Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

Ramazan'ı yaşamak

Önceki akşam teravihte, Üsküdar Yeni Valide Camii'nde (Gülnuş Valide Sultan Camii) idik ailece. Ecdadın, daha ötede bir Valide Sultan'ın ince gönül dünyasının eseri bir cami burası. Pırıl pırıl. Üstelik klimalı.
Enderun Teravihi'ni yaşadık orada.

Mihrapta Kerim Öztürk Hoca vardı. Müezzinler Ahmet Uzunoğlu, Hamza Ensaroğlu, Mahmut Kurşun, Mehmet Kemiksiz, Ahmet Şahin, Ramazan Kutlu ve Zinnuri Kut'tan oluşuyordu.

20 rekat boyunca Kur'an çağlayanında yıkandık adeta. Yüreklerimiz Kur'an'ın ve aralarda okunan kasidelerin coşkusu içinde doldu taştı.

Kerim Öztürk Hoca, "Rabbena" diye başlayan dua ayetlerini okudu... Musiki makamlarının her dört rekatta farklılık arz ederek, Kur'an'ın hizmetine sunulduğu bu tilavetler, apayrı bir kalp seslenişi oluşturuyor.
Müezzinler, her dört rekat sonunda "Merhaba"larla selamladı Ramazan'ı... Merhabalar, Ramazan'ın sonuna doğru "Elveda" çığlıklarına dönüşecek.

Sonunda bütün cemaatin yürekten iştiraki ile okunan Salat-ı Ümmiye'nin ardından Yunus'un "Allah. Lailahe illallah" diye biten ilahisi kaside halinde seslendirildi.

Kur'an çağlayanı

Kerim Öztürk Hoca ile "Kutlu Doğum" programı çerçevesinde bir Patnos gezimiz olmuştu. Orada da bir gece vakti, bir öğrenci yurdunun salonunda, iki hocaefendinin refakatinde, Kur'an tilaveti, ilahi ve kasidelerle, geceyi "ihya" etmişler, yani diriltmişlerdi.

O zaman demiştim, "Kerim Hocam, haftanın, ayın belli günlerinde Valide Camii'nde Kur'an tilaveti, ilahiler, kasideler, zikirlerle dolu bir program yapsanız..."
Enderun Teravihi öyle bir şeydi işte.

Ama Enderun teravihinin güzelliğini ifade ederken, diğer camilerdeki teravihleri gölgede bırakmak istemem.
Teravih başka bir şeydir ve en mütevazı camilerde bile, apayrı bir coşku yüklüdür. Özellikle teravih boyunca okunan Kur'an ayetlerinin seçimi -ki bunu bilen imamlar çok itinalı seçim yaparlar- apayrı bir zenginlik katarlar teravihe... Bir bakarsınız "Ya eyyühellezine amenu-Ey iman edenler" diye başlayan ayetlerle kılınır teravih, bir bakarsınız Rabbin yüceliğini dile getiren ayetlerle, bir bakarsınız dualardan oluşan ayetlerle...

Atik Valide'de başka ruhaniyet vardır, Aziz Mahmud Hüdayi'de başka, Beylerbeyi Camii'nde başka... Eyüp'te, Süleymaniye'de, Sultanahmet'te, Fatih'te, Selimiye'de ya da Şemsipaşa'da başka...

İshak Hoca'nın başka sevdalıları vardır, Mustafa Efe Hoca'nın, Suat Gözütok Hoca'nın başka... Bunlar, "medya starı" değiller ama gönüllerin yıldızları olduklarından şüphe yok.

Yahya Kemal'in burukluğu

Ramazan'ın iklimine girmekten bahsediyorum. Ramazan bereketini gönüllerimize taşımaktan...
Şu an Anadolu böyledir. Halkın İstanbul'u büyük ölçüde böyledir.

Yahya Kemal, Atikvaldeden İnen Sokakta isimli şiirinde, bu dünya ile arasına mesafeler girmiş olan aydınların ruh burukluğunu anlatır. O şiir hâlâ diridir bir çevre için. Top patladıktan sonraki duyguları şöyle yansır şiire Yahya Kemal'in:

Top gürleyip oruç bozulan lâhzadan beri,
Bir nurlu neşe kapladı kerpiçten evleri.

Yâ Rab nasıl ferahlı bu âlem, nasıl temiz!
Tenha sokakta kaldım oruçsuz ve neşesiz.

Yurdun bu iftarından uzak kalmanın gamı,
Hadsiz yaşattı rûhuma bir gurbet akşamı.

Bir tek düşünce oldu teselli bu derdime,
Az çok ferahladım ve dedim kendi kendime:

"Onlardan ayrılış bana her an üzüntüdür,
Mademki böyle duygularım kaldı, çok şükür."

Diyorum ki, şu son beş-altı mısraa giren kalbi hesaplaşmayı yaşasa bir çevre, belki de aydın-halk gerilimi ve onun siyasete yansıyan bölümündeki birçok sorunu halletmiş olacağız.

 

bugün

Bu yazı toplam 1054 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar