Mehmet GÖKTAŞ
Merhametin de bir fay hattı vardır
Evet, merhametin de insan yüreğinin de bir fay hattı vardır.
Toprağın fay hatlarından boşalan enerjinin ne olduğunu, nerelere kadar gittiğini bilemem.
Lakin merhametin fay hatları boşaldığında ta Arşa kadar, hatta o merhametin sahibine, Rahman ve Rahim’e kadar ulaştığını rahatlıkla söyleyebilirim.
Yeryüzünün fay hatları enerji depolarlar ve arada böyle deprem olup patlayıverirler, üzerinde ne varsa yıkıp devirirler.
Ve bu arada bizim de yüreğimizi yakıverir. Adı üzerinde; enerji, elbette yakacak.
Lakin biz aynı enerjiyle ısınırız da. Zaten ateş de böyle değil midir, hem yakar hem ısıtır. Hem sadece bedenimizi değil bazen yüreğimizi de ısıtırız ateşle.
Biz bir acıya şahit olduğumuzda, bir felakete maruz kaldığımızda içimiz yanar. Bir depreme yakalandığımızda orada olanların da olmayanların da hepimizin yüreği yanar.
Göçük altında kalanlarla birlikte biz de kalırız. Yıkıntıların altından çıkarılan her cansız beden bizim yüreğimizi yakar. Kendileri kurtulduğu halde yakınlarını kaybedenler, kurtulduklarına bir türlü sevinemeyenlerle birlikte biz de ağlarız.
Fakat şunu unutmayınız ki depremin fay hatları varsa merhametin de fay hattı vardır, toprağın fay hattı varsa yüreklerimizin de fay hattı vardır.
Bizim merhametimizin fay hattı da bu şekilde birden faaliyete geçer.
Yıkıntıların arasından kıpırdayan bir parmak gördüğümüzde, uzatılan eli tutan bir el gördüğümüzde, tozun toprağın arasında parıldayan bir çift göz gördüğümüzde yüreğimiz yerinden oynar, bizim merhametimizin fay hattı da birden patlayıverir.
Milyonların gözü kulağı deprem alanından gelecek küçücük bir hayırlı habere yoğunlaşır, aldığımız en basit bir haberle sevinç gözyaşları dökeriz, kutsal bir olaymış gibi bir birimize aktarır dururuz.
Sonra ülkenin dört bir yanından yüreklerin o bölge üzerine melekler ordusu gibi akışına şahitlik ederiz ve bir daha patlayıverir merhametimizin fay hatları.
Ve Emine’lerimizden bir Emine çıkar orta yere, “Azize, Azize, duyuyor musun beni?” diye seslenir yerin altındaki Azize anneye.
Bu sesle birlikte bizim merhametimizin fay hattı bir yanardağ gibi patlayıverir.
Çünkü bu ses bu milletin yıllar yılı hasretle beklediği bir sestir. Bu ses bu milletin ta kendi sesidir, herkesin o seste kendisini bulduğu sestir, analara analığını hatırlatan bir sestir.
Dinle ey yeryüzü, senin fay hattın varsa işte bizim yüreklerimizin de fay hattı vardır, hem de Arş’a yükselen fay hattı.