Mitinge hoşgörü, örtüye cop çok gücümüze gitti
En büyük insan hakkı ihlalinin başörtüsü yasağı olduğuna dikkat çeken Ömer Faruk Gergerlioğlu: Mazlum-Der Kocaeli Şube Başkanı Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu, "Direnişimiz Türkiyenin gündemine oturacak... 81 ilden silkiniş bekliyoruz" dedi.
Gergerlioğlu, "Ankara'daki tahrik mitingine hoşgörü, başörtüsüne cop gücümüze gitti" şeklinde konuştu
Türkiye"nin değişik illerinde başlayan ve devam eden "Başörtüsüne Özgürlük" eylemlerinde lokomotif rol üstlenen İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (Mazlum-Der) Kocaeli Şubesi, geçtiğimiz hafta 104. eylemini yaparken Başkent Ankara"da da "Cumhuriyet mitingi" adı altında, AK Partili birinin cumhurbaşkanı seçilmesini önlemek isteyenler yürümüştü. "Ordu göreve" sloganlarının atıldığı Ankara"daki miting devam ederken, Kocaeli"deki "Başörtüsüne Özgürlük" yürüyüşü yapan ve çoğunluğunu kadın ve çocukların oluşturduğu gruba polis müdahale etmiş, çok sayıda kişinin coplandığı eylemde sıkılan biber gazı çocukların büyük korku yaşamasına sebep olmuştu. "Başörtüsüne Özgürlük" eylemi ve emniyetin müdahalesini, polis tarafından tartaklananlar arasında yer alan Mazlum-Der Kocaeli Şube Başkanı Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu"yla konuştuk. "Olayı nasıl değerlendirdiğini" sorduğumuz Gengerlioğlu, şunları söyledi:
"Türkiye"de pek çok insan hakkı ihlali var, ama en büyük insan hakkı ihlali başörtüsü yasağıdır. Sorun tüm yakıcılığıyla devam ediyor. Zerre kadar geri adım atılmış değil.
Diğer insan hakları ihlallerinde, AB İlerleme Raporu'ndan dolayı iyileşmeler oldu, ama başörtüsü yasağında hiçbir adım atılmadı. Bu konuda adım atılmadığını son 2 yılda yaptığımız eylemlerimizle ortaya koyduk. Yasak daha vahim boyutlara ulaşarak devam ediyor. Cumartesi günü yaptığımız eylem başarılı bir eylemdi. Ancak çok vahim bir hadise yaşandı. Ankara"da hukuksuz bir şekilde demokrasiyi katletme amaçlı olarak, yani bir sivil toplum hareketi düzenlenir ama, demokratik bir toplumda yaşıyorsan, demokrasiyi katletme amaçlı bir miting olmaz. Sen demokratik bir ülkede demokrasiyi katletmek amacıyla yürüyorsun. Bu bir özgürlük olamaz. Biz yılların birikimi olan, yüzbinlerce kızın gözyaşının akmasının durdurulması için bir özgürlük yürüyüşü yapıyoruz, ancak polis tarafından engelleniyoruz. Ankara"da toplananlara yürü deniliyor. Tamamen hukuksuz bir şekilde engelleniyoruz. Bizim yaptığımız hiçbir eksiklik de yok. Yazılı bildirimimizi vermişiz. 2911 sayılı kanuna göre toplantı ve gösteri yürüyüşü yapmak her vatandaşın hakkıdır. Polisin görevi bunun güvenliğini sağlamaktır. Biz bundan önce de 2 büyük yürüyüş yaptık ve polis bu kanuna uydu. Bize yasadışı isteklerle geliyorlar. Yasa çok açık, 2911 sayılı kanunun 9. maddesi 2. fıkrasında tüzel kişilikler, "Dilekçe ve karar defterinin fotokopisiyle başvururlar" diyor. Biz bu bildirimi yapmışız. Aslında bu bildirimi yapmaya bile gerek yok. Bunları kesinlikle bilerek keyfi olarak yapıyorlar. Bir polis memuru buraya geldi, açtım kanun maddesini, altını çizerek gösterdim. O da bana hak verdi ve mahcup olup gitti. Burada önemli olan, yasadışı bir uygulamaya boyun eğmemek. Çünkü darbeciler Ankara"da yürürken, bizim burada önümüze bir yığın engel çıkarıldı."
ANKARA"DA DARBECİLİK YÜRÜYÜŞÜ YAPILDI
- Ankara"da aynı gün "Cumhuriyet mitingi" adıyla bir miting gerçekleştirildi. Burada size yapılan müdahaleyle o mitingin bir ilişkisi olduğunu düşünüyor musunuz?
- Ankara"da Türkiye"deki antidemokratik uygulamaların ve dayatmaların devam etmesini isteyenler yürüdü. Darbecilik yürüyüşü yapılıyor. Memleket böyle maalesef. Adamlar resmen darbe çağrısı yapıyor. Cumhurbaşkanı vermiş 220 milyar lira, o parayla adam toplayıp yürüyorlar. Bu memlekette kim hakim? Milletin iradesi mi hakim olacak, darbecilerin iradesi mi? Bu konuda bedel de ödeyeceğiz tabii. Biz şimdiye kadar böyle bir dayatmayla karşı karşıya kalmamıştık. Onun için yukarıdan bir talimat olduğunu düşünüyoruz. Ben şahsen hukuk adına bir cinayet işlendiğini düşünüyorum. Zorbaların yürüdüğü bir ülkede özgürlükçü bir grubun yürüyüşü engellenmek istendi. Bu da bizim gücümüze gitti.
- Peki geriye dönüp baktığımız zaman 104 hafta geride kaldı. 2 yıllık bu süreçte ne tür kazanımlar elde edildi?
- Biz zor bir yola çıkmıştık. Uzun süre ses de gelmemişti. Ancak sonra komşumuz Sakarya"dan, Ankara"dan Van"dan, Akyazı"dan, Kayseri"den bize destek geldi ve oralarda da haftalık eylemler yapılmaya başlandı. Şimdi yeni illerin de benzer eylemleri başlatmaya hazırlandıklarını biliyoruz. Bizim buradaki direnişimizi bazı basın yayın organları görmese de, en kısa sürede bu direnişin Türkiye"nin gündemine oturacağını düşünüyoruz. Bundan sonra 81 ilden bir silkiniş bekliyoruz.