Abdurrahman Dilipak
“Onların üzerinde 19 vardır”
Şimdi Covid’19’u aklınızda tutarak Müdessir suresinin aşağıda vereceğim mealini okuyun ve kendinize buradan bir yorum çıkarın. Covid’in sonunda da 2019 yılına atıf yaparak 19 vardı değil mi!
Bu sure Mekke’de indi. Nüzul sırasına göre 4., Mushaf’taki sıralamaya göre 74. sure olan Müdessir suresi 56 âyettir. Sure, adını bir önceki surenin adı olan “Müzzemmil” gibi, “örtünüp bürünen” demek olan “el-Müddessir” kelimesinden almıştır. Sure, müşriklerin Peygambere karşı çıkması ve onların cehennemle uyarılmasını anlatır. Surede Kıyamet gününün sıkıntılarından söz edilmiş, Kur’an’a sihir ve beşer sözü diyerek onu reddeden müşriklerin yakıcı cehenneme sürüklenecekleri haber verilmiştir. Meleklerden ve kitap ehlinden, cehennemin görevlilerinden söz edilmiştir. Surede ayrıca inkârcıların cehenneme girmelerinin sebebi hakkında müminlerle aralarında geçen bir konuşmaya yer verilmiş ve inkârcıların haktan yüz çevirmelerinin sebepleri anlatılarak sure sona ermiştir.
“Kalk, uyar”! Resûlullah bu emri alınca insanları tevhide davete başladı. Zemahşeri İslâm’ın bu temel ilkesinin hemen ardından gelen “Elbiseni temiz tut” emrini Hz. Peygamber’in maddî olarak elbisesini necâset vb. pisliklerden temiz tutması, mânevî olarak da güzel ahlâkla bağdaşmayan davranışlardan ve günahlardan nefsini arındırması anlamında yorumlanmıştır. Bu konu Resulullah’ın şahsında tüm Müslümanlara “Her türlü pislikten uzak dur”makla ilgili bir emirdir. Bu cümle de dış temizlikten sonra inanç ve ahlâk temizliğini, iç arınmaya bir göndermedir. Servet ve iktidar verilenlere uyarı mahiyetindedir. Kapalı kapılar arkasında fısıldayarak konuşan gizli planlar yapan politikacılar, istihbarat örgütleri, derin çeteler ve bugünkü anlamı ile ifsad planları ile meşgul stratejistlere atıf vardır.
Bu sure mealen şöyledir: “1- Ey örtüsüne bürünen (Peygamber)! 2- Kalk artık uyar. 3- Sadece Rabbini yücelt. 4- Elbiseni temizle. 5- Pislikten sakın. 6- Yaptığını çok görerek başa kakma. 7- Rabbin için sabret. 8- O Sûr’a üflendiği zaman, 9- İşte o gün pek zorlu bir gündür. 10- Kâfirler için hiç kolay değildir. 11- Tek olarak yarattığım o kimseyi bana bırak. 12 - Hem ona bol servet verdim. 13- Hem göz önünde oğullar verdim. 14- Hem ona büyük imkânlar sağladım. 15 - Sonra da şiddetle arzu eder ki daha da artırayım. 16- Hayır, çünkü o bizim âyetlerimize karşı bir inatçı kesildi. 17 - Ben onu dimdik bir yokuşa sardıracağım. 18- Çünkü o bir düşündü, ölçtü, biçti. 19- Kahrolası nasıl da ölçtü, biçti. 20- Yine kahrolası, nasıl ölçtü biçti. 21- Sonra baktı. 22- Sonra kaşını çattı, surat astı. 23- Sonra arkasını döndü ve büyüklük tasladı. 24- “Bu, dedi, başka değil öğretilegelen bir sihirdir.” 25- “Bu, sadece bir insan sözüdür.” 26- Ben onu Sekar’a (cehenneme) sokacağım. 27- Bilir misin sen, nedir o sekar? 28- Ne geriye bir şey kor, ne bırakır. 29- Durmadan derileri kavurur. 30- Üzerinde on dokuz (melek) vardır. 31- Biz o ateşin muhafızlarını hep melekler yaptık. Bunların sayılarını da ancak kâfirler için bir imtihan kıldık ki, kendilerine kitap verilenler kesin bilgi edinsinler, iman edenlerin de imanı artsın. Kendilerine kitap verilenler ve müminler şüpheye düşmesinler. Kalplerinde hastalık bulunanlarla kâfirler de: “Allah bu misalle ne demek istedi?” desinler. İşte böyle, Allah dilediğini şaşırtır, dilediğini de yola getirir. Rabbinin ordularını ancak Rabbin bilir. Bu, insanlar için uyarıdan başka bir şey değildir. 32- Hayır, andolsun aya, 33- Döndüğü an o geceye, 34- Ve açtığı sıra o sabaha. 35- Kuşkusuz o Sekar, büyük belalardan biridir. 36- Uyarmak için insanları.. 37- İçinizden ileri gitmek veya geri kalmak isteyen kimseleri.. 38- Her nefis kendi kazancına bağlıdır. 39- Ancak amel defterleri sağından verilenler hariç. 40- Onlar cennettedirler, sorup dururlar. 41- Suçluların durumunu. 42- “Nedir sizi Sekar’a sokan?” diye. 43 - Suçlular der ki: “Biz namaz kılanlardan değildik.” 44 - “Yoksula da yedirmezdik.” 45- “Boş şeylere dalanlarla dalar giderdik.” 46 - “Ceza gününü yalanlardık.” 47 - “Nihayet bize ölüm gelip çattı.” 48 - Artık onlara şefaatçilerin şefaati fayda vermez. 49- Şimdi o Kur’ân’dan yüz çevirirlerken ne mazeretleri var? 50 - Sanki onlar ürkmüş yaban eşekleri. 51-Arslan’dan kaçmaktalar. 52- Hayır, onlardan her kişi kendisine açılmış sayfalar verilmesini istiyor. 53 - Yok, yok onlar ahiretten korkmuyorlar. 54- Hayır, hayır, O Kur’ân kuşkusuz bir öğüttür. 55-Dileyen onu düşünür. 56- Bununla beraber Allah dilemedikçe onlar öğüt alamazlar. Koruyacak da O’dur, bağışlayacak da.”
O stratejik planlar yapıp tuzaklar kuranların vay haline. Doymayıp dünya mal ve makamından hep daha fazlasını isteyenlere, hak sahiplerinin hakkını ve yoksulları gözetmeyenlere. Vay ki vay! Hem de vay. Kovid’den korkuyorlar, Tamam da cehennemden daha fazla korkun. Kovid de ne ki!
Nisan’a girdik! Şimdi Yahudilerin ve Evanjeliklerin Mesih bekleyişleri ile süreç başlıyor. Korona konusunda herkesin kafası karışık. Herkes hâlâ mikrop üzerinden sorguluyor bu işi. Kalbimizi ve beynimizi çürüten mikroptan söz eden yok. Hatta birileri bu süreci bile kendi PR’ı için ya da kefen üzerinden rant elde etmek için kullanıyor sanki. Dikkat edelim, hem de çok.
Selâm ve dua ile.