Abdurrahman Dilipak
Musibet kapımızı çalmadan
Bugün günlerden cuma.
Muharremin ilk cuması. Yeni Hicri yılınızı tebrik ediyorum. Bu zor günlerden yara almadan kurtulmak için inşallah sabredenlerden, şükredenlerden, direnenlerden olalım. Sonunda bizi gören, duyan, bilen hüküm sahibi kadir-i mutlak bir Allah (cc) var. Ve unutmayalım ki Allah’ın kolaylaştırdığından daha kolay, zorlaştırdığından daha zor bir iş yoktur. Biz Allah’ın rızasının tecellisinin vesilesi olmakla emrolunduk. Onun ipinden tutunursak, deniz bizi boğmaz, ateş bizi yakmaz.
Allah (cc) bizi mallarımız, canlarımız, sevdiklerimizle, kimi zaman artırarak, kimi zaman eksilterek imtihan edecektir. Başımıza gelen musibetler konusunda yeise kapılmaya gerek yok. Bunlardan bazıları bize şer gibi gelirken, Allah onda hayır murat etmiş olabilir. Ya da hayır gibi gördüğümüz şeyde bizim bilmediğimiz bir şer olabilir. Belki bir musibet bir sabır imtihanıdır, haksızlıklara karşı direnerek derecemizi yükseltmek için ya da bir günahımızın kefaretidir ki, onda da bilmediğimiz bir rahmet gizli olabilir. Sonuçta bütün bunlar bir imtihan vesilesidir. Hiç haksızlık ve zulüm olmasaydı, iyilik ve adalet nasıl olacaktı. Her şey zıddı ile kaimdir. Böyle olmasaydı, kim nasıl cennete ya da cehenneme gidecekti. Günah olmasaydı sevap olur muydu? Sonuçta karanlık aydınlığın yokluğudur.
Teğabün 11’de Allah (cc) şöyle buyuruyor: “Başa gelen her musîbet, ancak Allah’ın izin vermesiyledir. Kim içten ve şuurlu olarak Allah’a iman ederse, Allah onun kalbini doğruya ve gerçeği idrake açar. Allah her şeyi hakkiyle bilir.”
Hiçbir suç cezasız kalmayacaktır. İbrahim 47’de ne buyuruldu: “Allah'ı, sakın elçilerine verdiği sözden dönen sanma. Gerçekten Allah Azizdir, intikam sahibidir”.
Kim zerrei miktar, iyilik ya da kötülük yapmışsa, bu dünyada ya da ahirette karşılığını görecektir. Bakın başımıza ne geliyorsa, iyilik ya da kötülük zannettiğimiz her şey Allah’ın iradesi içindedir. Biz onun rızasına talib olalım. Allah (cc) şöyle buyurdu: “İster kıtlık, kuraklık, deprem gibi yeryüzünde meydana gelen bir musîbet olsun, ister hastalık, açlık, ölüm gibi kendi canlarınızda, onu daha biz yaratmadan önce o bir kitapta yazılıdır. Şüphesiz bu, Allah’a göre pek kolaydır.”
Kuşkusuz Allahın iradesi içinde rızasına uygun olmayan bir şeyi yapanlar, suçudur ve hem dünyada hem de ahirette cezasını çekeceklerdir. Evet, önce “iman ettik” deyip sonra yoldan çıkanlar yok mu? Bakın Allah (cc) ne diyor: Tevbe Suresi,74 “Allah'a and içiyorlar ki (o inkar sözünü) söylemediler. Oysa andolsun, onlar inkar sözünü söylemişlerdir ve İslamlıklarından sonra inkara sapmışlardır ve erişemedikleri bir şeye yeltenmişlerdir. Oysa intikama kalkışmalarının, kendilerini Allah'ın ve elçisinin bol ihsanından zengin kılmasından başka (bir nedeni) yoktu. Eğer tevbe ederlerse kendileri için hayırlı olur, eğer yüz çevirirlerse Allah onları dünyada da, ahirette de acı bir azapla azaplandırır. Onlar için yeryüzünde bir koruyucu-dost ve bir yardımcı yoktur.”
Bakın kim Allah’ın dinine yardım ederse, Allah da onlara yardım eder. Rum Suresi 47 “Andolsun, Biz senden önce kendi kavimlerine elçiler gönderdik de onlara apaçık belgeler getirdiler; böylece Biz de suçlu günahkarlardan intikam aldık. İman edenlere yardım etmek ise, Bizim üzerimizde bir haktır.”
Bakın bir yandan namaz kılıp (!?) öte yandan yetim hakkı yiyenler, yetim malı hükmündeki kamu kaynaklarını birilerine peşkeş çekenler, hortumlayanlar, israf edenler yok mu, onların namazları boşa gitmiştir. Dahası Müslümanları kandırmak içinse bütün bu ibadetleri var onların haline. “İman ettik” demekle hiç kimse yakasının bırakılıvereceğini zannetmesin.
Ayetleri yalanlayanlara ya da o emirlerden habersizlermiş gibi davrananlara gelince (Araf Suresi,136): “Biz de onlardan intikam aldık ve ayetlerimizi yalanlamaları ve onlardan habersizmişler (gibi) olmaları nedeniyle onları suda boğduk”. Aynı haber Zuhruf Suresi 55’te de var:. ayet: “Sonunda bizi öfkelendirince, Biz de onlardan intikam aldık, böylece onları toplu olarak suda boğduk.”
Evet evet, (Zümer Suresi,37): “Allah, kimi hidayete erdirirse, onun için bir saptırıcı yoktur. Allah, intikam sahibi, güçlü ve üstün olan değil midir?”
“Kendisine Rabbinin ayetleri hatırlatıldıktan sonra, yüz çevirenden daha zalim kimdir? Gerçekten Biz, suçlu-günahkarlardan intikam alıcılarız.” (Secde Suresi, 22)
Duhan Suresi, 16’de bir tehdit var: “Büyük bir şiddetle yakalayacağımız gün, elbette Biz intikam alacağız” diyor Allah (cc). Birileri bilmek istemese de o herşeyi gören, duyan, bilen, hüküm sahibi olan Allah güçlüdür, intikam alıcıdır. Araf Suresi, 126’da dendiği gibi şöyle dua edelim: (…) ''Rabbimiz, üstümüze sabır yağdır ve bizi Müslüman olarak öldür."
Kamer Suresi, 10. ayet: Sonunda Rabbine dua etti: "Gerçekten ben, yenik düşmüş durumdayım. Artık sen (bu kafir toplumdan) intikam al."
Nisâ 72’de savaştan örnek verilse de, zalimlere karşı korkup seslerini kısıp oturanlar için de bir uyarı vardır: ''İçinizde öyleleri var ki, gerçekten ağırdan alır, savaşa gitmez. Savaşta başınıza bir felaket geldiğinde de: ‘Neyse ki, Allah bana yardım etti de onlarla beraber bulunmadım’ der”. Aslında onlar yanılgı içindeler.''
Mâide 49’da daha kapsamlı bir uyarı sözkonusu: “Hangi dinden olurlarsa olsunlar, onların arasında Allah’ın indirdiği ile hükmet, onların arzularına uyma. Allah’ın sana indirdiği hükümlerin bir kısmından bile seni saptırmamaları için, onlara karşı son derece dikkatli ol! Eğer senin verdiğin hükmü kabul etmez de yüz çevirip giderlerse, şunu bil ki Allah, bir kısım günahları sebebiyle onları belâya uğratmak istemektedir. Zâten insanların birçoğu Allah’ın yolundan çıkmış kimselerdir”.
A'râf 100’de bize bir gerçek haber veriliyor. Kimilerine ne kadar söylersen söyle anlamak istemiyorlar ya. Bakın Allah ne buyuruyor onlar hakkında “Önceki sahiplerinden sonra yeryüzüne vâris olanlar hâlâ şu gerçeği anlamadılar mı ki, eğer biz dilemiş olsak, günahları yüzünden onları da benzer musîbetlere uğratıp helâk ederiz. Ne var ki, biz onların kalplerini mühürlüyoruz da gerçeği işitemez oluyorlar”.
Birilerinin kalpleri, gözleri, kulakları mühürlenmiş sanki. CoVID günlerinde bunu görmedik mi?
Kurtuluşa erenler kimlerdir derseniz (Hac 35)’de onlardan bahsedilir: ”Onlar ki, yanlarında Allah anıldığı zaman kalpleri derin bir saygıyla ürperir, başlarına gelen musibetlere sabreder, namazı dosdoğru kılar ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan bir kısmını Allah yolunda harcarlar”.
Selam ve dua ile