Ramazan Kadirov ve istiklâl savaşçıları

 
1. Saddam, Halepçe de dahil olmak üzere bütün Irak'ta asayişi sağlamıştı. Saddam, müthiş bir sağlık ve sosyal güvenlik sistemi kurmuştu. Saddam, bilim devrimi yapmıştı" Bunlara istinaden, "Saddam çok iyi bir lider, halka hizmette sınır tanımıyor" dememiz mi gerekiyordu? Zulümlerini unutmamız mı gerekiyordu Saddam'ın?

Saddam, camiler yaptırıyordu. Saddam, Batılı gazetecilere mülakat sırasında "Şimdi namaz kılmam lazım" deyip gidiyordu. Saddam, Irak bayrağına "Allahu Ekber" yazdırmıştı" Bunlara kanıp, "Saddam çok dindar bir lider" dememiz mi gerekiyordu?

Mashadov'a zırnık koklatmayan Moskova, Kadirov'a kesenin ağzını ardına kadar açtı. Rusya'nın yıktığı Çeçen evleri şimdi Rusya'nın sunduğu imkânlarla yeniden yapılıyor. Buna tabii ki sevineceğiz. Ama Kadirov'un zulümlerini unutacak kadar değil. Hele, "Cami yaptırıyor, elinden tesbihi düşürmüyor" diye, Kadirov'u adeta evliya ilan etmek hiç olacak şey değil.

Türkiye, Çeçenistan'la ilişkilerini alabildiğine geliştirmeli. Sunulan imkânlar değerlendirilerek, dini, kültürel ve ticari bağlar güçlendirilmeli. "Kimse Kadirov yönetimiyle çalışmasın" demiyorum ("Saddam yönetimiyle iş yapılmasın" da dememiştim zaten; bilakis, Saddam'ın zalimliğine rağmen Irak'la ilişkilerin geliştirilmesini savunmuştum); ama, "Kadirov'u yüceltme çabası abesle iştigaldir" diyorum, müsaadenizle.

***

2. Çeçen halkının adeta blok halinde "istiklâl" dediği günler geride kaldı. Dudayev, Yandarbiyev, Mashadov, Basayev gibi halka mal olmuş liderlerden yoksun kalan, toplumsal tabanını ve siyasi zeminini hızla kaybeden, kitlelere artık bir zafer perspektifi sunamayan istiklâl savaşçıları köşeye sıkıştı. Sıkıştıkları köşede işgalci Ruslara ve onların yerli işbirlikçilerine zaman zaman irili-ufaklı darbeler indirseler de, tükenmeye yüz tutan umutları yeşertmeleri mümkün görünmüyor (Doğrusunu Allah bilir).

Açık söyleyeyim: Ben mücahitlerin silah bırakmalarından yanayım. Bağırlarına taş basıp, Bağımsız Çeçenistan davasını –ve hele Kafkasya İslam Emirliği davasını- rafa kaldırmaları gerektiğini düşünüyorum. Bunun için gerekli olan vasat oluştu mu? Oluşmadıysa da oluşur mu? Silah bırakan mücahitlerin –istisnasız hepsinin- güvenliği garanti edilir mi? Bu konuda itimat telkin etmeyen Vladimir Putin ve Ramazam Kadirov, itimat telkin eder hale gelebilir mi? Onlar dört başı mamur bir 'açılım' yaparlarsa, mücahitler de belki 'açılım'a ikna edilebilir. Barış için arabuluculuk yapacak kimseler / kuruluşlar bulmak güç olmasa gerek.

 

yenişafak

Bu yazı toplam 2857 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar