İbrahim Karagül
Sana ne oldu Reis!
"Kendi ifadesiyle 17 tane ölümcül kaza atlattı. İnşallah bunu da atlatır diye temenni ediyoruz" diyor BBP Sivas Belediye Başkan Adayı Doğan Ürgüp. Umut ediyoruz öyle olur. Ama bu sadece umut. Ve kazadan tam 24 saat geçtiğinde, umut bile tükenmişti.
Bir siyasi partinin genel başkanının, Türk siyasi yaşamının en önemli isimlerinden birinin bindiği helikopter düşüyor. Önce bir saat içinde bulunur diye düşünüyoruz, olmuyor. İki saat geçiyor, olmuyor, on saat geçiyor, olmuyor. 24 saat geçiyor yine olmuyor. Zaman işlemeye devam ediyor"
Devlet seferber, asker seferber, polis seferber, halk seferber, kurtarma ekipleri seferber, helikopterler-uçaklar seferber, olmuyor, bulunamıyor. Arazi kötü, sinyal alınamıyor, hava elverişsiz, soğuk ve karanlık, yer tespiti yapılamıyor. Kazadan hemen sonra yaralılardan biriyle on beş dakika görüşülüyor, yer tespit edilemiyor. Elektronik izleme aygıtları hiçbir şey bulamıyor. Sinyal alınamıyor, alınanlar izlenemiyor, 15 dakikalık görüşmeyi yapan 112 görevlisi hanımın özverili çabası kadar bile bir ilerleme sağlanamıyor.
İnsanların her görüşmesinin izlendiği, kaydedildiği, hatta fişlendiği, anında yer tespitinin yapıldığı bir ülkede, bir siyasi parti genel başkanın da bulunduğu helikopter enkazına ulaşılamıyor. Pakistan'ın Peşaver kentinde yanlışlıkla açılıp kapatılan bir cep telefonu Londra'da ışıkları yakabilirken, birkaç saat sonra Pakistan'da bu kişiye karşı operasyon yapılabilirken, elektronik izleme aygıtları bütün dünyada bu kadar güçlüyken, yer tespiti yapılamıyor.
İnsanın aklına bin bir türlü şey geliyor. 17 ölümcül kaza atlatmış bir kişi, Türkiye'nin siyasi hayatında derin bir sorgulama yaşandığı sırada, seçim kampanyasında ilk kez helikopter kullanıyor ve o helikopter düşüyor. Bir kilometre eninde otuz kilometre uzunluğunda bir sinyal alanında arama yapılıyormuş. 30 km karelik bir alanı üç bin kişi arama yaptığında kişi başına 10 metre kare düşüyor. Bir kişi on metrekare alanı da mı arayamıyor.
Ama buradan konuşmak kolay. Binlerce fedakar insanın özverili çabaları ortadayken bunları konuşmak ne kadar doğru? Biliyoruz, biliyoruz ama yine de aklımıza binlerce şey geliyor. Bu bir "kaza" biliyoruz. Enkazın bulunmasının zor olabileceğini biliyoruz. Bütün imkanların seferber edildiğini biliyoruz. Fedakarca bir çaba harcandığını biliyoruz. Başta BBP mensupları olmak üzere bütün Türkiye'nin sabırlı davrandığını biliyoruz. Böyle bir kaza, böyle arazi şartları, böyle hava şartları yüzünden enkazın bulunmasının zor olduğunu da biliyoruz. Ama yine de bir yerde bir yanlışlık mı var diye sormaktan kendimizi alamıyoruz. Arama ekipleri başka yönlere yönlendirilmiş olabilir mi gibi ürkütücü şeyler düşünmekten uzak duramıyoruz.
Başbakan seçim çalışmalarını iptal edip bölgeye gitti. İçişleri Bakanı hep oradaydı. Bütün partiler seçim çalışmalarını durdurdu. Bütün Türkiye aynı olaya kilitlendi. Bütün Türkiye Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindekiler için dua ediyor. Biz de katılalım:
"Sabret reis, dualarımız seninle! Allah yardımcın olsun reis (Erzurum MHP), Allah bekleyenlere sabır versin (İzmir'den bir CHP'li), Dualarımız onlarla (AK Parti'li bir genç), Acınızı paylaşıyoruz (Konya Saadet Partili gençler), Her şey sandıkta biter biz yine kardeş oluruz (CHP'li Alevi bir genç), İyi haberler bekliyoruz (DSP'li bir vatandaş)" Bunlar gibi binlerce dua. Toplumun her kesiminden, herkes aynı üzüntüyü yaşıyor.
İHA muhabiri İsmail Güneş ile 112 görevlisinin konuşmaları gün boyu beynimizde çınladı. Bütün Türkiye'ye olayı haber vermeyi başarabilen İsmail'in sesi bir daha duyulacak mı? 112 görevlisi hanımın fedakarca çabasını da burada alkışlamamız lazım. Şu ana kadar bu konuşmadan bir adım öteye gidilemedi maalesef!
Aklımıza gelen, zihnimizi kurcalayan bin bir türlü kuşkuyu bir tarafa bırakacağız şimdi. Umudumuz kalmamış olsa da hepsini sağ olarak kurtulması için dua etmeye devam edeceğiz. Yaşıyorlarsa sağlık, hayatlarını kaybetmişlerse rahmet dileyeceğiz. Özellikle BBP mensuplarının dikkatli ve sabırlı hareket etmelerini bekliyoruz. Bu bir kaza, bütün imkanlar seferber ediliyor, takdir edilmesi lazım. Kuşkuların, kafa karıştırıcı söylentilerin şu aşamada kimseye faydası olmayacak. Spekülasyonlara teslim olmamalıyız. Enkaz bulunduğunda trajik bir sonuçla karşılaşsak bile sağduyulu, ağırbaşlı, sorumlu hareket etmek durumunda herkes