güçlerin Haleb’deki zulümlerini size ‘İslam zaferi‘ diye gösteriyor..‘ vs. Ve aynı şekilde türkçe ve ingilizce, benzer hışımlı ifadeler.. Bir ara, ‘Merg ber İran! (İran’a ölüm..‘ şiarı da yükseldi, ama bir ülke ve halkın bütünüyle hedef alınmasının yanlışlığı farkedilerek o şiar hemen, ‘Merg ber rejim-i İran!‘ şekline dönüştürüldü.
***
Özgürder Gen. Başkanı Rıdvan Kaya ve Gen. Sekreteri yazar Kenan Alpay, Hedef Platformu sorumlusu Emir Eş Hoca ve diğer bazı isimler de birer konuşma yaptılar ve ‘İslami vahdet, İslam Birliği‘ diye diye, sonunda hele de Irak, Suriye ve Yemen’de mezhebçiliğin en çirkin, en gaddar yüzünü sergileyen İran yönetiminin başındaki sorumluları ağır şekilde eleştirdiler.
Rıdva Kaya, Amerika, Rusya, Çin AB ülkeleri vs. kafir güçlerin Suriye, Irak, Filistin ve diğer müslüman coğrafyalarında akıttıkları kanları yadırgamadıklarını; onların kendi tabiat ve fıtratlarının gereğini yerine getirdiklerini; asıl acının, 40 yıla yakın zamandır, ‘Allah’u Ekber!‘nidâlarını yükselten bir müslüman halkın bugünkü yöneticilerinin, sonunda İslam Ümmeti‘nin tamanına ihanet etmek noktasına gelmesinden kaynaklandığını‘ dile getirdi, özetle..
Kenan Alpay da, daha bir kaç sene öncesine kadar müslüman halkımız aleyhine, ‘Kahrolsun şeriat! Türkiye İran olmayacak! Gericiler İran’a!‘ diye tempo tutan bütün ateistlerin, marxistlerin, maocuların, kemalistlerin, laiklerin şimdi İran‘ın savunucu ve alkışçısı durumuna geldiklerini dile getirerek, ‘Bizler İslamî sorumluluğumuzun gereği olarak sapmadan, ümmetin birliği şiarını yükseltirken, İran rejimi yöneticileri , içine düştükleri mezheb körlüğüyle kimlerle aynı safa düştüklerini ve savrulduklarını görüyorlar mı?‘ dedi özetle..
E. Emir Eş Hoca da İslam birliği lafını ağzından düşürmeyen İranlı yetkililerin, bugün, Şam Sarayı‘nın günümüzdeki Yezidi Beşşar Esed’i ve kanlı ve menhus Baas diktatörlüğünü ayakta tutmak için, bütün emperyalist güçlerle işbirliği yapmak noktasına gelmekle, zahiren Ümmet‘in birliğine darbe vuran bir duruma geldiyse de, asıl büyük darbeyi, ‘ümmetin birliğini ve asırlarca önceki ihtilafları bugün ve yarınlara taşımamak gerektiğini düşünen akl-ı selîm sahibi şiî müslümanlara daha büyük bir darbe vurduklarını ve konsolosluğun üzerinde dalgalanan ‘Allah‘u Ekber’li bayrağın bile bugün onların ikiyüzlülüklerini haykırdığını‘ hatırlattı özet olarak..
***
Bir röportaj yapmak için iki ay kadar önce İran’dan İstanbul’a gelen ve kendi mezhebinin eğitim formasyonuna sahib bir zat, 35-40 yıl öncelerde dünyaya verdiğimiz mesajların bugün niçin etkili olmadığını sormuş ve bunun üzerine, ‘Bunu kabul ettiğinize göre, bunun sebebini önce kendi içinizde iyice tartışın, ondan sonra benden sorun..‘ demiştim.
Ey idrak, basiret, feraset, güç zehirlenmesi ve mezheb taassubuyla cinayet işleyenlerin yanına da uğrar mısın?
stargazete