Abdurrahman Dilipak
“Öküz Anadolulu”dan “Anadolu Partisi”ne
Sahi Anadolu Partisi’nin kısaltılmış şekli AP mi olacak, ANAP mı?
Hani şu Emine Ülker Tarhan hanımın partisinden söz ediyorum.
ANA Parti olacakmış adı.. Siz ANAP da diyebilirsiniz..
Ne garip işler oluyor memleketimizde.. Emine hanım partisini kurduktan sonra ilk demecini Amerika’nın Sesi’ne vermiş..
Emine hanımın eski partisi, Dersim ile ilgili özrü tartışmaya devam ederken şimdi ister misiniz, solcular bir de “Anadoluculuk” tartışması başlatsın..
“Anadoluculuk” sol bir jargon değil.. Milliyetçi-Muhafazakâr bir yanı var.. Mesela Anadolu Platformu dindar bir hareket.. “Anadolu Sermayesi” dediğinizde MÜSİAD ve ASKON anlaşılır..
Partisinin adını Anadolu koydu diye Anadolu insanı koşup Emine hanıma oy verecek değil..
Ulusalcıların Anadoluculuğu zorlama bir iş olsa gerek..
CHP solunun gözünde Anadoluculuk aşağılama konusu..
Nevzat Tandoğan’ı biliyorsunuz.. Geçen gün Prof. Dr. Namık Açıkgöz Yeni Akit’te konuyla ilgili bir yazı yazdı, bir de ilginç bir teklifte bulundu..
Ankara’da “Tandoğan Meydanı” diye bir meydan var. Adını, Nevzat Tandoğan’dan alır. Tandoğan, 1929-1946 arasında, 17 sene, ölene kadar Ankara’nın en uzun süre görev yapan valisi olmuştur.
Açıkgöz anlatıyor: “Tandoğan,üç özelliğiyle bilinir. Birisi, 1945 yılında işlenen bir cinayeti örtme iddiası sonucu 9 Temmuz 1946 tarihinde silahla intihar etmesi; ikincisi “Bu ülkeye komünizm lazımsa onu da biz getiririz” demesi ve üçüncüsü de Osman Yüksel Serdengeçti ile olan meşhur diyaloğudur. Yıl 3 Mayıs 1944… Ankara’da nümayişler sürmektedir. Polisler, bir ara Osman Yüksel ve arkadaşlarını yakalayıp vali Nevzat Tandoğan’ın huzuruna çıkarırlar. Yapılan konuşmalar esnasında, Nevzat Tandoğan, Osman Yüksel ve arkadaşlarını küçümseyerek, ‘Ulan öküz Anadolulu!.. Sizin milliyetçilikle, komünizm ile ne işiniz var? Milliyetçilik lâzımsa bunu biz yaparız. Komünizm gerekirse onu da biz getiririz. Sizin iki vazifeniz var: Birincisi, çiftçilik yapıp ürün yetiştirmek. İkincisi, askere çağırdığımızda askerlik yapmaktır’ der.”
Emine Ülker Tarhan bildiğim kadarı ile Nevzat Tandoğan’cıdır.. Osman Yüksel Serdengeçti’den haz eden biri olamaz..
Anadolu’yu Osman Yüksel Serdengeçti temsil eder, Nevzat Tandoğan değil..
Tandoğan hem vali, hem belediye başkanı idi. Hukukçu, polis şefliği yaptı. Milletvekili yapıldı ama kabul etmedi, valiliğe devam etti.. Hem vali, hem belediye başkanı idi, her ikisini birlikte yönetti. İntihar sebebi hâlâ aydınlatılamadı..
Said-i Nursi ile de bir hatırası var. Makamına getirttiği Bediüzzaman’ın kıyafetine müdahale ederek, zorla başına şapka giydirmeye çalışmıştır.
Tandoğan’ın, 9 Temmuz 1946 tarihindeki intihar olayı üzerindeki sır perdesi ise hâlâ varlığını korumaya devam etmektedir. Bir iddiaya göre, dönemin Genelkurmay Başkanı Kazım Orbay’ın oğlu Haşmet Orbay’ın adının karıştığı Dr. Neşet Naci Arcan cinayeti ile ilgili mahkemede tanık olarak dinlenen ve sıradan bir vatandaş gibi muamele gören Tandoğan, kendisine yapılan bu davranışı hazmedemeyerek intihar etmiştir.
Tarihe Ankara cinayeti olarak geçen olayda, iddiaya göre, Haşmet Orbay, 16 Ekim 1945’de Dr. Neşet Naci Arcan’ı muayenehanesinde vurarak öldürmüştü. Nevzat Tandoğan’ın, delilleri kararttığı, bu cinayeti üstlenmesi için Reşit Mercan isimli kişiyi tehdit ettiği iddia edildi. Cinayetin aydınlatılmamasında Vali Tandoğan’ın parmağının olduğu anlaşılınca, mahkemenin Eskişehir’de yapılmasına karar verildi. 9 Temmuz 1946 günkü duruşma için Eskişehir’e çağrılan vali Tandoğan, suçlamalar karşısında endişeye kapılarak o akşam evine geldi ve bir süre sonra da silahını kafasına dayayıp tetiğe bastı...
Ankara’da Kubbe Derneği başkanı Ali Osman Özdemir Tandoğan’la ilgili ilginç bir hatırasını anlatır. Sivas’tan Ankara’ya gelen Aşık Veysel’in, görüntüsü nedeniyle Nevzat Tandoğan tarafından şehir merkezine sokulmaz. O zaman sakallı, çarşaflı, şalvarlı kişiler Kızılay ve çevresine sokulmaz.. Ulus’a alınmayan Veysel’in sazının da yine bu yıllarda zabıtalar tarafından kırıldığı belirtiliyor.
Zalimler bu adamın adını Ankara’da bir caddeye, bir meydana verdiler..
Kimine göre o meydanın adı Aşık Veysel Meydanı olmalı. Kimine göre Osman YükselSerdengeçti Meydanı, ya da kısaca Serdengeçti Meydanı olmalı..
Bana göre Serdengeçti adı daha şık durur..
Biliyorum CHP’liler buna da bozulacaklar ama durum bu.
Tandoğan adı Ankara’nın bir ayıbı olarak orada duruyor.. Selam ve dua ile..
yeniakit