Dövülerek "demokratım" dedirtilen Müslümanlar"ın bir kısmını yine başörtüsü zulmü vesilesi ile peruğa razı ettirdiler. Peruk ibaresinin Arapça karşılığındaki kelimenin lügat manasından yola çıkarak peruğun tesettür yerine geçebileceğinin "fetvası" kimi fakihlerce(!?) verilse de lafı mana metin kulvarında gezdirmeden, tesettür emrindeki maksadı "ziynetin ve ziynet yerlerinin örtülmesi" düsturu ile istikametli bir şekilde algılayıp imkânları doğrultusunda direnenler saygı değer duruşlarını sürdürmektedirler.

Erkelerin(Baba, ağabey, kardeş, amca, dayı v.s) kadınlara ait tesettür ahkâmını koruma ve kollama vazifelerini unutup tesettür ahkâmını taşıma ve kollamadan mesul hanımlara tüm yükü bırakmalarıyla birlikte ne yapacağını bilemeyen mazlum hanımlar yığını mahzunluk içerisinde yaşamaktadır. Önder ve erkek makamında olanlar da sadece rahatlatıcı(!) "peruk fetvasıyla" tesettür konusuna çok büyük bir katkı yapmış olmanın onuru(!) ile yaşamaktalar.

Uzun zamandır başörtüsü problemini perukla çözmeye(!) çalışan hanımların başlarındaki peruk kimi zaman kampüs servislerinde kimi zaman okul girişlerinde kimi zaman da sınav günlerinde görevsiz görevlilerce çekiştirildi. Hatta bazı hanımların kendi saçları dahi peruk mu değil mi diyerek çekiştirildi. En son üniversite sınavında bu rezilliğe tüm dünya şahit oldu..

Şimdi burada örtülmüş baş düşmanı peruk çekiştiricilerine ve peruk fetvacılarına sorulması gereken birkaç soru hâsıl oluyor. Öncelikle örtülmüş baş düşmanlarına soralım:

1- Peruğu her hangi bir hanımın başından çekerek ne yapmak ne görmek istiyorsunuz? Her hangi bir hanımın kafa derisini mi görmek istiyorsunuz. Ya o hanım başörtüsü ile alakası olmayan tedavisinden dolayı saçları dökülmüş ya da saçları kazınmak zorunda kalmış bir hanımsa ne olacak? Siz hanımların saçlarını peruklarını çekiştirerek ne yapmak istiyorsunuz? Başörtülülerin başörtülerini asılıp sonra peruğunu çekip kafa derilerini mi yüzmek istiyorsunuz?

2- İlahi hukuk ile rejim hukuku arasında sıkışıp tebâlarını mutlu edici fetvaları ile özel durumları ve istisnai zaruri durumları gözetmeksizin genelleyerek "caizdir" diyenlerin peruk çekiştirme işinde söz söylemeleri gerekmektedir. Mademki peruk başörtüsü yerinde geçmektedir başörtüsü sayabildiğiniz eşya müminelerin başından çekip çıkartılmıştır el uzatılmıştır. Bu konuda ne yapacağınızı Siyer-i Nebi"den zaten biliyorsunuz. Çünkü sizler Rasulullah(s.a.v.) nasıl yaptığından daha çok nasıl çözdüğünü kıyas(!) yoluyla çözmekte pek mahirsinizdir.

Rasulullah(s.a.v.)"in torunu Hz. Zeyneb"in Kerbela sonrasında tesettürünün çekip çıkarıldıktan sonra Hz. Zeyneb"in feryatlarını sadece dinleyip gözyaşı dökmekten başka hiçbir devinim göstermeyen halk yığınları ile ne kadarda benzeşiyoruz. Yezid"in kaypak saray mollaları ne de güzel kopyalanmış çağımıza" Ne acıdır ki müminliğin gereğini yapmayanlar yapamayanlar zorlanarak ikrar ettirildikleri demokratlığını da yerine getirmekten aciz kalmıştır. Müslüman"ca bir tavır gösterilemedi en azından demokratik bir protesto da mı gösterilemezdi. Madem İslam"ın emirlerini eğip bükerek ruhsat kapılarına sığınacaksınız, "o halde ya demokrasinize sahip çıkın ya da virajlı fetvalarınıza" derse birileri kim ne diyecek?