Metiner: Şimdi Muhasebe Vaktidir
Yaklaşık iki ay gece gündüz demeden çalıştım.
Mehmet Metiner / Şimdi Muhasebe Vaktidir / Star Gazetesi
Yaklaşık iki ay gece gündüz demeden çalıştım.
Kısmen İzmir Karabağlar’da, çoğunlukla da Adıyaman Kâhta’da.
Sahada gördüklerim yürek dağlayıcıydı.
Teşkilatlarımız, vekillerimiz ve belediye başkanlarımız adına.
Kaç seçime girdim çıktım hiç bu kadar kötüsünü görmedim.
Reis’in “metal yorgunluğu” dediği eksiklik bir başka şeye dönüşmüş.
Adını koymak istemiyorum lakin hesabilik başat hale gelmiş.
Hasbilik ise küsüp gitmiş.
Hesabi olanlar hasbileri küstürmüş.
Kimsesizler ihmal edilmiş.
Halka sırt çevrilmiş.
Kimsesizlerin kimsesi olmak için yola çıkan Reis’in o Ak misyonu kimsesizlerin ve garip gurabaların hatırlanmadığı bir kibirli anlayışa kurban edilmiş.
İzmir Karabağlar’da ve Adıyaman Kâhta’da gece geç vakitlere kadar girdiğimiz o yoksul insanların evine hiç kimse seçim öncesi gitmemiş. Seçim sürecinde dahi uğrayan vekil ve belediye başkanı görmemişler. Onların elini sıkan ve onların derdiyle dertlenen hiç olmamış. Onlarla ağlayan, onların yüzünü güldüren hiç olmamış.
Seçim süreçlerinde ise lütfen çalışmalar. Bizim arka bahçemiz olan STK ve medya ziyaretleri, bir iki esnafın elini sıkma, hepsi bizden olan bir iki göstermelik ev ziyaretleri...
Nasıl olsa Reis meydanlara iner, kitle oy verir anlayışına yaslanan kibir ve rehavet...
Çok sayıda küskün hasbiler, ihmal edilmiş bir halk, kibir abideleri gibi halka tepeden bakan vekiller, belediye başkanları ve teşkilatlar...
AK Parti’nin aile partisine dönüştürülmesine duyulan haklı tepki.
Bir ilde ve ilçede kurum amirleri bir vekilin, bir belediye başkanının veya teşkilat başkanının yakınlarıyla doldurulmuşsa, AK Parti adına hasbilikle çalışanlar tepki duymazlar mı, halk buna bakıp gönül koymaz mı? O yüzden vaktimizin büyük bölümünü dağıtılan ve küstürülen sahayı toparlamakla geçirdik.
Reis’in adı üzerinden yapabildik bunu.
Hasbi olanlar Reis’in boynu bükülmesin diye döndüler. Lakin içimizdeki ihanetçilerin arkadan darbelerine maruz kaldık. Hasbi olanların dönüşünden memnuniyet duymadılar. En önemlisi onların kazanmasını kendi hesapçı dünyaları için bir tehdit olarak gördüler. Ve sandık başlarına gittiklerinde hançeri indirdiler. AK Parti’nin o yerde kazanması yerine kendi hesapçı-çıkarcı iktidar alanlarını korumayı öncelediler.
Kendisine adaylık verilmediği için ihanet eden mevcut belediye başkanlarından bahsetmeme gerek bile yok.
Biz asıl bu ihanetçiler tarafından vurulduk.
İçimizden…
Kim ne derse desin gerçek bu.
İhanetçiler bu kez de ödüllendirilirse ihanetin zemini güçlenir ve artık sahayı tutamaz hale geliriz. O yüzden ısrarla ve önemle hatırlatıyorum: Reis’in “Trenden inenler bir daha binemez!” sözü kuvveden fiile geçmezse akıbet hayırlı olmaz.
Yeni dönemde Reis’in misyonuna sadık hasbi insanlarla sadece ve yalnızca halkımızın yüreğine dokunan çalışmalara ihtiyacımız var. Reis’i seven halk bizi sevmiyorsa bizde sorun var demektir. Bu kadar dış saldırılara ve içerdeki ihanete rağmen AK Parti hâlâ bu ülkenin en güçlü birinci partisi ise bunu o büyük Reis’e halkın duyduğu sevgi ve güvene borçludur.
Şimdi muhasebe vaktidir.
Yeniden diriliş zamanıdır.
Şimdi Reis’imize ve partimize daha bir inançla ve aşkla sahip çıkma günüdür.
Bizim tercihimiz bellidir.
“Biatsa biat itaatsa itaat. Ölümüne yanındayız!” dedik.
Şartlar ne olursa olsun demeye devam ederiz.
Hile ve ihanet örneği
Kâhta’da Belediye Meclis Üyeliği seçiminde PKK-HDP, FETÖ ve CHP destekli SP adayına AK Parti olarak 2 bin 500 oy fark atıyoruz. Lakin Belediye Başkanı seçimini 313 oy farkıyla kaybediyoruz. Burada apaçık bir hile, müdahale ve ihanet yok mu?
HAMİŞ
Kimse ihanetine gerekçe aramasın. Utanmasalar İstanbul, Ankara, Antalya ve İzmir’in hesabını da bizden soracaklar o ihanetçiler! Onlar üste çıkmayı ve ihanetlerinin üstünü örtmeyi bilecek kadar namertler çünkü.