Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Muhtemel yeni senaryo

ABD’nin gizli ve gerçek başkanı Kongrede konuştu. Netenyahu her cümlesi sonunda ayakta alkışlanırken alkışlamayan, elinde pankart ve boynundaki poşu ile tek bir İNSAN vardı (+ birkaç kişi daha, 50 kadar milletvekili de oturuma katılmadı) ve o da bir kadındı. Netenyahu içeride “Kudüs bizim ebedi başkentimiz ve asla bölünmeyecek” derken kongre binasının dışında, içinde Rabbi Museviler, vijdan sahibi Yahudilerin de olduğu kalabalık bir topluluk onu protesto ediyordu..

BM’nin büyük çoğunluğu bunların zihniyet ikizi. Gazze'deki trajediyi bu vahşilerin elinde oyuncak olan BM'nin hakemliğinde çözmeye razı olmak akıllı bir tercih mi sizce. Halkı Müslüman, kendileri onların zihniyet ikizi ya da işbirlikçisi, siyasi emellerini onların emelleri, şahsi çıkarlarını onların çıkarları ile tevhid eden liderlerine yazıklar olsun.

Netenyahu kendini protesto eden göstericiler için kongredeki konuşmasında “İran’ın kullanışlı aptalları” ifadesini kullandı. Aslında bu hakaret hepimize yapıldı. İran üzerinden bir mesaj veriyor. dedense Türkiye’yi pek telaffuz etmiyorlar.

Öte yandan “BBC Türkçe “Küresel diplomaside yeni merkez Çin mi?” başlığı ile bir haber yayınladı. Haber Pekin’de gerçekleşen Filistin toplantısı” idi ve haberin devamında şöyle deniliyordu: “Aralarında El-Fetih ve Hamas'ın da olduğu 14 Filistinli grup, 23 Temmuz'da Çin ev sahipliğinde Pekin Deklarasyonu'nu imzaladı.”. Aslında bu toplantı Kassam’ın 7 Ekim 2023’teki saldırından hemen önce, İsrail Cumhurbaşkanının gelişinin ardından, Netenyahu’nun Ankara’ya gelmesinden hemen önce kurulacak Filistin devleti için, FKÖ ile birlikte Gazze’nin tahliyesinin konuşulduğu gün gerçekleşti. Pekin toplantısı ise Ankara’nın devamı, genişletilmiş bir toplantı idi, Burada Türkiye’nin yerini Pakistan almıştı.

Bakan Fidan, Filistin-İsrail barış müzakerelerinde anlaşmaya varılamamasıyla ilgili olarak, "İki devletli çözümü şimdi hayata geçirmezsek, ileride bir 4. Gazze savaşı çıkacaktır. Sürekli savaşlarla uğraşacağız." Derken Netenyahu ABD’de bölünmemiş bir Kudüs’ün İsraile ait olduğunu, kendilerini yok etmeye gelenlere karşı yok edici olacaklarını söylüyordu.

24.7.24 Bakan Fidan, Türkiye’nin Suriye ve Irak ile ilişkilerinin yanı sıra İsrail’in Gazze’ye saldırıları ve ateşkes müzakereleri başta olmak üzere Orta Doğu’daki gelişmelere dair Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) merkezli Sky News Arabia televizyon kanalına mülakat vermesi de dikkat çekici. Fiidan bu arada Suriye ile diyalog kurarak Suriye’nin toprak bütünlüğünün sağlanması ve yabancı ülkelerin Suriye topraklarından çekilmesini isterken, ABD PYD’ye askeri sevkiyat yapmaya devam ederken Ankara’da sınırdaki askeri gücünü takviye ediyor. Ancak, tabi, Suriye krizinin sadece Esed’le konuşarak çözülemeyeceğini de bilmemiz gerek.

