Paralelciler sakız gibi... Yapıştılar mı, kolay kolay çıkmıyorlar!

Kaldığımız yerden devam...

Dün de dediğim gibi, “15 yıldır Tanzanya’da faaliyet gösteren” Gülen Cemaati’nin, “İslâmî tebliğ” anlamında hiçbir nişanesine rastlayamadım...

Eğer bir insanla “temas”ları varsa, onunla “diyalog” kuruyorlarsa, bilin ki, mutlaka “çıkar”ları vardır, “gördürecekleri bir işleri” vardır!..

Eğer adamda “para” yoksa, hele de “nüfuz ve makam sahibi” değilse, yanına bile yaklaşmazlar!..

Açıkça “itiraf” ediyorum:

“17 Aralık öncesi”nde, çeşitli ülkelerde birçok “okul”larını gezdim... 

Her defasında da, o okullarda görevli “öğretmen”leri “adanmış” olarak gördüm ve kendilerini “tebrik” ettim...

Öyle ya;

“Yol bilmez, dil bilmez” bu öğretmenler, nice “fedakârlık”larla oralara gelmiş ve o ülkenin çocuklarına “Türkçe” öğretiyorlar, “İslâmî eğitim” veriyorlar... 

Bu çocuklar, geleceğin dünyasında “söz sahibi” olacaklar ve “Türkiye” ile temas kuracaklar... Bir anlamda “Türkiye’nin gönüllü elçisi” olacaklar.

Aynen böyle düşünüyordum.

Ne zaman ki;

“Kirli 17 Aralık Operasyonu” ile “Hükümeti devirmeye” kalktılar, işte o zaman “gözümdeki perde” kalktı ve “gerçek”leri görmeye başladım...

Gördüm ki;

Bu okullarda “Türkçe eğitim” de verilmiyor, “İslâmî tebliğ” de yapılmıyor... 

Okullarda; “İngiliz-Fransız eğitim sistemi” uygulanıyor ve bunun karşılığında da öğrencilerden “yüklüce ücretler” alınıyor!

Ama “öğretmen”lere “çok az bir maaş” veriliyor!.. Tanzanya’daki “Feza Okulları”nda da durum hiç farklı değil!..

Dahası;

Taa oralarda, öğrenciler “Zaman gazetesi ve Sızıntı dergisine abone” yapılıyor, onların ödedikleri ücretlerle, “güya” Türkiye’deki herhangi birine “gazete ve dergi” gönderiliyor!..

“Okul ücreti” desen, o ülkelerdeki “İngiliz-Fransız okulları”nın ücretlerinden aşağı kalır yanı yok!..

Dün de dediğim gibi; öğrenci başına, yıllık “11 bin-12 bin dolar” ile “17-18 bin dolar” arasında ücret alıyorlar... 

Ama, “öğretim kalitesi”, İngiliz-Fransız okullarından çok daha düşük!..

İSLÂMÎ EĞİTİM YOK!

Benim gibi, daha önce “gözlerinde perde” olan ama 17 Aralık’tan sonra gözleri açılanlar, şimdi “alternatif”ler aramaya başlamış!..

Tanzanya’da birçok öğrenci velisi ile görüştüm, gelecek yıldan itibaren çocuklarını “Cemaat okulları”na göndermeyecekler!

Gerekçe, eğitimde kalite düşüklüğü!..

Ve de;

“Hükümet düşmanlığı”nın aşılanması!..

Elbette;

“İslâmî eğitim” verilmemesi!..

Bir öğrenci velisi;

“Ben çocuğuma Kur’an-ı Kerim ve Siyer derslerinin verilmesini istiyorum” dediğinde, okuldan demişler ki; “Bizde bu dersleri verecek öğretmen yok!”

Öğrenci velisi dedi ki;

“Ben, çocuğuma İslâmî eğitim aldıramayacaksam, sadece İngilizce öğreteceklerse, giderim İngiliz okuluna... 

Çocuğum orada daha iyi İngilizce öğrenir!..

Nasıl olsa, aynı ücret!”

Evet, “okul”lar böyle!..

Türkiye’deki insanlara “dinî cemaat” yüzlerini gösterenler, yurtdışındaki okullarda “İslâm”ın “İ”sini bile öğretmiyorlar!..

“Türkçe”ye gelince...

Eğer öğrencinin “sesi güzel” ve “dansa yatkın” ise, onları “Türkçe Olimpiyatları”na hazırlarken, “üç-beş kelime Türkçe” öğretiyorlar!..

Evet, evet;

“Üç-beş öğrenciye,

Üç-beş kelime Türkçe!”

Hepsi bu!..

NİYE ETİYOPYA?

“Türkçe Olimpiyatları” demişken... Malûm, bu yıl “Türkçe Olimpiyatları”nı Türkiye’de yapamadılar!.. 

Finalleri, eski adı Habeşistan olan Etiyopya’da yaptılar... Bunu yapmakla; Başbakan Tayyip Erdoğan ve AK Parti Hükümeti’ni “Müslümanlara zulmeden Mekke müşrikleri”ne, Etiyopya’yı da “Müslümanların sığınacağı liman” olarak göstermek istediler ama; bu ülkenin insanları, “müşrik” kimdir, “Necaşî” kimdir, çok iyi biliyor!..

Ve yine biliyor ve soruyor;

“Türkçe Olimpiyatları’nın finalini Etiyopya’da yapan cemaat, bu ülkeye acaba kaç milyon dolar ödedi?”

Dikkat edin;

“Milyon dolar”lardan söz ediyorum... 

“Günlük gelirleri 1 doların altında” olan Etiyopya halkı için, “milyon dolarlar” çok çok büyük bir para!..

Evet, evet; “Cemaat, Türkçe Olimpiyatları’nı Etiyopya’da yapmak için kaç milyon dolar ödedi?”

2 mi, 3 mü?..

Yoksa 4 mü, 5 mi?..

“Kaç milyon dolar” ödediler?..

Türkiye’de “bedava”ya yaptıkları olimpiyatlar için Etiyopya’ya “milyon dolarlar” ödemeleri, herhalde “evlat acısı” gibi gelmiştir!..

TİKA-CEMAAT, NE İŞ?!?

Her neyse... Biz yine Tanzanya’ya dönelim ve bir “görüşme”den söz edelim...

Yer, Double Tree Oteli...

Tarih, 30 Mayıs Cuma...

Saat 21.15.

Gazeteci arkadaşlarla birlikte, otelin bahçesinde oturuyor, çay-kahve içiyoruz.

Tam o anda;

TİKA’nın Doğu Afrika Sorumlusu Ömer Kocaman geldi...

Bizim masadakiler selâm verip, hal-hatır sorduktan sonra, “Tanzanya’da, biz de bazı işler yapacağız” dedi ve gidip, 5-10 metre ilerimizdeki grupla buluştu ve bir “inşaat” işini konuşmaya başladılar!..

Onların “kim” olduğunu sorup soruşturunca, öğrendim ki; Ömer Kocaman’ın görüştüğü kişiler “Paralelciler”dir!..

İçlerinden biri; “Tanzanya Abisi” olan ve Tanzanya’da “demir tüccarlığı” yapan Akif Kara... 

Diğerleri de, bir “ABD-Türkiye ortak kuruluşu” olan REMAKS’ın temsilcileri!.. Onlar da “Paralel”in adamları!..

Ömer Kocaman, işte bu “4 kişi” ile saatlerce konuştu... 

Artık ne konuştular, neyin pazarlığını yaptılar ya da hangi “fikir alışverişi”nde bulundular, orasını bilemiyorum.

Zaten, saat 23.45 olduğunda biz kalktık, yatmaya gittik... 

Ama Ömer Kocaman’ın “Paralelcilerle görüşmesi” devam ediyordu.

Manzara bu...

İlk düşündüğüm şu oldu:

“Başbakan Tayyip Erdoğan, Paralel’le mücadeleyi İstiklâl Savaşı’na benzetiyor ama, Devlet; ilişkilerini hâlâ Paralel üzerinden yürütüyor!”

Ömer Kocaman’ı pek tanımam...

Ama TİKA Başkanı Serdar Çam’ı çok çok iyi tanırım... 

TİKA’nın da, son 10 yıl içinde gerçekleştirdiği proje sayısının binlerce olduğunu da biliyorum.

Yani, “yüzakımız” olan TİKA’ya da, onun başındaki Serdar Çam’a da diyecek tek sözüm yok... Onları öven çok yazı yazdım... Gerçekten çok başarılılar ve “dünyanın her yerinde”ler.

Ne var ki;

TİKA’nın Doğu Afrika Sorumlusu Ömer Kocaman’ın, “Paralelci”lerle “saatler süren görüşme”si, biraz midemi bulandırdı!..

Öyle ya;

Tanzanya’da görüşecek başka işadamı kalmadı da, “Paralelci”lerle görüşmeye mecbur mu kaldı?..

Dediğim gibi;

Ömer Kocaman’ı tanımam... 

Zaten, onu tanıyanlarla görüştüğümde, “sağlam biridir” dediler, “yamuk yapmayacağını” söylediler!..

İyi de;

Bu görüşme neyin nesi?..

Öyle sanıyorum ki;

Ya kendisi ya da TİKA Başkanı Serdar Çam, bu görüşme konusunda, beni herhalde bilgilendireceklerdir... Bilgilendirsinler ki, benim de “mide bulantım” geçsin!..

YAPIŞTILAR MI ÇIKMAZLAR

Çünkü “Paralelciler”in nasıl birer “sakız” olduklarını iyi bilirim... İnsana bir “yapıştılar” mı, kolay kolay çıkmazlar!

Dilerim; Ömer Kocaman’a da yapışmamışlardır... Yapışırlarsa, çıkmazlar!..

.......

Bir örnek daha:

Dünkü yazımda, hayli “yorgun ve uykusuz” olduğum için; Tanzanya’nın “daha önceki” Büyükelçisi Sander Gürbüz ile şimdiki Büyükelçimiz Ali Davutoğlu’nun adını karıştırmışım.

Büyükelçimiz Ali Davutoğlu ile eşi Yeşim Hanım, Tanzanya’da gerçekten güzel işler yapmaya çalışıyorlar... 

Meselâ, “sakat”lara, “pedalı elle çevrilen bisiklet” hediye ediyorlar, “ahır” gibi yerlerde barınan “Albino hastaları” için bir “site” kurmaya çalışıyorlar... 

Bunun için de, “Tanzanya’daki Türk işadamları”ndan “maddî yardım”lar alıyorlar!..

Gelin, görün ki;

Bütün bu projeler, “Paralelciler” tarafından “kendilerine mal ediliyor”, tek kuruş para vermedikleri halde, “Biz yapıyoruz” havası basıyorlar!..

Gerek elçimiz Ali Davutoğlu, gerek eşi Yeşim Hanım da, bu “propaganda”yı maalesef engellemiyorlar, engellemek için çaba göstermiyorlar!..

Anlayacağınız;

“Olgu” başka, Paralelcilerin yaydığı “algı” başka!.. İşi yapan başkaları, ama havayı basan ve “Ahmet Davutoğlu ile aynı fotoğraf karesi”ne girip, kendi reklâmlarını yapan yine onlar!..

Kullanıyorlar!..

Herkesi kullanıyorlar!

“Her görüntüde var”lar!..

Ama, “hiçbir işte yok”lar!..

Sadece hava,

Sadece algı!..

İşin tuhaf tarafı;

“Elçiler”le iyi ilişkiler kuruyorlar ki, elçiliklerin verecekleri “belge”ler üzerinden de “rant” elde ediyorlar!.. 

Elçilerin; bunlardan ya haberi yok ya da ses çıkaramıyorlar...

“Devlet”in bu işlere bir el atması gerek... Zira, “in”ler, devlet kuruluşlarının içinde!..

Bugünlük de bu kadar. 

 ******************************************************************

Paralelcileri kim yargılayacak, nasıl yargılayacak?

“Paralel örgüt” için, 17 Aralık’tan bu yana, “İnlerine gireceğiz” diyen Başbakan Tayyip Erdoğan, dünkü grup konuşmasında; “İnlerine girdik” dedi ve ekledi: “Artık yargılanacaklar!”

“Yargılama” olabilmesi için bir “dâvâ” açılması ve “duruşma” yapılması gerekiyor... Nasıl bir dâvâ açıldı ve “kimler” yargılanacak bilmiyorum... 

Çünkü ortada, herhangi bir “gözaltı” filan yok!..

Onlar nasıl yargılanacak, ne zaman yargılanacak bilmiyorum ama “Paralelci”ler, sadece Akit hakkında “110 dâvâ” açtılar... Her gün, yeni yeni dâvâlar açıyorlar... Çok yakında Hasan Karakaya yargılanmaya başlayacak, Ali İhsan Karahasanoğlu yargılanacak, Mehtap Yılmaz yargılanacak, Serdar Arseven ve Ersoy Dede yargılanacak!.. 

Ama “Paralel Medya”nın yönetici ve yazarları ne zaman yargılanacak, onları kim yargılayacak?..

Demek istiyorum ki;

Paralel Yapı mı elini çabuk tuttu, yoksa yargı mı çok yavaş davranıyor?.. 

“Yargılanacak” olan “bizler” isek; bu, nasıl bir yargılamadır?..

Dileriz, “paralel hakim ve savcılar”ın ellerine düşmeyiz!.. Yoksa, halimiz duman!..

yeniakit

Bu yazı toplam 1366 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar