Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Sabır ve tevekkül

Dün kaldığımız yerden devam edelim.

Zor bir zamandayız. İfsad ve fitne zamanıdır. Unutmayalım ki, beterin de beteri var.

Evet, belki de bu felaketler Yemen’de, Filistin’de, Suriye’de, Afrika’da, Asya’daki, dünyanın birçok yerinde yaşanan acılara karşı bir cezadır. Sahi Aylan bebeği /bebekleri kim/kimler öldürdü! Ve biz ne yaptık bu cinayetler karşısında.

Şükür ki, içimizden birileri istemese de, yine en çok yardıma koşanlardandık. İnşallah belki Aylan’ların duası ile en az zararla bu musibetten kurtuluruz. Ve inşallah Musa (AS)’ın kavmi gibi, geçilmez sanılan denizi geçip, on günlük yolu, 40 yılda Tihan edenlerden olmayız! Ama genelde, gece yarısı bir okyanusta fırtınaya yakalanan küçük bir geminin yolcuları gibi, fırtına başlayınca Allah’a yönelik, sahile çıkınca nankörlük edip yaşadıklarını, dua ve ahidlerini unutup haram dünyalarına döner insanoğlu. Yaradılış gayesinden uzaklaşan insan kan dökücüdür, vahşi hayvanlardan daha vahşi olabilir. Yapıp ettikleri ile Şeytanı kıskandırabilir.

Bugün dünyayı yönetenlerin çoğu Şeytan’ın yeryüzündeki valileri gibi!

Bugünün gerçeğine dönecek olursak, Koronanın yayılma hızı ve sonuçları ile ilgili negatif etkisinin AB ortalamasından geri kalır yanı yok. Biz bu süreçte ayrıca İstanbul depremini de düşünmemiz gerek. İstanbul’da kalacaklar için içme suyu konusunu da düşünmemiz gerek. Bazan bela üstüne bela gelebilir. Dikkat edelim. Tedbir alalım.

Bu arada İsrail’e ve ABD’ye dikkat edelim. İsrail’deki Kabbalist, Siyonist kahinler nisanın ilk haftalarında “Meşiah”ı bekliyorlar. Anlayacağınız birileri kıyamet savaşına hazırlanıyor. Bunlar yarın Mescid-i Aksa’yı yıkmak için harekete geçebilirler. Aynı şekilde Evengelikler de “Tanrıyı kıyamete zorlamak” için ellerinden geleni arkalarına koymuyorlar. ABD donanması Çin denizinde ve Hind okyanusunda. Güneyde Diego Garciya, Basra körfezi ve Aden körfezi açıklarında Bab-ül mendeb önlerinde. Öte yandan, Almanya’ya tarihinin en büyük askeri sevkıyatını yapıyor. Filistin-İran hattına dikkat. Ukrayna, Çin ve Rusya’ya, Doğu Akdeniz’e dikkat. BOP sonrası “Yüzyılın projesi” adıyla dünyaya duyurdukları ütopya için ABD Avrupa’ya yerleşmeye devam ediyor.

Bu ihanet çeteleri, darbeciler, terör örgütleri, eşkıya devletler ve onları destekleyenler yeryüzünde bir cennet hayali ile yeryüzünde bir cehennem için kollarını sıvamış geliyorlar.

Mehdi, Mesih, Deccal, Anti Christ, Kıyamet savaşları, bundan sonra daha çok konuşulacak. Ege bölgesi, Güneydoğu, Doğu, Akdeniz bölgesi, orta Anadolu, hemen hemen Türkiye’nin neredeyse tamamı, bu kıyamet senaryosunun ana platosunun bir parçası gibi. Laikçiler anlamasalar da, onların ifadesi ile “Teo-Politik - Teo Stratejik” bir durum söz konusu.

Bu arada bakalım yarın ne olacak. Meclis ne yapacak. Bana kalırsa geç kalınan işler de aceleye getirilmesin. Meclis gelişmeleri izlemek, yönetime tavsiyelerde bulunmak ve kendi tabanlarının sürece aktif katılımlarını sağlamak için kriz izleme komisyonu kurmalı. Mahkûmların cezaevlerinden tahliyesi ciddi bir konu. Evet ne yapılacaksa, geç kalmadan ve aceleye getirilmeden. Bu arada kriz/afet yönetiminde bütün işler istihbarat tarafından izlenmeli ve suiistimaller önlenmeli ve sorumlular anında  görevden uzaklaştırılmalı ve ağır bir şekilde ve hızla cezalandırılmalı.

Geleneksel tıp yöntemi ile çözüm üretme çabasındaki insanların önü açılmalı, destek verilmeli. Aramızda öyle kişiler var ki, bunlar “Yanıltıcı yayın” diye,  İbni Sina’yı sansürleyebilir. Ayeti - Hadisi alaya alanlardan ne beklenebilir ki! Yarın yasa ile alkole izin verip, zemzemi yasaklamaya kalkabilir birileri.  Böyle bir zamanda “Hayvan Hakları” ile ilgili yeni bir yasanın sağlıklı bir şekilde çıkacağını sanmıyorum. Bunlar hakim kararı ile içtihad yolu ile çözülebilir. Her şeyi yasa ile düzenlemeye, Kanun devleti olmaya hayır. Bir ülkede ne kadar çok yasa varsa, o ülkede özgürlükler o kadar azdır. Yasayı siyasetçi yapar, bürokrat uygular. 28 Şubat’ın laikçi kafası ile kurbanı da yasaklayabilirsiniz. İşkembeyi, kelle paçayı, sakatatı da yasaklayabilirsiniz. CBD ve THC’yi yasaklayan, lokantalarda masadan tuzu toplatan, rafine şekeri bakanlık logosu ile mini paketlerle misafirlerine sunan akla güvenmiyorum.

Bill Gates’in, 2015 yılında Batı Afrika’yı saran Ebola salgını sırasında, «Önümüzdeki 10 yılda eğer bir şey 10 milyondan fazla insanın hayatına son verirse, bu bir savaştan çok, yüksek derecede hızlı yayılan bir virüsle olur” derken, parçası ve destekçisi olduğu GENOM projesinin ARGE’sinde yapılan bir çalışmadan esinlenerek böyle konuşuyor olmasın sakın!

Bio Terörün merkezinde kim var! Ya da kim olabilir. Potansiyel suçlular kimler. Daha önce Gen Laboratuvarlarının hangi ülkelerde kaçar tane olduğunu yazmıştım. İlk iki ülkeyi söyleyeyim ABD ve İngiltere. Bunlar dünyadaki gen laboratuvarının yaklaşık yarısına sahip.

Arif olan anlar bu anlattıklarımdan dünyanın nereye gittiğini. Sabır, merhamet, şefkat, tevbe ve dua.

Bu yazı toplam 741 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar