Nureddin Şirin
Mısır Devrimi, Şehitlerinin Pak Kanlarıyla Bizi Çağırıyor
Ortadoğu"daki Emperyalist ve siyonist hegemonyayı alt üst edecek Mısır devrimi, Firavun rejiminin silahlı güçlerinin yeni saldırılarıyla yüzleşiyor; Tahrir (kurtuluş) meydanı Mısır halkının özgürlüğü için ayağa kalkan yiğitler için bir Kerbela"ya döndü, üst üste şehid haberleri geliyor, yaralanan yüzlerce Müslümanın ambulanslarla hastanelere kaldırılması bile önleniyor.
Dün öğle vakitlerinde Tahrir meydanındaki devrimcilere saldıran firavun güçleri en az iki göstericiyi daha şehid etmiş, 1000"e yakın göstericiyi de yaralamıştı.
Bu barbarca saldırıyı protesto etmek amacıyla Mısır İstanbul konsolosluğuna giderek, devrimci kardeşlerimizle dayanışmamızı ortaya çalışmış, "Tahrir Meydanı"na yeni saldırıların ve katliamların olması durumunda Türkiyeli Müslümanlar olarak tepkilerimize yeni boyut kazandıracağımızı ifade etmiştik"
Hüsnü Mübarek gibi tarihin en büyük hain diktatörünü devirmek için göğüslerini firavun güçlerinin kurşunlarına siper edinen yiğit kardeşlerimiz, tüm saldırı ve cinayetlere rağmen bir adım geri adım atmayıp alçak firavunu devirme kararlılıklarını göstererek emsalsiz bir direniş destanı yazıyor...
Eğer bugün Mısır firavununun devrilmesinden en çok siyonist rejim korku duyuyorsa, Filistin işgalcisi gasıp siyonistler kabus görüp uyku uyuyamıyorsa, eğer Kudüs, Aksa Mısır devrimcilerini tazimle anıp mübarek ve mukaddes İslam toprakları adına bu kutlu intifadaya selam duruyorsa, eğer dört yıla yakındır insanlık dışı ambargo altında en zor şartlarda yaşamlarını sürdüren Gazzeli kardeşlerimiz zalim ambargonun en büyük destekçisi firavun rejiminin devrilmesi ümidiyle Allah"tan nusret ve feth-i mübinler için niyazda bulunuyorsa, bizlerin Mısırlı devrimcilere, ümmetin bu yiğit ve kahraman evladlarına söz ve sloganlarımızın ötesinde uzatacak bir elimiz, sıkılacak bir yumruğumuz, zalimlere acı verecek bir öfkemiz olamayacaksa, Allah katında nasıl bir vebalin altına girdiğimizi de düşünmemiz gerekecek"!
Acaba, İmam Hasan el Benna"lardan Seyyid Kutub"lara, Abdulkadir Udeh"lerden Halid el İslambuli"lere, ümmetimizin bu aziz şehidlerinin pak kanlarına bir vefa borcumuz yok mudur..?
Acaba, İhvan-ı Müslimin gibi küresel İslami diriliş membaı olan bir hareketin bereketli ağacının köklerine dökecek bir suyumuz, bir ömür boyu meyvelerinden yediğimiz bu şecere-i tayyibe"ye bir minnetimiz yok mudur..?
Ortadoğu"daki zorba iktidarların temellerini sarsan bu devrime sıkılmış yumruklarımızla "lebbeyk" diyerek sunacağımız küçük bir katkımız yok mudur..?
Acaba, Tahrir Meydanı"nı "Kahire Kerbela"sına çeviren bu kutlu intifada"nın gür sesini Mısır"ın ötelerine taşıyacak küçük bir bir irade ve az bir cesaretimiz yok mudur..?
Bu yazıyı yazdığımız, henüz ezan sesleri yükselmediği sabah vaktinde, bir taraftan da televizyon ekranlarına bakarak al kanlara boyanıp yerlerde sürüklenen kardeşlerimizin görüntülerini izlerken, namaz için Rabbimizin huzuruna gittiğimizde, Rabbimiz katında bir "rızvan" vesilesi amelimiz olamayacaksa, başımız öne eğilip kalmaz mı..?
Allah"ım, gayretsizlik girdabına düşüp bizim başımızı öne eğik bırakma!
Allah"ım, bizi birtakım dünyevi korku ve endişelerden dolayı razı olacağın amellerden kaçınanlardan kılma!
Allah"ım, Ümmetimizin bu yiğit evladları sana kurbanlarını sunarken, bizi bu kurbanların hakkını unutanlardan eyleme!
Allah"ım, sen bizi tutarsan başkası bize ne yapabilir ki? Eğer sen bizi bırakırsan bizi kim koruyabilir ki?
Şafakta On Gün"ün kutlu hürmetine,
Fecrin ışıldayan aydınlığı hürmetine,
Behişt-i Zehra"nın güllerinin hürmetine,
Tağut yıkanların, putları kıranların, senin dinini hakim kılıp şiarlarını yükseltenlerin hürmetine,
Bizi razı olacağın amellere ulaştır!
Günahlarımızı, kusurlarımızı, ayıplarımızı, işlerimizdeki aşırılık ve taşkınlıkları bağışla!
Üzerimize sabır yağdır; senin dinin üzere, cihad ve direniş üzere ayaklarımızı sabit kıl,
Ve bizleri vadettiğin başarı, esenlik ve kurtuluş yollarına ulaştır"!
Ölüm ne güzel, zindan ne güzeldir; Allah yolunda olduktan sonra"!