Abdurrahman Dilipak
Paralel yapının çaresizliği
Geçen gün Ali Bulaç, Mehtap Tv’de AK Parti’nin kuruluşu ile ilgili olarak bana atfen bir şeyler anlatıyordu.. Lafı dönüp dolaştırıp getirip; AK Parti’yiAmerika kurdurduya getiriyorlar ve bunu da benim geçmişte ve yakın zamanda yaptığım bazı açıklamalarla isbatlamaya çalışıyorlar..
Ve tabii “Bozacının şahidi şıracı”, cemaat mediası da hemen bunu haberleştiriyor..
Bulaç anlamıyor mu, anlamak mı istemiyor bilmiyorum. AK Parti’nin kuruluş senaryosunu ben yazmışım, bir dosya hazırlamışım falan..
Refahyol’un son zamanlarında SPAG diye bir şirket kurmuştuk.. Stratejik planlama, Araştırma Geliştirme diye Türkiye’nin ilk Stratejik Planlama veLobi şirketi olacaktı. MÜSİAD çevresindeki işadamlarına, bizim faizsiz finans kuruluşlarına ve hükümete bu alanda danışmanlık yapacaktık..
Kurucuları kimlerdi, o günkü MÜSİAD Genel Başkanı Ali Bayramoğlu, Faizsiz Finans Kuruluşları Vakfı Genel Sekreteri Prof. Dr. Haşmet Başer, o zaman İslam Kalkınma Bankasından yeni gelmişti Dr. Murat Yalçıntaş, daha sonra Avrupa Birliği Bakanlığı başkan yardımcısı da olan Dr. Alaeddin Büyükkaya ve ben bu şirketin kurucuları arasındaydık.. Ana sponsorumuz da o zamanki Kombassan’ın yönetim Kurulu Başkanı Haşim Bayram’dı.
Ben bu hikayeyi 27 Aralık 2014’de Yeni Akit’te “Hikayeyi yeni baştan anlatmak gerekirse” diye yazmışım.. Birçok kişiye de bu hikayeyi anlattım. Daha geçen hafta Beyan Yayınevinde Ali Kemal Temizer’in davet ettiğicumartesi sohbetinde konuştuk.. AK Parti MKYK üyesi arkadaşlar da vardı..
Bir dönem Enerji Bakanlığı Bakan yardımcısı olan Murat Mercan da o süreci bilir.. Diğer adını verdiğim tanıklardan, Prof. Başer dışında hepsi sağ.
Bizimle temas kuran birtakım uluslararası stratejik araştırma yapan kuruluşlar vardı.. Bu ilişkiler daha sonraki süreçte de kullanıldı.. BenPAM’ın kuruluşunda da, AK Parti’nin kuruluşunda da doğrudan her hangi bir rol üstlenmedim.. Bizim üzerimizden gerçekleşen görüşmeler dışında kimin kimle ne ilişkiler kurdukları ve ne konuştuklarını bilmem. Benim bildiğim ise, iddia edilen türde öyle bir görüşme olmadı. Bana paralel ile ilgili böyle bir teklif geldi ve reddettim.. Onu da yazdım ve söyledim zaten.. Kabul edenlerin ise kimler oldukları ve onlara kimlerin hizmet ettikleri de belli.. Pensilvanya’da oturan ben değilim ve onların bahçesinden benim evimi taşlayanlar kimin avlusunda oynadıklarına baksınlar..
Bulaç karıştırıyor, Abdullah Gül’e 28 Şubat’tan önce verdiğimiz dosya,Türk Tanıtım Fonu tarafından açılan Türkiye’nin BM, AB ve ABD’deki lobi faaliyetleri ile ilgili bir dosya idi ve bu, ihale de sonlandırılmadan zaten hükümet düştü.. O dosya AK Parti ya da PAM ile ilgili değil, doğrudanRefahyol hükümeti ile ilgili idi.. Yalan-yanlış bir iddianın üzerinden yüklenen ipe sapa gelmez iddia ve beyanlarla hayali komplo senaryoları üretmeyi meslek edinenlere bir diyeceğim yok ama birileri bu işi kendine yakıştırıyorsa yoluna devam edebilir elbette..
Ali Bulaç internette o yazıyı bulup tekrar okuyabilir.. Hafızası ona ihanet ediyor.. Ya da sebebini bilmediğim bir sebeble söylenenleri çarpıtıyor..Paralel media da bu çarpıtma üzerinden AK Parti’ye saldırıyor.. Birileri Ali Bulaç’ı pasör gibi kullanıyor. Anlaşılan o da bu işten memnun ki, daha önce yaptığı yetmemiş gibi, bu tür saldırılar için yeni bir fırsatlar üretme gayretinde.. Kendine bu rolü hiç mi hiç yakışmıyor.. Ama kendine yakıştırıyorsa ona da bir diyeceğim yok..
Ben Bulaç’ın AK Parti hakkında fazla bilgi sahibi olduğunu sanmıyorum.Cemaat hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunu, daha özel toplantılara katıldığını, daha çok kişi tanıdığını düşünüyorum, ama nedense o konulardaki şahidliği hakkında çok daha fazla bilgi sahibi olamıyoruz.. Tabii kendi takdiri..
Cemaat köşeye sıkıştı, yedekleri de yardıma çağırarak seçime kadar var güçleri ile topyekûn saldırıya geçecekler anlaşılan. Hüseyin Gülerce’nin uyarıları bu anlamda önemli.. Yeni bir kaos planını devreye sokmak istiyorlar. İşçi, öğrenci, Kürtler, Aleviler, taraftar, esnaf, çevreci fark etmez.. Ellerinden ne gelirse arkalarına koymayacaklar.. Başarabilirlerse bazı provokatif eylemleri tezgahlayabilirler.. Eğer 7 Haziran sonrasında baraja takılmış HDP’li bir Türkiye tablosuyla karşılaşırsalar “seçimlerde hile yapıldığı” yaygarasını koparacaklar herhalde. O yönde duyumlar geliyor... AK Parti’nin oylarını %45’in altında görmeyi hayal ediyorlar.. AK Parti %50’nin altına düştü diyecekler. Anayasa değişikliğini AK Parti’nin yapmasını istemiyorlar. Ve tabii Başkanlık sistemini engellemeye çalışıyorlar..
Bir başka planları da, AK Parti’den aday olamayan adamlarını kullanarakAK Parti tabanında tartışma, bölünme meydana getirmek.. Gayri memnunlar üzerinden AK Parti’ye vurmak..
Ha, bu arada ABD ve İsrail Paralel yapı üzerinden AK Parti’yi ele geçirmek ve maniple etmek istiyordu. Bu çabalarından hiçbir zaman vazgeçmediler.. Bu ilişkiler, Mavi Marmara ve “One Minute” ile koptu.. Kim kimdir ve kim nerede duruyor görmek isterseniz, bu olaylar karşısında kim neredeydi ona bakın derim.. Kim ABD ve İsrail’in Truva atı ve kim kimin destekçisi..
Selâm ve dua ile..
yeniakit