'Onurlu bir ülke hayal ediyorduk'
Mısır'da darbe karşıtı gösterilerde yerlerde sürüklenerek gözaltına alındı, iki defa tutuklandı, işkence gördü. Hatice İsmail, darbe yönetimi altında yaşadıklarını Al Jazeera'ye anlattı.
Dünya onu Mısır’da darbe karşıtı eylemlerde polis tarafından başından sürüklenirken çekilmiş görüntüleri ile tanıdı. Adı Hatice İsmail. 20 yaşında. 6 kardeşler. Ezher Üniversitesi’nde Ticaret Bölümü'nde birinci sınıf öğrencisiydi. Gösterilere katıldıktan sonra üniversiteden uzaklaştırıldı. İki kez gözaltına alındı. İlkinde 17, ikincisinde 12 gün gözaltında tutuldu. İşkence gördü. Annesi ve ağabeyleri hala Kahire’de, o ise ablasıyla birlikte Türkiye’de yaşıyor. Mısır’a dönerse hakkında alınmış 5 yıl hapis cezası olduğundan hapse girecek.
"Sanki bütün çabalarımız boşa gitmişti"
İhvan üyesi bir eğitimci olan babasının Mübarek döneminde de İhvan üyesi olduğu için birkaç kez tutuklandığını, bu yüzden Mübarek’in devrilmesini "büyük bir zaferin gelmesi umuduyla" beklediklerini ifade ediyor.
Mübarek devrildiğinde de evlerinde coşkulu bir mutluluk havası olmuş. "Bu bizim için özgür ve korkusuzca yaşayacağımız anlamına geliyordu" diyor. Ancak darbe bütün hayallerini alt üst etmiş. Çünkü Mursi’nin ülkeyi daha onurlu bir noktaya taşıyacak adam olarak gördüğünü anlatıyor. Darbe olunca bütün kazanımlarını kaybettiklerini düşünmüş Hatice İsmail, "sanki bütün çabalarımız boşa gitmişti. Sanki özgürlüğümüz gitmişti. Biliyordum ki özgürlüğümüz gitmişse artık hiçbir şeyimiz yok demekti" sözleri ile açıklıyor eylemlere gidiş nedenini.
"İki defa tutuklandım, işkence gördüm"
Hatice İsmail, polis 16 Ağustos 2013'te Ramses meydanındaki göstericileri dağıttıktan iki gün sonra orada yeniden başlatılan darbe karşıtı gösterilere katıldı. O gösterilerde polis göstericilerin üzerine ateş açtı, yüzlerce kişi tutuklandı. Hatice İsmail ve arkadaşları gösterilerin ardından evlerine gitmek üzereyken tutuklandı ve askerlere teslim edildi. Tora Cezaevi'nde iki gün kaldıktan sonra başka bir gözaltı merkezine nakledildi. Gözaltı merkezinde yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
"Bizi aşağılamaya çalıştılar, küfretmeye başladılar. Biz ise sadece 'Allah bize yeter' diyorduk. Biz bu cümleyi tekrarladıkça onlar daha çok küfrediyorlardı. Tutulduğumuz nezarethaneye belirli aralıklarla gelen bayan gardiyanlar bize küfrediyor ve bizi aşağılıyorlardı. Askerlere bizi dövmelerini söylerlerdi. Onlar da bizi döverdi. Bizi hakaret amacıyla fuhuş ve uyuşturucudan dolayı içeri alınmış olanlarına yanına koymuşlardı. Ve tam 17 gün burada tutulduk. Ve sadece 4 günde bir ekmek ve su verirlerdi. Bu ekmekler de yenilmeyecek derecede bayatlamış ekmeklerdi. Tutulduğumuz yer çok dardı, biz de çok fazla kişiydik. Kalabalıktan dolayı uyuyamıyorduk. Soğuktu, üstümüzü örteceğimiz bir şey de yoktu. Ailelerimiz bunu duyduktan sonra bize battaniye getirdiler."
Mahkemeye çıkarıldığında tam 17 ayrı suçtan dolayı yargılanıyordu. Onun için en ilginç olan suçlama ise RPG silahını polise yöneltmekle suçlanmasıydı. Ancak Hatice İsmail'in, ömrü boyunca ne bu silahı görmüşlüğü vardı ne de ne olduğunu biliyordu.
Ailesi gözaltına alındığını Al Jazeera’den öğrendi
Hatice İsmail’in ikinci gözaltına alınması ise ilk gözaltına alınmasından yaklaşık dört ay sonra 27 Aralık'ta Nasr bölgesindeki gösteriler sırasında oldu. Güvenlik güçleri göstericileri dağıtmaya başladıktan sonra kaçmaya başladı. Hatice o günü şöyle anlatıyor:
"Beni arkadan yakalayan bir polis başıma bir darbe indirince yere düştüm. Yere düştükten sonra da beni yerde sürüklemeye başladılar ve polis aracına götürdüler. Sonra Nasr bölgesinde bir gözaltı merkezine götürdüler."
Ailesi Hatice İsmail’in gözaltına alındığını Al Jazeera’den öğrendi. Hatice o sürüklenme sırasında polisin vurduğu darbe ile başından yara alıp, kanlar içinde kalmıştı.
Bir hakaret şekli olarak bekâret testi
Hatice İsmail, götürüldüğü gözaltı merkezinde günlerce revire götürülmediğini anlatıyor. Avukat olan abisinin müdahalesi ile gözaltına alındıktan dört gün sonra doktora götürüldüğünü belirtiyor.
"Polisin beni yerlerde sürüklemesiyle beraber bileğimde bir kırık meydana gelmişti ama bunu inkâr ediyorlardı. Ancak onu da doktorda öğrendim. Bize psikolojik baskı yapmak için arada bir bilinçli bir şekilde bekâret testi yapıyorlardı. Gece yarısı teftiş yaparlardı ve hepimizi koğuş dışına çıkarırlardı. Küçük bir hatada topluca dövülürdük. 3 metrekarelik bir koğuşta 45 kişi kalıyorduk. Koğuş içinde kapısı açık bir tuvalet vardı. Ve yer olmadığı için tuvalet içinde oturanımız bile vardı. Bazen ayakta kalma cezası verirlerdi. Bu ceza sırasında birçok arkadaşımız bayılır düşerdi. Yasaklı ve terör örgütüne mensup olmak, izinsiz gösteriye katılmak ve polis araçlarına zarar verme suçlarından 5 yıl hapis cezasına çarptırıldım.”
Mısır’da gözaltına alınıp uzun süre tutuklu kalan ilk kızlardan olduğunu söyleyen Hatice İsmail, hapishanede işkence görürken yargılandığı davalar neticesinde alacağı hapis cezasını düşünmüş, kendini bu duruma alıştırmaya çalışmış. "Benim annem Zeynep Gazali’nin öğrencisidir. Biz onun anılarıyla büyüdük. Gözaltı merkezinde tutulurken de o aklımızdaydı hep. O idamla yargılandı ve idam edildi. Biz ise ondan daha iyi değildik ki. Ne olacaksa olsun. Hepsine razıydık. Biz Allah’a iman etmişiz." diyerek kendini teselli ettiğini anlatıyor.
O görüntülere tepki yağıyor
Onu hapishaneden kurtaran ise yerlerde sürüklendiği görüntüsünün Al Jazeera’de defalarca yayınlanması olmuş. Büyük tepki alan o görüntülerden sonra Hatice İsmail kefaletle serbest bırakıldı. Ancak arkadaşlarını arkasında bırakmak zorunda kaldı. Serbest kaldıktan iki gün sonra gözaltında tutulan arkadaşlarını ziyarete gidip onlara ihtiyaçlarını götürdü. Bu ziyaret sırasında bile polisler tarafından hakaretlerle karşılandı.
Yemen’de Türkiye elçiliği yardım ediyor
Hemen akabinde ise Mısır’ı terk etti Hatice İsmail. Önce Yemen’e gitti, burada iki ay kaldı. Türkiye’de kalan ablasının yanına gitmek isteyince, Yemen’de Türkiye Büyükelçiliği’ne giderek başından geçenleri anlattı. Elçiliğin yardımıyla Türkiye vizesi alarak İstanbul’a geldi. Bir aydır İstanbul’da yaşayan Hatice İsmail, Türkiye’deki Mısırlı gençlerle sık sık bir araya gelerek kendi deyimi ile 'mücadelesine' buradan devam ediyor:
"Türkiye’ye gelmem, davamdan vazgeçeceğim anlamına gelmiyor. Davamı burada da sürdürmeye devam edeceğim. Mısır için, ülkem için mücadelemi sürüdüreceğim. Asla teslim olmayacağız, hakkımızı savunmaya, cumhurbaşkanımız dönene kadar da vazgeçmeyeceğiz."
Son olarak İstanbul'da Mısırlı tutuklularla dayanışmak için yapılan açlık grevine katıldı Hatice İsmail. Amacı Mısır'da tutuklu bulunan arkadaşlarının seslerini dünyaya duyurmak, açlık grevi yapanlarla dayanışmaktı.
AL JEZEERA