Moskova-Şam-Tahran hattında neler oluyor?
Suriye’de geçtiğimiz günlerde, Suriye Savunma Bakanı ile İran ve Irak genelkurmay başkanlarının katılımıyla üçlü bir zirve gerçekleşti. Askeri işbirliği...
Moskova-Şam-Tahran hattında neler oluyor? / Mehmet Akif Ersoy / Habertürk
Suriye’de geçtiğimiz günlerde, Suriye Savunma Bakanı ile İran ve Irak genelkurmay başkanlarının katılımıyla üçlü bir zirve gerçekleşti. Askeri işbirliği ve Suriye’nin doğusundaki Suriye Demokratik Güçleri karşıtı tutumun vurgulandığı toplantıda dikkat çeken en önemli ayrıntı, toplantıda Rusya’nın bulunmamasıydı. Nitekim Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu da bu toplantıdan hemen sonra 19 Mart’ta Şam’a giderek Beşar Esad’la bir görüşme gerçekleştirdi.
Görüşmenin içeriğine dair Rusya ve Suriye tarafından yapılan resmi açıklamalarda, iki ülke arasındaki siyasi ve askeri işbirliği, terörle mücadele, Rusya’nın Suriye’ye desteği ve mültecilerin geri dönüşü gibi konuların konuşulduğu ifade edildi. Rusya Savunma Bakanlığı tarafından ziyaretle ilgili yayınlanan açıklamada ise Şoygu’nun Esad’a Putin’in mesajını ilettiği bilgisi paylaşıldı.
PUTİN'İN ESAD'A MESAJI NEYDİ?
Arap medyasında yer alan haberlerde Şoygu’nun ziyaretinin, Şam’da İran ve Irak genelkurmay başkanlarının katılımıyla gerçekleşen zirvenin hemen akabinde yapılmasına özellikle dikkat çekildi. Konuyla ilgili yorumlarda; üçlü toplantının Moskova’nın katılımı olmadan gerçekleşmesi ve ardından Şoygu’nun Esad’la görüşmesi, Moskova-Şam-Tahran hattında göz ardı edilemeyecek anlaşmazlıkların işareti gibi görünüyor denildi.
Birleşik Arap Emirlikleri tarafından fonlanan Londra merkezli El Arab gazetesinde Şoygu’nun Şam ziyaretiyle ilgili haber, Putin’in Esad’a ilettiği mesajın “İran konusunda uyarı niteliğinde olduğu” yorumuyla verildi. El-Arab; İran’ın bölgede oluşturacağı askeri ittifakların sadece ABD’yi değil, Rusya’nın da çıkarlarını tehdit ettiği iddiasında. Bundan çekinen Moskova, Şam yönetimini İdlib ve Fırat’ın doğusunda herhangi bir eyleme girmemesi konusunda uyarmak istedi. Çünkü Şam’daki üçlü zirve sadece Fırat’ın doğusuna değil, İdlib’e de odaklandı. Bunun gerekçesi olarak da, İran ve Şam yönetiminin, Rusya’nın Suriye’nin kuzeyinde Türkiye’yle ilgili tutumundan rahatsızlık duyması gösterildi.
Yine El Cezire televizyonunun Rus Svobodnaya Presa gazetesinden aktardığına göre, Şoygu Putin tarafından Esad’a “İran’a taviz verilmemesi ve İran’ın Suriye’den çekilmesinin gerekliliğini vurgulamak için” gönderilmiş olabilir. Gazete, İran’ın bölgede “küçük kardeş” pozisyonundan hoşnut olmadığı ve Rusya’dan bağımsız hareket etmeye çalıştığı yorumuna yer verdi.
SURİYE’DE RUSYA-İRAN ÇEKİŞMESİ Mİ?
Arap basınındaki yorumlara bakıldığında; Suriye’de –aynı cephede yer almalarına rağmen- bir Rusya-İran çekişmesi yaşanıyor. Bunun da en büyük göstergesi olarak, Rusya’nın Suriye’deki İran askeri varlığından hoşnut olmaması gösteriliyor.
Rusya ve İran’ın Suriye’de çıkar çatışması yaşadığı bir sır değil. Ancak asıl mesele bu çatışmanın ne boyutta olduğu.
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, geçtiğimiz Şubat ayının sonlarında Tahran’a sürpriz bir ziyaret gerçekleştirmiş ve Rusya’nın bu ziyaretten rahatsız olduğu yorumları yapılmıştı. İran’ın Esad’ı Tahran’da ağırlayarak yaratmak istediği algı, İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif’in istifa kararının gölgesinde kalmıştı.
Bu dönemde Beşar Esad’ın, Putin’in Humeymim üssü ziyaretindeki bir fotoğrafı sosyal medyada dolaşmaya başlamıştı. Fotoğrafta Putin askerlerine hitap ederken, Esad bir köşede Rus subaylarla beraber duruyordu. Bu fotoğrafın Rusya tarafından Esad’a, Moskova’dan ayrı hareket etmemesi hususunda bir uyarı olarak servis edildiği iddia edildi.
Suriye’deki Rusya ve İran anlaşmazlığına bir başka örnek de İsrail’in Suriye’de İran hedeflerini vurmasıdır.
İsrail’in, İran’a ait askeri hedeflere yönelik saldırıları Rusya’dan habersiz gerçekleştirmediği herkesin malumu. Suriye’nin Rusya’dan aldığı hava savunma sistemlerinin İsrail’in bu saldırılarını önlememesi de durumu daha net açıklıyor.
Şam’daki üçlü zirveye tekrar dönecek olursak, İran çizgisine yakın duran ve Ortadoğu’da en çok bilinen gazetelerden biri olan Rai Al Youm gazetesinin Başyazarı Abdulbari Atwan; toplantının SDG’ye(YPG-PKK) yönelik operasyona hazırlık adımlarından biri olduğunu, bu ortak operasyonun da ABD güçleri ile çatışma ihtimalini doğurduğunu yazmıştı. Bu açıdan bakıldığında yakınlaşma ve PYD terör örgütünün kontrol ettiği SDG’ye yönelik operasyon hazırlığı, Türkiye’yi de doğrudan ilgilendiren bir mesele.
8 yıldır süren savaşta en büyük müttefiki Rusya olan Suriye rejiminin, ABD’yle bir çatışmayı ne derece göze alacağı şüpheli bir durumken, bunu Rusya’ya rağmen yapmasının ise daha da güç bir ihtimal olduğu kesin. Suriye’nin yine Rusya’nın rahatsızlığına rağmen İran’la giderek daha samimi bir görüntü vermesinin de nasıl açıklanabileceği şimdilik kocaman bir soru işareti.
Ortadoğu’da, karmaşık ve içinden çıkılması zor denklemler hep dikkat çekicidir. Aynı cephede yer alanların, kendi içlerinde bu denli karışık ilişkilere sahip olması ise krizin ne kadar derin ve çözümsüz olduğunun göstergesidir.