Abdurrahman Dilipak
Rus geldi aşka!
Geçen gün Aleksandr Dugin’in ABD, bölge ve Türkiye üzerine bir mülakatı vardı Habertürk’de.
İlginç şeyler söylüyordu..
Suudi Arabistan’a dikkat! Bölgede çok önemli olaylar yaşanıyor.
Bakın yolsuzluk iddiası ile Suudi yönetimi bu patronların hesabına el koymuyor. Bu hesaba el koyan ABD ve İngiltere.. Uluslararası sistem Suudilerin kasasını boşalttı, şimdi Suudi zenginlere, aşiret reislerine geldi sıra.. El Raci’nin gözaltına alınması sıradan bir olay değil. El Baraka’nın da patronu Dallah’ın da gözaltına alınması önemli. City Bank’ın önemli bir hissesi de Dallah Grub’da. Dallah Grub’un Avrupa ve Amerika dışında birçok İslam ülkesinde de yatırımları var.
Bunlara yolsuzluk isnadı yaptıklarına göre, bir süre sonra kayıtdışı, kara para ilişkisi, para aklama suçlaması da yöneltilecek. Bu kuruluşların zekat fonunda İslami grublara yaptıkları yardımlar da terörle ilişkilendirilip banka hesaplarına ve mal varlıklarına el konulacak.
Bu operasyon Kıraliyet ailesinin muhaliflerine yaptığı bir operasyon değil, bu anlamda uluslararası sistemin, Suudi zenginlere yönelik bir operasyonudur.
Bakın, bizim haksız kazanç elde eden patronlara, politikacılara, bürokratlara, belediyecilere de söylüyorum, sizin paralarınızın nerelerde olduğu biliniyor. Dubai, Katar, İsviçre, Malta, İngiliz of Shore bankaları, Hong Kong, hepsi biliniyor. İçeride bir ihbar, Panama belgelerindeki bir kayıt işinizi bitirir. “Parayı nereden bulduğunuz”u ispatlayamazsanız, bu hesaplar, birileri tarafından yolunduktan sonra, dünya bankasına aktarılır. Bu paranın peşine düşecek olursanız, Zarrab’ın gittiği yere giderseniz.
28 Şubat’ta da Kıbrıs’taki of Shore’larda, İsviçre Bankalarında, Türkiye’deki batık bankalarda az hesaba el konmadı.. Alamancı Holdinglerin hesapları da aynı şekilde yağmalandı.
Suudi zenginler bütün mal varlıklarını uluslararası sisteme gönüllü bir şekilde devretmezlerse başlarına ne gelir bilinmez. Her şeyi devrederlerse, münasib bir ev bir de maaşla, sistemin emrinde istihdam edilirler..
Aslında Simavi’lerin Türkiye’den ayrılışını hatırlayın. Bu da öyle bir iş..
ABD bölgede tehlikeli bir macera peşinde. Bölge halkları ABD’ye karşı giderek artan bir nefret içinde. Rusya bu rüzgarı da arkasına alarak bölgedeki bütün aktörlerle iyi ilişkiler kurma çabasında. Esed’le eskiden beri iyi ilişkiler içinde ama ABD ile köklü bir stratejik ortaklık kurdu. İran’la da iyi ilişkiler kurdu. Astana süreci ile de bölgede yeni bir “üçlü” kuruldu. Suudilerin Rusya’ya göz kırpması da boşuna değil.. Kıraliyet bölgede giderek artan Rus varlığı karşısında kendisi de dirsek teması kurmaya çalışıyor.
ABD bu gelişmelere bağlı olarak Türkiye ile arasını daha fazla açmak istemeyecek. ABD tarafının vize konusunda sınırlı da olsa hizmet vermeye başlaması önemli.
Aleksandr Dugin’in açıklamasında sözünü ettiği, ABD ve AB ile muhtemel kriz konusunda bu kez Ankara hazırlıklı. Rusya da bu fırsatı anında değerlendirecek.
NATO’nun da, AB ülkelerinin de bu konuda birtakım yeni adımlar atmaları bekleniyor..
Tabii, artık tek ABD, tek AB yok. Bu süreci sabote etmek isteyenler de olacak.. Vize engelinin kaldırılması sorunun çözümü için yeterli olmayacaktır. Gülen olayı çözülmeden Zarrab krizi sonuçlandırılmadan bir normalleşme beklenmemeli. ABD vize konusunda bir adım atarsa, Türkiye de buna olumlu bir cevap verebilir, ama daha fazla bir şey beklenmemeli.
Tabii, Başbakanın ABD ziyareti de önemli. Ama öte yandan bu ziyaret öncesi Başbakanın çocuklarının Malta’daki şirketleri ile ilgili haberlerin basına sızdırılmış olması da dikkat çekici.
Bu kriz bölge devletleri için can sıkıcı olsa da, bu işten en çok memnun olan Rusya olsa gerek ve tabii bir de İsrail.
Ruslar, bir yandan AK Parti çevreleri, öte yandan sermaye çevreleri ve eşzamanlı olarak sol-Kemalist, ulusalcılarla da yakın ilişkiler kurma çabasında. Buna en son PYD ile ilişki kurma çabalarını eklediler. Böylece orada da ABD’ye bir alternatif oluşturmaya çalışıyorlar. En azından dirsek teması kurma çabasındalar.
Bütün taşlar yerinden oynamaya devam ediyor. Bu arada, Faysal’ın oğlu Saudia da teslim olmamak için direnince çıkan çatışmada şehid edildi.
Ruslar bir yandan Kürt hareketi ile yakın temas kurarak arabuluculuk yapmak, süreçte aktif ve etkin bir rol oynamak isterken, öte yandan Türkiye’deki, Kemalist, ulusalcı, sol çevrelerle de yakınlaşmaya devam ediyor.. BÇG kanadından oynanan oyunun farkında olanlardan birileri yeni müttefik arayışına girerken, biri oyun dışına çıktı, birileri M. Rubin gibi, önce FETÖ’ye karşı iken, şimdi FETÖ’ye yakınlaşmaya çalışıyor.
Allah korusun Türkiye’de FETÖ’cüler Erdoğan’ı devirir yeniden iktidara gelme hayalleri gerçek olursa, 17/24 benzeri bir operasyonun hedefinde bugün AK Parti şemsiyesi altında zenginleşen ve rüşvetle semirenlerin başına Suudi Arabistan’daki muhaliflerin başına gelen gelir. Bırakın mallarını kurtarmayı, canlarını bile zor kurtarırlar. CHP’liler de öyle. Bu paralar geldiği gibi gider. Zaten bu kafa ile giderlerse en büyük ihaneti kendileri yapmış olurlar Erdoğan’a, AK Parti’ye. Bindikleri dalı kesmiş olurlar.
Zaten Allah bunların belasını vermiş. Kiminin eline kan bulaşmış, kimi uyuşturucu kullanıyor, kimi kumara sarmış. Aile birkaç milyonu koymuş cebine bir sapa adam olsun diye göndermiş ama, haytaların iş yapacağı yok.. Bunların çocukları başlarına bela olacak bu gidişle.
Haram para ile saadet olmaz! Ahiretleri gitti de bunların, dünyaları da gidecek. Yeryüzünde bir cennet ve ölmeyecekmiş gibi bir hayat hayal ederken, cehennemin yalazı yalar bunların suratlarını.
Keşke Erdoğan kamu güvenliği müsteşarlığı üzerinden kendi belediyelerini, kendi bakanlıklarını, CHP’li belediyeleri, tebdili kıyafetle bir denetletse. Bazı yerlerde durum gerçekten vahim. İş “Selam verdim rüşvet değildir diye almadılar” noktasında. İçimizdeki “düşman” dışımızdakinden daha tehlikeli. Dünya ahvali böyle iken, bölgemiz kan gölüne dönmüşken, içeride bir de bu gerizekalı, ahmak, hain, alçak hainlerle uğraşmak ağır geliyor insana.
Allahım bizi cahil, zalim, fasık, kafir ve münafıkların şerrinden koru. Selâm ve dua ile.
yeniakit