Hakan Albayrak
PKK-KKK
Milliyetçi dayatmalara, şovenizme, ırkçı şiddete duyulan kitlesel tepkinin üzerinde yükselen PKK’nın 6-8 Ekim Olayları’nda sergilediği KKK manzaralarını ibretle izlemiştik.
KKK: Ku Klux Klan. ABD’nin güney eyaletlerinde siyahlara ve kendileri gibi olmayan herkese eziyet etmeyi meslek meslek haline getiren şiddet manyağı ırkçı beyazların örgütü. Gündüzleyin kimi bakkal, kimi berber, kimi çiftçi, kimi şerif, kimi de belediye başkanı. HDP’liler gibi toplumun içinde ve yer yer de tepesindeler. Fakat karanlık çökünce kukuletalarını giyip, yüzlerini maskeleyip “pis zenci” avına çıkarlar.
PKK’lılar KKK mensupları kadar ‘mahcup’ değil. Gündüzleyin de şehrin veya oto yolun ortasında insanların önlerini kesebiliyor ve “Kürt değilsin” diye onlara eziyet edebiliyorlar, arabalarını yakabiliyorlar.
“Öz yönetim” dedikleri şeyi gerçekleştirmeye muvaffak olsalar, otorite alanları içinde Kürt’ten gayrısının üstüne ‘etnik temizliğe’ varan bir şiddetle gideceklerine, ideolojilerini ve diktatörlüklerini benimseyen Kürtlere de yaşama hakkı tanımayacaklarına hiç şüphe yok.
Hiç şüphe yok, çünkü Suriye’de PKK’ya bağlı olan PYD’nin kontrol ettiği bölgelerde sergilenen manzara tam olarak bu: Araplara ve Türkmenlere ‘etnik temizlik’, PYD siyasetine karşı çıkan veya başka bir siyaset öneren muhalif, eleştirel Kürt hareketlerine de ölüm ve sürgün. PYD lideri Salih Müslim, İhvancı diye öz ağabeyini bile Rojava’dan kovdu.
PKK ile KKK arasındaki fark, tek harflik bir farktan ibaret kalacak kadar küçüldü. Nitelik bakımından böyle. Nicelik bakımından ise bugün KKK şiddeti PKK şiddetinin yanından bile geçemez.
PYD’ye, dolayısıyla PKK’ya, yani Kürt Ku Klux Klan’ına askerlik yapmayı reddeden Suriyeli Kürt gençlerine selam olsun.
mustakilgazete