MUHAMMED EBU TAYR İLE RÖPORTAJ

MUHAMMED EBU TAYR İLE RÖPORTAJ

Kudüs kentini pazarlık konusu yapmanın her açıdan büyük bir cinayet olduğunu söyleyen Ebu Tayr, Kudüs halkının tüm kirli planlara ve komplolara karşı koyacağını dile getirdi.

Siyonist işgal yönetimi tarafından doğup büyüdüğü Kudüs kentinden uzaklaştırılan milletvekili Muhammed Ebu Tayr, Kudüs kentinde yürütülen Yahudileştirme faaliyetlerinden ve Yahudi yerleşim birimi inşasından duyduğu endişeyi dile getirdi.

Ebu Tayr, Filistin Enformasyon Merkezi'ne verdiği röportajda El-Cezire kanalının yayınladığı Filistin belgelerini de değerlendirdi.

Mahmud Abbas başkanlığındaki Fetih yönetiminin anlamsız müzakerelerde Kudüs'ün "Yahudi Mahallesi" olarak adlandırılan bölgesinden, Ermeni Mahallesi'nden ve Yahudi yerleşkelerinden taviz vermesini eleştiren Ebu Tayr, Siyonist işgal yönetiminin müzakereler yoluyla Filistin tarafına hiçbir şey vermeyeceğini söyledi.

Abbas ve ekibinin Filistin halkını temsil etmediğini ve Filistin halkı adına müzakere yürütme yetkisine sahip olmadığını ifade eden Ebu Tayr, Kudüs kentinin üzerine pazarlık yapılamayacak kadar büyük olduğuna dikkat çekti.

Kudüs kentini pazarlık konusu yapmanın her açıdan büyük bir cinayet olduğunu söyleyen Ebu Tayr, Kudüs halkının tüm kirli planlara ve komplolara karşı koyacağını dile getirdi.

Kudüs'e bir gün mutlaka geri döneceğine kesin olarak inandığını belirten Ebu Tayr, doğup büyüdüğü kutsal kentten ayrı yaşamanın kendisi için acı verici olduğunu söyledi.

Planlı olarak yürütülen Yahudileştirme faaliyetleri ve Yahudi yerleşim birimi inşası gölgesinde Kudüs kentinin durumunu nasıl görüyorsunuz? İşgalciye mesajınız nedir?   

Kudüs kentinin içinde bulunduğu durum ve yaşadığı sıkıntılar yeni bir şey değil. İşgal altındaki Kudüs'e kurulan komplo eskiden beri; 1963'ten ve 1966'dan beri devam ediyor. Siyonist projenin daha ilk başlarında Kudüs kenti Siyonistlerin hedefindeydi. Kudüs sıkıntıları ve bölünmeyi aşama aşama yaşadı. Bu aşamalar 1966'da başladı. İkinci aşama 1967'de Kudüs'ün işgalcilerin eline düşmesiydi. Ardından 30 yıl geçti ve bu sürede Kudüs'ün Yahudileştirilmesi faaliyetleri basına yansımadan ve sessizce diledikleri şekilde devam etti. Son on yılda ise insanlar Kudüs'te neler yaşandığının ve Kudüs'ü tümüyle Yahudileştirmek için bir Siyonist projenin var olduğunun farkına vardı. Kudüs'ün çevresinde kenti kanser gibi kuşatan bir çalışma var. Kudüs'ün ve Mescid-i Aksa'nın temelleri altında kazı çalışmaları yürütülüyor. Kudüs'ün bugün her şeyi hedefte. Taşı, toprağı, ağacı. Gençleri tuzağa düşürülmek ve İslam'a bağlılıkları öldürülmek isteniyor. Fakat buna rağmen Kudüs'te bir direniş projesi ve uygun ortam var. 2006 seçimlerinden bugüne kadar Kudüslüler büyük işler yaptı. Kudüs halkı hakkında iyi bir intiba verdiler.

Şu anda sürgünde, Kudüs'ten uzakta günlerinizi nasıl geçiriyorsunuz? Bir gün Kudüs'e yeniden dönmeyi bekliyor musunuz?

Ben bir gün Kudüs'e döneceğime kesin olarak inanıyorum. Bu konuda bir kez bile şüpheye kapılmadım. Bilakis ben Kudüs'e döneceğim. Bu söylediğime inanıyorum. Ondan da önce Allah azze ve celle'ye güveniyorum. Kentimden uzakta yaşamaya gelince, acı verici bir duygu. Açıkça ifade etmek gerekirse kentimden, evimden ve ailemden uzakta kendimi hapiste yaşıyor gibi hissediyorum.

Milletvekillerinin Kudüs'ten uzaklaştırılmakla tehdit edilmesi, diğerlerinin tutuklanması ve işgal zindanlarına konulması hangi çerçevede değerlendirilebilir?

Bir kez daha söylüyorum. Bu işgalcinin kasıtlı olarak çıkardığı karmaşadır. İşgalcinin hiçbir şeyi yaparken bahane ileri sürmeye ihtiyacı yoktur. Evet; yapılanlar zulüm ve meydan okuma. Fakat size diyorum ki, işgalcinin yaptıkları Allah'ın izniyle ecelini ve sonunu yakınlaştırmaktadır. İşgal olağandışı geçici bir projedir ve Allah azze ve celle'nin izniyle yok olacaktır.

Fetih yönetiminin Kudüs kenti ve Mescid-i Aksa üzerine pazarlık yapmayı kabul etmesini nasıl yorumluyorsunuz?

Kudüs üzerine müzakere veya pazarlık yapılamayacak kadar büyüktür. Kudüs, Allah azze ve celle'nin Kitabı'ndan bir ayettir. Kesinlikle üzerinde pazarlık söz konusu edilemez. Çünkü bu her açıdan büyük bir cinayettir. Kudüs direnişiyle ve halkının direnişiyle müzakerecilere gerekli cevabı vermektedir.

Biz bu müzakereleri yapanların kesinlikle Filistin halkını ve Filistin davasını temsil etmediklerini söylüyoruz. Bir kez daha söylüyorum; Kudüs, o müzakerecilerden daha büyüktür. Kudüs, Allah azze ve celle'nin ayeti olarak kalacaktır. Kimse onun üzerine pazarlık yapamayacak. Kudüs yiğitleriyle, sabrıyla ve direnişiyle, alimleriyle, Şeyh Raid Salah'ın ve 1948'de işgal edilen topraklarda yaşayan kardeşlerin sağlam duruşuyla ayakta kalacak. İşgal altındaki Kudüs kenti üzerine pazarlık yapanlara ve Kudüs ile oynamaya kalkanlara en iyi cevabı onlar verecek. Onlar, müzakereler olarak adlandırılan saçmalıklardan daha büyüktür.

Katar'dan yayın yapan El-Cezire kanalının yayınladığı resmi mühürlü belgeler hakkında neler söyleyeceksiniz? Bu belgeler Fetih yönetiminin işgal altındaki Kudüs kentinin bazı bölümlerinden taviz verdiğini ve örneğin "Yahudi Mahallesi" denilen bölgeyi, Ermeni Mahallesi'ni ve Kudüs'teki Yahudi yerleşkelerini Siyonist işgal rejimine teslim etmeyi kabul ettiğini gösteriyor.

Öncelikle şunu belirtmeliyiz ki, işgalci azgınlığına, işgaline, baskısına ve aldırışsızlığına devam ediyor. Kudüs'e yönelik komplolarını sürdürüyor. İşgalcinin Filistin Özerk Yönetimi'ne müzakerelerde hiçbir şey vermeyeceğini bir kez daha vurguluyoruz. Bir kez daha diyoruz ki, "Yahudi Mahallesi" diye bir yer yok. O bölgenin ismi "Şeref Mahallesi"dir. Şeref Mahallesi, Şeref Mahallesi olarak kalacaktır. Sonsuza kadar devam eden bir işgal yoktur. Er ya da geç topraklarımızın tamamı işgalden kurtulacak. Orada-burada yapılan saçmalıkların hepsi egemenlik müzakereleri değil ticari yatırım müzakereleridir.

Kudüs kentinde yaşanan planlı Yahudileştirme faaliyetleri ve süregelen Yahudi yerleşim birimi inşası karşısında Arapların tepkisi bazıları tarafından cılız olarak nitelendiriliyor. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?

Arapların Filistin davası konusundaki bu tavrı yeni değil. Arapların Filistin davasıyla ilgili tavrı başından şu ana kadar hep cılızdı. Filistin davasına hiç hakkını vermediler. Arapların bütün yaptığı milliyetçi sloganlar atmak oldu. Filistin davasından en çok taviz veren onlar oldu. Filistin davası için ciddi bir faaliyet varken Filistin Kurtuluş Örgütü'nü kontrolleri altına aldılar. Filistin Kurtuluş Örgütü onların yapımı. Filistin davasını ortadan kaldırmak için Filistin Kurtuluş Örgütü'nü Arap rejimleri kurdu.

Kudüs'ten uzaklaştırılan milletvekili Muhammed Ebu Tayr'ın işgal altındaki Kudüs'te yaşayan, evleri ve işyerleri yıkılan Filistinlilere mesajı ne?

Ben de onlardan biriyim ve hâlâ onlar gibi ayrılık ateşiyle yanıyorum. İşgal ateşiyle yanıyorum. Eğer bir şey söylemem gerekirse onlara diyorum ki: "Ey Kudüs'teki vatandaşlarımız! Size sabrı ve sebatı tavsiye ediyoruz." Onların güçlü olmaları ve işgal altındaki Kudüs kentinin bir karışından dahi taviz vermemeleri gerekmektedir. Güçsüzlük duygusu kalplerine ulaşmamalıdır. Onlar yüce gönüllü insanlardır. Onlar, Allah'a hamdolsun intifada melekesine sahipler. Onlar yiğit insanlardır. Bu nedenle işgalciden ve diğerlerinden gelen tüm tehditlere karşı koyacak yüce bir güce sahipler. 

 

 

fiem