Bu arada ABD Başkanı Joe Biden ile İsrail Başbakanı Bünyamin Netanyahu’nun ABD’de yapacağı görüşme nedeniyle İsrail heyetinin Gazze’de ateşkes görüşmelerine katılacağı tarih gelecek haftaya ertelendi. Bir yandan bunlar olurken öte yandan FBI, New Jersey'de İNSAN ORGANLARI, BEBEK PARÇALARI TİCARETİ VE Kara Para Aklama Suçlarıyla Suçlanan 17 YAHUDİ HAHAM'I TUTUKLADI

Türkiye’de ise “Hatay Keldağ ve Hatay Kisecik NATO radar üsleri İsrail'i mi koruyor?” sorusu ortaya atıldı. Google’nin Kisecik radar üssünü Earth'ta kararttığı görüldü.. BM ne karar alırsa alsın, uygulama için Güvenlik konseyinin kararı gerekiyor. Güvenlik Konseyinden bir karar çıkmazsa ABD ve AB NATO’yu devreye sokuyor. Türkiye ise bu ahval ve şerait altında batının yanında yer almak zorunda kalıyor

Aslında 15 Temmuz gerçekleşseydi, inanın F.G. Türkiye’ye dönseydi, ilk yapacağı iş, Kudüs’e giderek Dahlan/Kushner senaryosu olarak bilinen işleri “Dinlerarası diyalog ve İbrahimi buluşma” adı ile hayata geçirecekti. Aslında BOP’ta Erdoğan’dan eş başkanı olarak beklenen buydu.

Evet, tekrar Çin konusuna dönelim. Bayram değil, seyran değil, Çin bu topa niye girdi.?

Bu defa, Türkiye üzerinden değil, Pakistan üzerinden bir kapı açtılar. Hindistan İsrail’in yanında, Çin ve Pakistan Filistin’in yanında. Anlayacağınız kartlar yeniden karılıyor. Masada yeni isimler var, oyuncular değiştiriliyor.

Peki deklarasyonundan hemen sonra bu defa ABD, İsrail, CIA, MOSSAD, Blackwater BAE’de Abu Dabi’de bir araya geldi. Zaten Dahlan+Kushner senaryosundaki mihver ülkelerden biri BAE idi.

Gazze’yi vurarak bitiremeyeceklerini gördüler. Bütün dünya aleyhlerine döndü. Yeni bir yol denemeleri gerek.

Baka kalırsa Çin ve Pakistan’ın devreye girmesinde İngilizlerin rolü var. Daha doğrusu MI6’in.

İngilizler farklı çalışır. İngiltere b aşından beri İsrail’in bu politikasına karşı idi.

Daha önce George Galavi isimli bir İngiliz milletvekili FreeGaza çağrısı yapan ilk kişi idi. Tony Blair’in baldızı da bu konularda aktifti, Yusuf İslam zaten çok eskiden beri bu konularla ilgili. İngilizler her kesimi izler ve ona göre bir politika izler.

İngilizler bir yol bir kuşak projesinde Çinlerle çok yakın. İş birliği içindeydiler. Yani İngiltere’nin Çin’le aktif ve sıcak bir kanalı var.

İngiltere Filistinlileri bir araya getirip, İsrail için tehdit oluşturmayan bir Filistin devletinin kurulmasını önceliyor. Buna Gazze’yi de dahil edecekler ki, Pekin’e Hamas’ı da çağırdılar. İngiltere Filistin devletinin tanınması ile eş zamanlı Arap ve İslam ülkelerinin, komşularının İsrail’in varlık ve meşruiyetinin tanınmasını ve kapsamlı bir barış anlaşması imzalanmasını şart koşuyor.

Bu 1. Etap. Pekin toplantısından bir hafta sonra bu kez ABD, İsrail BAE/Abu Dabi’de bir araya geldiler. Burada ilginç bir fikir gündeme geldi: Gazze’de barış gücü olarak BAE’nin görev yapması.

Burada biraz durmak gerek. BAE’nin kayda değer bir ordusu yok. Yemendeki askerlerinin çoğu devşirme, paralı asker. Kendi VIP-CIP korumasını bile Blackwater yapıyor. İşin püf noktası da burada gizli. Blackwater/Akademi, Suriye, Irak, daha çok Afrika’daki Arap ülkelerinden birçok paralı asker bulunduruyor kadrosunda.

Eğer bu yönde bir anlaşma olacaksa saten özellikle Yemendeki Suudi/BAE koalisyonunda askerlerin en azından bir bölümünün bir yerde istihdamı gerekiyor. Gazze bu konuda bir fırsat olabilir.

Zaten muhtemelen resmen olmasa da Blackwater bu barış gücünün içinde bir şekilde olacaktır. Hatta Arap Yahudilerinden seçilmiş MOSSAD ajanları da bu koalisyona katılacaktır. Kambersiz düğün olmayacağı için tabi Dahlan da olacaktır.

Gazze’deki Barış gücünün asıl görevi, bir yandan çatışmayı bitirip, insani yardım kanallarını açarken, öte yandan asıl hedefi HAMAS’tan çok KASSAM Tugaylarını tespit edip, bunları terörist ilan edip, gizlice ya da açık operasyonlarla kaçırmak, gözaltına almak, infaz etmek olacaktır.

Yani bir yandan HAMAS FKÖ ve diğer Filistin grupları ile masada tutulurken, Öncelik KASSAM Tugaylarının İnsan Kaynakları, eğitim merkezleri, eğitim kampları, silah ve mühimmat depolarını tespit etmek, boşaltmak ya da imha etmek olacaktır. Bir yandan da Gazze’de bulunan halkı, başka ülkelere, en azından Filistin’de diğer bölgelere taşıyarak oradaki nüfusun tahliyesini sağlamak olacaktır.

Bölgede çok sayıda yaralı olduğu için bunların tedavisi için diğer Arap ve İslam ülkelerine gitmeleri sağlanabilir. Gidenlerin gittikleri yerde vatandaşlık, iskân ve çalışma imkanları için destek sağlanabilir.

Gazze’nin yeniden inşası konusu da netameli bir konu. Bu yapılar oluşturulurken, özellikle stratejik binalar ve bazı kişilerin yerleşmelerinde dinleme cihazları ya da temellerine patlayıcılar yerleştirmeleri de mümkün.

Gayrimenkul satışları konusunda da dikkatli olmak gerekir tabi. Planlı bir şehirleşme diye, daha sonra gerçekleştirmeyi düşündükleri senaryolar için lojistik yapılar için alanlar açılması ya da yapılar oluşturulması da mümkün. Liman ve Hava alanı inşası da bu açıdan önemli. Muhtemelen Gazzelilerin çalışacakları AVM’ler, gidecekleri Cafe’ler, spor alanları gibi sosyal yerleşmeler, Gazzelilerin yeni hayat tarzını belirleyecektir.

Mesela Diğer Filistin kampları ya da yerleşim bölgelerinden çok sayıda seküler, Gazino, bar, pavyon, plajlar inşa edilebilir, laikçi, LGBT grupları da buralara yerleştirilebilir.

Tabi o eski tünellerin hepsi bu süreçte patlatılacaktır.

Zaten ondan sonrası kolay, Futbol takımı kurar, turnuvalara katılırlar. Hatta kadın futbol takımı bile kurarlar. Eurovision’a katılırlar, hatta Gazze güzeli bile seçebilirler. Gazze de bir de kadın derneği kurup, kadınlara da iş imkanı sağladılar mı, zaten artık nüfus da artmaz.

Hele bir de Gazze’ye, biraz Vehhabi imam, biraz Şii Molla, bir de Sünni, Sufi bir hoca getirip, onlara da külliye içinde muhteşem birer cami yapar, İslam ülkelerinden hafızlar çağırıp Kur’an, Mevlit tilaveti yaptırırsanız, görün o zaman ne oluyor. Çeçenistan nasıl düştü hatırlayın. Kadirov öyle gelmedi mi?

Bakın, Şeytan boş durmuyor, fazla mesai yapıyor. O da yetmiyor, İns ve Cin dostlarını yardıma çağırıyor. Allah fırsat vermesin. Bakın ne olacak.

Neyse ki, bu HABATçılar, EPSTEİN çetesi, AGARTHA’cılar deşifre oldu da hızları kesildi. ABD’de Cumhuriyetçiler ve Demokratlar Birliğine girdi. Kral Charles daha koltuğuna oturamadı. İsrail kendi içinde bir birlik sağlayamadı. Fransa, İtalya kendi derdi ile meşgul. Papa Biden gibi. Zaten. Sanırım bu konuda ABD seçiminin sonuçları belli olmadan bir karar verilmez.

İslam Ülkelerinin, Arap Ülkelerinin Afrika Ülkelerinin, Türk Dünyasının Halini ne size söyleyin ne de ben anlatayım.

ABD ile Suriye’de PYD konusunda karşı karşıya geldiğimiz için, ABD bu konuda sanırım Türkiye’yi masada görmek istemedi. BAE daha kolay bir lokma. Çin de Pakistan üzerinden gitmeyi tercih etti. İngilizler de anlaşılan Türkiye’yi masada görmek istemiyor. Selam ve dua ile..

Bu yazı toplam 321 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar