İbrahim Karagül

İbrahim Karagül

Peki, bitti mi?

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, operasyonların durdurulduğunu açıkladı. Barack Obama, "Esad artık gitmeli" dedi. Birleşmiş Milletler raporu Uluslararası Ceza Mahkemesi uyarısı yaptı. "Şam teslim oldu" mu diyeceğiz yoksa "bu artık savaşa dönüşecek" mi diyeceğiz?

Neler oluyor, Suriye ve dünya hangi noktada? Birlikte tartışalım...

Lübnan sınırındaki kent ve kasabalarda başlayan, Türkiye sınırına yakın bölgelerde devam eden, son olarak da Lazkiye'nin denizden bombalanması ile sona eren operasyonlar sırasında, devlet gücünün örgüt mantığı ile, intikam hırsı ile kullanılmasının onlarca örneğini gördük. Şimdi, bir anda "asker kışlasına dönecek", deniyor.

Mart ayından bu yana, iki binin üzerinde insan hayatını kaybetti, bir ülke, operasyon adı altında kendi şehirlerini tanklarıyla, hücumbotlarıyla bombaladı. Elektrikleri kesip insanları evlerinden topladı, hafızalarımıza ürkütücü görüntüler kazıdı.

Ölçüsüz güç ve kendi halkına meydan okuma mantığı... Hastalıklı tavır buydu. Her devletin kendini ve toplumsal düzeni korumak için doğal refleksleri vardır. Ama Suriye, rejimin bekası için kitleleri bir hiç olarak gördüğünü bir kez daha gösterdi. Türkiye'nin on yıllardır mücadele ettiği ve ağır bedeller ödediği durum da böyle bir şey işte.

Peki Esad, operasyonu neden durdurdu? Yapmak istediklerini yaptı, amacına ulaştı, kitlesel muhalefeti dizginledi mi? Suriye'ye savaş ilan eden silahlı örgütleri tasfiye mi etti? Tanklarla şehirleri kuşatıp, yakıp yıkarak sorunu çözdü mü? Devletin, rejimin korkunç yüzünü gösterip insanları sindirmeye, susturmaya çalışmanın dışında ne yaptı? Neyi çözdü Suriye aylardır yaptıklarıyla? Hiç bir şeyi..

Olaylar başladığı günlerde, aslında Suriye'nin iç savaşa sürüklendiğini, mezhep üzerinden, kimlik üzerinden çözülme yaşanacağını, Baas rejiminin tasfiye edileceğini söylemiş, "Beşşar Esad'ı Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde yargılamak istiyorlar" demiştik.

Son tavır değişikliğinin, "operasyonlar durduruldu" açıklamasının arkasında işte bu korku var... Türkiye, ABD, bölge ülkeleri ve uluslararası kamuoyu, Şam yönetimine çok yoğun baskı uyguladı. Suriye yönetimi nefes alamaz hale getirildi. Baskılar sonuç vermiş, rejimin direnci bir miktar kırılmış görünüyor.

Türkiye'nin, "siz bizi mi kandırıyorsunuz, ancak kendinizi kandırmış olursunuz" ya da "askeri hareketlilik devam ediyorsa bu iş bitmiştir" açıklaması yeterince baskı oluşturuyordu.

Ardından Birleşmiş Milletler'in, Esad için gerçekten endişe etmesi gereken ifadeler içeren raporu geldi. Raporda, Suriye liderinin savaş suçu ile suçlanabileceği, bu yüzden Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde yargılanabileceği söyleniyor. Böyle giderse, Baas rejiminin bütün uygulamalarından Beşşar'ı sorumlu tutacaklar.

Raporun açıklanmasının ardından ABD Başkanı Barack Obama'nın açıklaması geldi: "Özgürlük için gösteri yapan Suriye halkını katleden" Esad için, "Suriye halkının iyiliği için görevden ayrılma zamanı gelmiştir" dedi. Obama açıklamasında, Suriye liderinin artık meşruiyetini kaybettiği söyleniyor. İngiltere, Fransa ve Almanya da Esad'a istifa çağrısı yapan ABD'ye hemen destek verdi.

Şam'dan gelen "operasyonları durdurduk, asker kışlasına dönecek" açıklamasının anlamı bu: BM raporu ile savaş suçlamasına maruz bırakılması, ABD tarafından istifaya çağrılması...

Esad en azından ABD'nin açıklamasının önüne geçmeyi ummuştu ama olmadı. Artık Suriye'nin yanında sadece İran var. Eğer uzlaşma kapıları tamamen kapatılır, Şam yönetimi ile yok edici bir savaş başlatılırsa, operasyon bitmediği gibi gerçekten kontrolsüz bir çatışma ortamı görürüz. Rejim son ana kadar direnecektir.

Ancak Esad için de Baas yönetimi için de sonun geldiğini görmek lazım... Ama bugünden o "son"a kadarki zaman çok acımasız olacak gibi..


yenişafak

Bu yazı toplam 2040 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar