Selâhaddin Çakırgil

Selâhaddin Çakırgil

Ramazan’da ümmetin dertleri, daha bir kalb ve beyinlerde

Geçen hafta, İstanbul -Topkapı’da, surların dibinde, Belediye tesislerinde, Filistinli kardeşlerimizin evsahibliğinde tertib olunan bir ‘iftar’da idik; Özgürder Başk. Rıdvan Kaya ve Gen. Sekr. Mûsa Üzer’le birlikte.. 

Mekan, sihirleyici ve tarihî bir atmosferdi ve, Ârif Nihad Asya merhûmun, ‘Mâzi kitabelerde okur ihtişamını, / Ağlar kitabelerde kalan i’tibarına..’ mısralarını çağrıştırıyordu. Okunan Kur’an ve yapılan dualar ve de dinlenen coşkulu arabça marşların refakatinde, ‘Filistin, Quds-ü Şerif  ve Mescid-i Aqsânın sionist işgalden mutlaka kurtarılacağı’ inancını anlatan ve çetin mücadelelerin bedelini ödemeye hazır olunması gerekliliğini ihtar eden konuşmalar yapıldı.  Ramazan’ın ruhuna yakışan bir şekilde, sâde, nezîh  bir ‘iftar sofrası’ydı ve evet, bir ümmet derdi konuşulmuştu, baştan sona..

***

Yine geçen hafta, İst.-Umraniye’de 40-50 kişilik bir gençlik grubunun iftarındaydım. Orada da, oldukça sâde bir iftardan sonra Ramazan’ın maneviyetinden istifadeyle, hem Yahyâ Kemal’in, Ramazan’ı ve de kendisinin oruçsuz olarak yaşadığı bir gurbet akşamı duygusunu çok güzel yansıtan, ‘Atik Valde’den İnen Sokakta..’  şiiriyle ve ‘Ezansız Semtler’  isimli ve düşündürücü düzyazısı ve sonra da Mehmed Âkif’ten, başta ‘Dirvas’ ve ‘Said Paşa İmamı’ olmak üzere, uyandırıcı şiirleri de okunarak, ümmetin geçmişi, bugünü ve yarınları üzerinde saatler süren sualli-cevablı sohbetler..

***

Ankara- Özgürder’in geçen Pazar günü öğleden sonra Hacı Bayram Camii civarındaki güzel düzenlemeyle oluşturulan sosyal tesislerde tertib ettiği ve Hamza Türkmen’le A. Dilipak’ın da katılacağı ve Ümmetin dünü, bugünü ve geleceği, konulu bir panele katılmak üzere, Cumartesi akşamı, Yüksek Hızlı Tren (YHT) ile Ankara’ya vardım.

İftardan sonra, Kocatepe Camii avlusunda düzenlenen Kitab Fuarı’nı gezip, teravih namazını müteakib, arkadaşlarla bir bağ evinde, saatlerce sohbetler..

Pazar günü ise, oldukça sıcak Ramazan gününde, kadın-erkek yüzlerin yoğun katılımıyla yapılan bir panel..

***

Panelden sonra, eskiden bir harabe halinde, ama son yıllarda tarihî doku ihya edilerek, büyük bir canlılık ve de güzellik kazandırılan Samanpazarı- Hamamönü’ne geçtik. İftar’a kadar, tarihî Karacabey Camii, Taceddin Dergâhı ve Mehmed Âkif Müzesi.. Ama, oradaki M. Akif heykeli de ne öyle? Âkif ki‚ ‘Evet, bütün beşerin hakkıdır beqa emeli, / Ama, onu ne taştan, ne de leşten beklemeli..’ diyordu.  

Mimarlar- Mühendisler Grubu’nun restore edilerek taze bir hayat kazandırılmış nostaljik  mekânında, 50-60 kişilik ve yine oldukça sâde ‘iftar’ında idik.. Orada da, iftar bahane; -bu arada, hâlen, ‘İslam Ülkeleri Yazarlar Birliği Başkanlığı’nı da yürütmekte Prof. Yûsuf Balcı kardeşimizin katılımıyla daha bir zenginleşen ve-, ümmetin tamamının günümüzdeki temel mes’eleleri etrafında sahura kadar uzayan sohbetler..

***

Pazartesi öğleye doğru, otomobille ver elini, Karadeniz kıyısındaki Akçakoca sahillerine..

Bir tarafta deniz ve diğer tarafta ise, her tarafın ormanlar ve fındık bahçeleriyle kaplı yemyeşil bir coğrafya..

Orada, özellikle Doğu ve Güneydoğu bölgesi başta olmak üzere, Anadolu’nun çeşitli yerlerinden getirilmiş olan lise seviyesindeki 175 kadar kızımızın bulunduğu bir tatil tesisi.. Bu yöreleri daha önce görmeyenler, ‘Burası da bizim memleketimiz’ diye gurur duyuyorlar.  Orada da, kızlarımızın zihinlerini meşgul eden itiqadî, ideolojik, fikrî konular başta olmak üzere, iki saati bulan bir sohbet.. Arkasından iftar.. O da oldukça sâde.. Ve, gece 02.00’de İstanbul’a hareket..Bu arada birçok hayır kurumunun, bilhassa Suriye ve Irak’daki savaşlar yüzünden mülteci durumuna düşen milyonlara yardım için kampanyalar düzenledikleri ve halkımızın bu kampanyalara büyük katkısının olduğu haberleri ulaşıyor her taraftan.. Ramazan, cihanşumûl İslam kardeşliği duygusunun daha bir yaşandığı bir zaman dilimi..

stargazete

Bu yazı toplam 953 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar