Merve Kavakçı

Merve Kavakçı

Obama'nın kredisi

Bugün Amerikan siyasetinin en önemli belirleyicisi yaklaşmakta olan başkanlık seçimleri. Kasım ayında olacak seçimler yola Obama ile devam mı sorusuna da cevap teşkil edecek.
 
Demokrat aday olarak Obama'nın karşısında şimdiye kadar hiç bu görevi üstlenmemiş yeni bir isim var malum. Mitt Romney, Cumhuriyetçi Parti'nin eskilerinden sayılır. Partisine az da emek vermemiş olan bu siyasetçiyi ülke, Massachusets valisi olarak tanıdı. Harvard Üniversitesi'nde -ki o da Massachussets eyaletinde- yüksek lisansımı yaptığım yıllarda bir iki vesile ile tanışmış sohbetini dinleme imkânı bulmuştum. Hal ve tavrı ile o zamandan aklımda kalmışlardan biri mütevazı duruşu idi. Hatırlarım bir gün bizim fakültenin (Kennedy School of Government) bahçesinde arabasına binip kampüsten ayrılıyordu, korumaları, şoförü yanında Romney güzelce oturacağı taraftaki kapıyı açtı aracın, ceketini çıkardı, arabaya astı, sonra kendi bindi oturdu. Bizim aşina olduğumuz görüntülerden olan ne koruma koşuşturması, ne ceketini çıkartmaya yardım etme ne de arabanın kapısını açıp kapama seremonisi yaşandı. Adam sade bir vatandaş olarak kendi işini kendi yapıyordu. Aslında bu Batı siyasetçilerinde ister Amerika'da olsun, ister Avrupa'da olsun çok da yadırganacak bir şey değil, ama yine de ülkenin büyük ve etkin önemli eyaletlerinden birinin valisi olarak ve ABD siyasetinde valilik makamından ülke başkanlığına çıkışın birçok hikâyesi de olduğundan, bu duruşu sergilemiş olması dikkatimden kaçmamıştı.
 Şimdi Romney, Cumhuriyetçilerin ilk Mormon başkan adayı olarak seçimlere hazırlanıyor. Obama'nın işi kolay değil. Zira bir süredir makam doldurmuş her siyasetçi gibi yıpranma gerçeğiyle karşı karşıya. Obama seçildiği ilk günlerde dünyanın velev ki sadece Amerika'nın uzun zamandır beklediği kurtarıcı gözüyle kucaklanmış, bağırlara basılmıştı. Hatırlayacaksınız Van şehrimizde başkanlığa çıktığı günlerde eline Obama resmi geçiren Number Van yazılı pankartlarla medyaya poz veriyordu. ABD'nin dünyayı içine sürüklediği ekonomik çıkmazı yine kendi içinde bu sefer Obama liderliğinde çözeceği ve çıkaracağı gözüyle bakılıyordu. Uluslararası arenada rock yıldızı muamelesi gören Amerikan Başkanı, her ne kadar ülkesinin nüfusunun yarıdan fazlasını liderliğine ikna edebilmişken içeride muhalifleri az da değildi. Mesela Obama'nın dini ABD seçmeni için sorun teşkil ediyordu. Yapılan araştırmalar, Obama'nın başkanlığının ilk günlerinden bu yana geçen dört yıla rağmen, mesela, hâlâ onun Müslüman olduğunu düşünen geniş bir kitle olduğunu göstermekte. Hıristiyan geleneğinden gelen ve dinin devlet işlerinde önemli rol oynadığı Amerika gibi bir ülkede Hıristiyan olmayan ve hatta 'üstelik' Müslüman olduğu kulaklarda dolaşan bir başkanın işinin zor olduğunu görmek mümkün. Bunun dışında Obama'nın Bush'tan miras aldığı küresel terör savaşını bir şekilde sonlandırmak ve hem dünyayı hem de kendi ülkesini stabil hale getirmek zorundaydı. Bunu geçtiğimiz dört senede ne kadar başardı-başaramadı ayrı bir konu. Ancak bu da görevde bir başkan olarak yıpranmasında önemli bir etken oldu.
 Şimdi seçim arifesinde imajına, başkanlık stiline, bizzat başkanlığına yapılan bu tahribatı gidermek zamanı, onun için de canla başla çalışıyor Obama. Bu süreçte, ilk adım olarak da İsrail'i 'azizliyor.' Kredisini İsrail'den yana kullanıyor. Yani İsrail'e olan bağlılığını her fırsatta hele bu aralar sıklıkla dillendiriyor. Mitt Romney de geri kalmıyor. Neredeyse 'ben daha çok İsrail'i andım' yarışına girecekler. Zira siyonistler, ABD derin devletinin içinde çok etkin. Onların da ülkeleri İsrail'e olan bağlılıkları tartışmasız bir gerçek. Böyle olunca siyonist lobisini küstürmemek, karşısına almamak, bilakis desteğini garantilemek adına atmadığı takla kalmıyor iki adayın da. Ellerine geçen bütün imkânları, bir şekilde konuyu İsrail'e getirerek bağlılık yeminleri ile taçlandırıyorlar.
 Geçtiğimiz günlerde ABD başkentine gelen İsrail Başbakanı Netenyahu'ya da tam da bunu söyledi Obama. Arkanızdayız. Yani kredisini dünyayı karşısına almak pahasına da olsa siyonizmden yana kullanarak. Tıpkı Mavi Marmara katliamında bazı Türkiyeli Müslümanların yaptığı gibi... Çıkar beklentisi böyle bir şey olsa gerek...

yeniakit

Bu yazı toplam 1303 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar