Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Özal Suikasti: Gerçek biliniyor!

Sorun Uğur Tönik'e size anlatsın. O, o dönemde bu cinayeti soruşturan Yargıtay Cumhuriyet savcısı idi. Bu suikasti soruşturmak için görevlendirildi. O da soruşturdu.
 

Eğer Özal klasörünü açarsanız içinden bakarsınız kimler çıkar kimler. Kim çıkarsa çıksın, izini sürmek gerek.

Bu memlekette bu konuda herkes bazı şeyleri bilir. İbrahim Tatlıses de bazı şeyleri bilir, tabi o zamanların Amiral gemisinin kaptanı Simavi'ler de. Onun yakın dostları İnanoğlu da bilir bir çok şeyi, bakarsınız.. Özal suikastinin gizli olduğu şişenin tıpasını açarsanız cin dışarı çıkar..

Yani Pandorosanın kutusu açılır.. Bu şişenin tıpası açılacak ya da şişe kırılacak.
 
İçindeki cin rahat durmuyor. Şişe patlayabilir de.
 
Şişeden çıkacak cin, MGK'ya mı kaçar, TSK'ya mı, yoksa Loca'ya mı kaçar bilmiyorum.. Cinin peşine takılırsanız, o size Media, Mafia, Sermaye, Siyaset, Bürokrası, Oda, Loca, bankacı, elçilik, 40 kapıya götürür.. Eğer gözünüz korkarsa kırk pınara gider, susuz da dönebilirsiniz..
 
Çağırın Yirmibeşoğlu'nu size herşeyi anlatsın.. Adam 80'in üzerinde bir yaşa sahip. Ailesi ile paylaştığı şeyler vardır.. O dönemde MGK'da görev yapanlar vardır. Sorun söylerler..
 
Paşamız aynı zamanda Türkeş'in ekibindendir.. Amerikancı'dır da.. NATO'cudur, Özel Harpçi'dir kendileri.. Şu itiraf ona ait: "Kıbrıs'ta cami yaktık..." Emekli general Sabri Yirmibeşoğlu 23 Eylül 2010 tarihinde Habertürk muhabiri ile yaptığı görüşmede şunları söylüyor: "Eğer bir yerde halkın galeyana gelmesini bir mukavemet hareketini göstermesini arzu ederseniz sizin saygın değerlerinize düşmanın, karşı tarafın bir şey yaptığını, küçültücü hareket yaptığını gösterirseniz, halkı galeyana getirirsiniz. Özel Harp'te bir kural vardır; halkın mukavemetini artırmak için düşman yapmış gibi bazı değerlere sabotaj yapılır. Bir cami yakılır. Kıbrıs'ta cami yaktık biz. Cami yakılır mesela."

Balyoz iddianamesindeki, General Başbuğ'un bir türlü anlamak istemediği Cami bombalama hikayesi de işte böyle bir şey olsa gerek..

Özal suikasti sır değil. MİT arşivlerinde de Emniyet arşivlerinde de bu bilgiler vardır.. MGK da vardır. GKB de de.. Jandarma da var bu işin içinde, işin sivil görüntülü unsurları da..
 
Demirel de bilir bu işin aslını, Cindoruk da ve tabi Ağar da.. Ne diyor TBMM Uğur Mumcu Cinayetini Araştırma Komisyonu Başkanı Ersönmez Yarbay: "1992-93 ve 94 yıllarında yaşanan olayların birbiriyle bağlantılı ve birlikte yeniden araştırılması gerek. Bir kısım güçlerin değişik kesimlerden insanları öldürterek cenazelerine yüz binlerce insan toplanmasını sağladığına ve böylece toplumda kamplaşma meydana getirdi. O dönemki olayların zincirleme. Özal'ın ölümü, 33 er olayı, Eşref Bitlis ve Uğur Mumcu'nun ölümü birbiriyle bağlantılıdır. Devlet bu yıllarda terörle mücadelede politika değiştirmişti ve terörle, terörün yöntemleriyle mücadele ediyordu. Bu süreçte birtakım insanlar infaz edildi. Komisyona her gelen 'devlet sırrı' dedi, Mumcu cinayetini çözemedik!" dedi.
 
Bu rezalete artık bir son verilmesi gerek.. Devlet cinayet işlemez. (!?) Ama devletin içindeki birileri, devleti ele geçirdiğini düşünen birileri, devleti paravan gibi kullanarak cinayet işliyor, soygun yapıyor, insanları birbirine kırdırıyor. Bunu yaparken de "Herşey vatan için" diye bağırıyor.. Bu millet ve ülkeye karşı bir suikasttir. Bu devleti cinayet şebekesine dönüştüren bir komplodur..
 
Uğur Mumcu'nun başına gelenler, Muhsin Yazıcıoğlu'nun başına gelmesin. Bu işin de üzeri örtülmeye kalkılırsa, savcısı da, MİT'i de, Jandarması da, Emniyeti de bu cinayete ortak olur..
 
28 Şubat'ı Araştırma Alt Komisyonu Başkanı Yaşar Karayel, "darbeci güçlerin hala canlı ve ayakta, dışarıda olduğunu" söylüyor. JİTEM'in 100.000 personelinin uykuda tutulduğunu söylüyor. İçişleri Bakanı bu iddialar karşısında bir şey söylemeli.. Kim bunlar, neredeler, ne yapıyorlar?
 
Bütçeyi konuşuyoruz da, bu 100.000 personelin bütçesi nereden ve nasıl karşılanıyor.
 
İddialar vahim. Bunlar sıradan insanlara ilgisi olmayan üniversite diplomaları vermişler ve bunlar devlet kadrolarına yerleştirilmiş, yetmemiş bunun üzerine akademik kariyerler yapmışlar.

İnsaf etse de Ağar konuşsa.. Sırlarını mezara götürmese.. Cem Ersever'i kim, niçin öldürdü, Yeşil, insaf etse de, ortaya çıkıp anlatsa.. İnsaf etse de Öcalan konuşup şu kahrolası derin güçlerin derin sırrını anlatsa.. Sivas neydi, Başbağlar'ı kim niçin tezgahladı biri anlatsa bize.. Birileri "dilsiz şeytan" olmaktan korkmuyorlar mı acaba! "Dilsiz şeytanlar"dan "milli kahraman" olmaz!
 
Üçok, Aksoy, Hablemitoğlu cinayetlerini kim niye işledi. Mümtaz Soysal'ın da bunları bilmesi gerek ama, konuşmaz nedense..
 
Sırlarını mezara götürecekler, eğer ahiret gününe inanıyorlarsa, orada da yakalarını bırakmayacağımızı bilmeliler. Orada yar ve yardımcıları olmayacağı gibi, hiç bir gerçek de gizli kalmayacak. Selam ve dua ile..

yeniakit

Bu yazı toplam 1496 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar