Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Mısır’da ve Suriye’de sıcak gelişmeler

 

Bu Cuma Mısır’da yine kitlesel gösteriler vardı... Suriye’de ise Suriye muhalefet cephesinin; yine muhalefet cephesinde yer alan, ancak Esad rejiminden çok diğer Müslüman gruplara yönelik saldırıları ile adından söz ettiren İŞHİD örgütüne yönelik operasyonu sonucunda, İŞHİD’in karargahları ele geçirildi, kampları dağıtıldı ve lider kadrosuna büyük zayiat verildi...

El Kaide’den ayrılan bir grup tarafından oluşturulan örgüt, Türkiye’ye yönelik eylemlerde de bulunuyordu... Örgütün Türkiye’de birbirinden farklı gruplarla da temas içinde olduğu söyleniyordu...

Aslında bu olay çok ilginç. Bütün Müslüman grupların, İslam adına operasyon yaptığını söyleyen bir gruba karşı operasyon düzenlemeleri dikkat çekici bir gelişme...

Bu örnek başkaları, mesela Mısır’daki Nur Partisi için de ders olmalı... Ya da Türkiye’de de hiçbir Müslüman topluluk tarafından desteklenmeyen ve sürekli olarak Müslümanlara karşı tavırlar içinde olan İslami kişi ve kuruluşlara karşı öfke duyan, ama ABD, İngiltere ve İsrail, Hristiyan, Yahudi gibi topluluklar ve diğer ideolojik-politik gruplarla yakın temas, işbirliği ve ortak anlayış zemininde dayanışan topluluklar için de bu durum bir ders olmalı...

İŞHİD örneği, Suriye’deki direniş hareketleri için de önemli bir ders niteliği taşımaktadır. Maalesef Suriye’de ne idüğü belirsiz, kendilerine “İslam” diyen bir takım nevzuhur silahlı gruplar türemiştir... Bunların arkasında bir takım yabancı ülkelerin istihbarat örgütlerinin olduğu bilinmektedir. Paraları ve silahlarının da aynı şekilde karanlık güçler tarafından sağlandığı bilinmektedir. Bu süreçte herkesin arınması gerekir.

Suriye’de Esad rejimi varil bombaları ile sivil halkı öldürmeye devam ederken İŞHİD İslami direniş cephelerinin liderlerine karşı nokta operasyonları düzenliyordu. İŞHİD’in Türkiye’de de bir takım farklı dini, siyasi, ideolojik ve politik gruplarla yakın ve sıcak bir işbirliği içinde olduğu bilinmektedir... İŞHİD’in Türkiye’deki karanlık ve derin bağlantıları ortaya çıkartıldığında sağ-sol, dini örgütler, bir çok grubun kirli ilişkileri de ortaya dökülmüş olacak!

Mısır ve Suriye’de halkın bugüne kadar devam eden direnişi aslında önceden tahmin edilemeyen bir durumdu... Bütün imkansızlıklara, kan ve gözyaşına rağmen direniş sürüyor... Sonuna kadar da direniş sürecek. Bu durum, hem Batı’yı, hem de bu dikta rejimlerini ve onlara destek veren rejimleri her gün biraz daha zora sokuyor... Kim kimin yanında biliyoruz artık... Bu süreçten geri dönüş de yok... Derin ya da paralel devlet yapılarının da Türkiye’de iktidarı ele geçirme maceralarının daha yaygın ve şiddetli bir direnişler püskürtüleceğinde kuşku yok...

Birileri Türkiye’de bu yangına İslam adına odun taşıyorsa, bilmeli ki, bu Müslümanca bir tavır değil. Eğer böyle dertleri yoksa, ABD, İsrail ve İngiltere’deki bazı lobilerin desteği dışında bir ağırlıkları olmayan bu adamlar, artık “hoşgörü”den söz etmiyorlar ama, toplumsal desteklerinin demokratik açıdan bir kıymet ifade etmediğini de pek yakında görecekler...

Bu süreç Türkiye’ye hizmet etmiyor... O zaman bunların derdi ne, neye hizmet ediyorlar?...

Bunlara destek veren Batılı ülkeler de şunu görmeli ki, paralel devlete destek vermek, Mısır’daki Sisi’ye destek vermekten daha farklı bir tutum değil... Bu bir darbe girişimidir ve Batı yine, her zaman olduğu gibi darbecilerin yanında, milli iradeye karşı bir tavır içindedir. Bu demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti ilkelerini yok saymaktan öte, bu değerlere ihanettir... Batı bu tavrı ile aslında manen intihar etmektedir... İnandırıcılık ve ciddiyetlerini ayaklar altına almaktadırlar... Batı bu politikası ile ne elde etmek istiyorsa, onu riske etmektedir...

İslam dünyası tarafından dışlanan, yalnız bırakılan, en yakın çevreleri tarafından reddedilen bir hareketle işbirliğini sürdürmeye devam ederseniz, o yapının uğradığı yalnızlık ve zararı siz de paylaşmak zorunda kalırsınız...

Bu planlar deşifre olduktan sonra, İsrail hükümetinden Mavi Marmara için izin talebinde bulunulmasını dile getirenlerin, kendi hükümetlerine karşı bu kadar haşin ve agresif olmasını anlamak çok kolay olmasa gerek. Bu tavırları İslam dünyasında büyük öfkeye sebep olurken, tek mutluluğunu beyan eden ülkenin de İsrail olması işin bir başka dikkat çekici yanı.

Görünen o ki, Asya’da Cemaati İslami liderlerinin başına gelenlerle, Afrika ve Arap Yarımadası’nda İhvanı Müslimin üyelerinin başına gelenler arasında fark yok... Ve tabii aynı zamanda Erdoğan ve Türkiye’de AK Parti hükümetinin başına gelenler arasında da fark yok... İşin ilginç yanı tehdit kaynağı da, yöntemi de, hedefi de aynı...

Evet, en az 6 ay sürecek bir krize hazır olmalıyız... 3 ay yerel seçimler, ardından Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar bu saldırılar devam edecek... Bu planın İHH’yı da kapsadığını, ardından Erdoğan, MİT ve hükümeti terörle ilişkilendirme çabalarının da gündeme geleceğini biliyorduk... Göreceksiniz, bir kaç hamleden sonra bu kriz İsrail, İngiltere, ABD hükümetleri ve parlamentoları içinde de siyasi bir krize dönüşecek... Bu saldırıların yankısı Batı’yı rahatsız edecek... Onlar da bu öfkesi aklından büyük adamlarla bir yere gidilemeyeceğini görecekler. Tabanlarındaki çözülme çığ gibi büyüyecek... Bu adamlar da hiç bir başarı şansları olmadığını görecekler... Şunu da bilmeleri gerekir ki, kaybedeceği belli bir ata kimse oynamak istemeyecektir... Bugün cemaatin Türkiye’deki saygınlığı Sisi ve Nur Partisi’nden daha fazla değildir... Kötü bir şekilde deşifre oldular... Yaptıkları ne dine, ne ahlaka, ne de hukuka sığar!

Toplumun bu derse ihtiyacı vardı. AK Parti’nin arınması, saflarını sıklaştırması, aktivitesini artırması için bu saldırılar bir ders olmalı... Ve tabii siyasi bilincin canlanması için de!

Bu arada Gül’ün geç kalmış olsa da açıklaması önemli. Keşke susan ve konuşması gereken diğer isimler de konuşsalar. Mesela Hacı Boydak’ın bir özür borcu var... Böyle giderse, toplumsal öfke, Türkiye’nin önemli bir markasına zarar verecek bir tepkiye dönüşebilir... Kayseri lobisi de Ankara’daki ofisini kapatır umarım. Selam ve dua ile.

yeniakit

 

Bu yazı toplam 1091 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar