Mehmet GÖKTAŞ
Notre Dame hiç bir zaman İsevi olmamıştır
İki bin on yılının ortalarında gezmiştim Notre Dame’ı. Yangın haberiyle birlikte sadece gözümün önünde değil, aynı zamanda kulaklarımda da canlanıverdi. Çünkü bu meşhur katedrali gezmeye vardığımızda park için etrafında epeyce dolaşmıştık ve bu esnada otomobilimizde yüksek sesle “Pîruz be, ey şehide İslami” ve benzer ezgiler dinliyorduk. Paris caddelerinde dolaşırken bu parçaları dinlemek bizim için unutulmayacak değişik bir atmosferdi.
Neyse, biz yazımızın başlığına dönelim. Notre Dame hiç bir zaman İsevi olmamıştır. Sadece Notre Dame değil Roma imparatorluğu hiç bir zaman Allah Teala’nın gönderdiği İsa Aleyhisselam’a iman etmemiş, İsa Aleyhisselam’ı Romalılaştırmış ve o şekilde iman etmiştir.
Fakat Paris, Roma’nın çarpıttığı İsa’ya bile iman etmemiş, özellikle Fransız devrimiyle birlikte Hıristiyanlığın karşısına dikilmiştir. Paris’i dikkatle gözlemleyenler Allah ile savaştığını hemen hisseder. Laiklğin, sekülerizmin, felsefenin ve pozitivizmin kutsal bir din olarak sunulduğu bir şehirdir Paris. Napolyon 1800’lü yıllarda Hıristiyanlığa döndürmek için uğraşsa da bugün aynı misyonunu sürdürmektedir.
Notre Dame ne gerçek İseviliği ne de Hıristiyanlığı temsil ediyor, sadece turistik bir misyon üstlenmişti. O koskoca katedralin hiç cemaati yoktu. Papa Urban tarafından Haçlı seferlerinin başlatıldığı Clermont şehrindeki katedral de aynı şekilde cemaatsiz kalmıştı.
Arkadaşlar Brüksel’deki katedralleri de gezdirmişti, hepsinin durumu aynıydı. Hatta bir kısmının kapısına kilit vurulmuş, turizme bile kapatılmıştı, açık durduğunda masrafları kurtarmıyordu.
Buralarda şöyle veya böyle hiç bir şekilde Allah’ın adı anılmıyor. Sadece Müslüman olduğum için taraflı konuşmuyorum, öylesine hantal ve boğucu bir havası var ki, buraların, dışarı çıktığınızda farkında olmadan bir “oooh” diyorsunuz. Hâlbuki camilerimize girince “oooh” dersiniz.
Neyse, yapımı yüz yetmiş veya iki yüz yıla yakın süren cemaatsiz bu katedral şimdi yanmış durumda.
Anladığımız kadarıyla yapacaklar, tamir edecekler. Daha ilk anda yedi yüz milyon euro toplanmış, tabii bu rakam gittikçe artacak.
Sözümüz tutulur mu bilmem; ama Fransa’ya, Macron’a bir tavsiyemiz var. Gelin bundan vaz geçin, hiç bir cemaati olmayan bu katedrale boş yere bu parayı gömmeyin. Bu parayı hunharca katliamlar uyguladığınız Afrika ülkelerine mesela Ruanda’ya verin. Günahlarınızı şöyle ucundan ucundan ödemeye çalışın.
İnanın ki Notre Dame’ı ayağa kaldırmaktan daha fazla şeref ve itibar kazanırsınız.
Bırakın Notre Dame bu şekilde yanık haliyle kalıversin, inanın önceki halinden daha çok turist çekecektir. Benim bu kıyağımı da unutmayın.