Nureddin Şirin
Şehid Nizar Reyyan'ın Oğlunun Anlamlı Feryadı ve Kudüs Günü Üzerine
Şehid Nizar Reyyan'ın Oğlunun Anlamlı Feryadı ve Kudüs Günü Üzerine
Mübarek Ramazan ayının son Cuması olan "Dünya Kudüs Günü" dolayısıyla, bu yıl da Türkiye"nin birçok ilinde Kudüs, Mescid-I Aksa ve Gazze için meydanlarda ve salonlarda olacağız inşaallah.
Siyonistlerin Mescid-i Aksa"ya yönelik tarih boyu sürdürdükleri yıkım ve saldırı girişimleri aralıksız devam ederken, Kudüs"ten dünya müslümanlarına çağrılar yükseliyor;
"Ey dünya müslümanları! Kudüs ve Mescid-I Aksa"ya sahip çıkın! Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın yardımına koşun..!"
Şimdiye kadar bu çağrılar sürekli dile getiriliyordu; ancak, siyonistlerin son saldırıları sonrasında Kudüs"ten yükselen çağrılar İslam Ümmeti"ne sorumluluklarını hatırlatmasının yanısıra, Mescid-i Aksa"yı yıkım girişimleri karşısında müslümanların içine düştüğü sessizlik ve tepkisizlikten dolayı da ağır suçlamaları da beraberinde getiriyor.
Kudüs Müftüsü, Mescid-i Aksa Hatibi İkrime Sabri, Filistin Alimler Birliği Başkanı, Şeyh Raid Salah, Yusuf El Karadavi ve diğer bir çok şahsiyetin Kudüs ve Mescid-I Aksa"nn sahiplenilmesi noktasında yaptığı çağrılar ne yazık ki dünya müslümanları arasında gereken karşılığı bulamıyor.
Siyonist İsrail rejiminin bu yılın başında Gazze"ye yönelik gerçekleştirdiği soykırım saldırılarında savunmasız ve masum binlerce Filistinliyi yaralayıp katletmesiyle kan denizine dönen Gazze"nin acısı dinmeden devam ediyor.
Siyonistlerin saldırısı sırasında şehid ettikleri direnişin büyük komutanlarından ve Filistinli alim Nizar Reyyan"ın oğlu Bilal reyyan, İsra Kültür Merkezi"ni ziyareti sırasında Gazze"nin acısını şöyle dile getirmişti:
"Siyonistlerin Gazze"ye yönelik üç haftalık saldırısında çok sayıda Flistinli şehid oldu ve yaralandı. Elbetteki bunun acısı bizler için çok büyük. Ancak, Gazze"ye uygulanan insanlık dışı ambargonun acısı bundan da büyük. Ambargo üç yıldır tüm şiddetiyle devam ediyor, sessiz ölümlerden kimsenin haberi olmuyor. Biz müslüman kardeşlerimizden Gazze"nin bu acısına kulak vermelerini, ambargo karşısında seslerini gür bir şekilde yükseltmelerini bekliyoruz. Türkiyeli kardeşlerimiz Gazze savaşı sırasında Gazze için gösterdikleri tepkiyle üzerlerine düşeni çok güzel bir şekilde yerine getirmişlerdi. Babam Nizar Reyyan şehid olmadan bir gün once bir akrabamızın evinde Türkiye"de yapılan protesto eylemleriyle ilgili haberleri televizyondan izlerken "inşallah bizlerin şehadeti bu ümmetin dirilişine vesile olacaktır" demişti. Biz Türkiyeli kardeşlerimizin aynı hassasiyeti Gazze"ye uygulanan ambargo karşısında da göstermelerini bekliyoruz, zira bununacısı daha ağırdır"
Şehid Nizar Reyyan"ın oğlu Bilal Reyyan"ın bu sözleri içimizi burkmuştu; siyonist düşmana, uluslararası ve bölgesel kuşatmaya boyun eğmedikleri, gayri meşru siyonist rejimin varlığını tanımadıkları ve direniş yolunu teketmedikleri için tarihin en ağır ve zorbaca bir ambargosuyla karşı karşıya kalan Gazzeli kardeşlerimizin acısını biraz olsun hissetmek ve anlamak içimizi burkmaya yetiyordu"
Ancak başka bir duygu bizleri büyük bir mahcubiyetin içine sürüklemişti. Şehid Nizar Reyyan"ın oğlu Bilal Gazze savaşı sırasında annesini, babasını ve onbir kardeşini kaybetmişti. Kendisi de siyonistlerin daha önceki bir saldırısında yaralanmış gazi olmuştu..
Ancak siyonistlerin saldırı tehditlerine boyun eğmeyerek emsalsiz bir direniş ve fedakarlık örneği sergileyen, kendisini ve ailesini mukaddes Kudüs davasına siper edinen mücahid komutan ve alim Nizar Reyyan"ın terbiyesiyle büyüyen oğul Bilal, yaşadığı tüm acıları sinesine gömerek, savaşın acısından değil, Gazzeli kardeşlerimizin ambargo karşısında çektikleri acıdan içinin yandığını dile getiriyordu"
Acaba bizlerşu mübarek Ramazan ayı içerisinde, rahmet ve mağfiretine sığındığımız bizi sofrasına çağıran Rabbimizin karşısına çıktığımızda, ilahi mukaddesatın savunulması uğruna yaptığımız hangi fedakarlığı gösterebileceğiz? Saldırıya uğrayan aziz İslam"ı savunmaktan, Allah"ın dininin şiarlarını korumak için mücadeleye atılmaktan ve bu yolda fedakarlık yapmaktan daha büyük bir ibadet olabilir mi?
Şehid Cuma İmamı Destigayb Hz. Zeyneb"in Kerbela"da sergilediği fedakarlığı anlatırken, iki oğlunu Kerbela"ya getirip de oğullarının şehadetini sabır ve sükünetle karşılayan Hz. Zeyneb"in bu tavrını "zühd" olarak açıklıyor. Hz. Zeyneb iki oğlunu Allah yolunda kurban sunmakla iftihar ediyor ve bundan dolayı da acısını gam ve kder dolu sinesine gömüyor. Hz. Zeyneb kana bulanmış oğullarının acısını hiç dile getirmezken, şehidlerin yetimlerinin çektikleri acıyı dindirmek için çırpınıp duruyor. Merhum Destigayb, "bu Zeyneb"in zühdüydü" diyor"
Zühd, yani Allah"tan gayrisinden kopmak. Zühd yani yalnız Allah için yaşayıp dünyevi hiç bir şeye tamah etmemek, Zühd yani, Allah için kurban olmak ve kurban sunmak..
Dünyevileşmenin müslümanları alabildiğince sarıp sarmaladığı, zillete yuvarladığı kalpleri katılaştırdığı, ruhları kirlettiği bir dönemde, Şehid Nizar Reyyan ve yiğit evladı Bilal"i gerçek anlamda "zühd" ile bir kez daha tanımış olduk"
Allah dostu, Allah eri, Allah adamı olmanın bundan başka ne anlamı olabilirdi ki? Sözde Allah dostlarının, dünyevi sefa ve safahata batmış yalancı ve yapmacık takva ve dindarlık gösterilerinin din adına pazarlandığı bir dönemde, zühdün ne anlama geldiğini şehidlerimizden ve ailelerinden öğrenmiş oluyoruz"
Bilal Reyyan ile görüşmemiz sırasında kendisine "direniş, cihad ve fedakarlık yurdu Gazze bizler için her zaman bir minber ve bir mihrab oldu; şehidler bize her zaman bir öğretmen ve bir bayrak oldu; bizler de Gazze"nin talebeleri ve şehidlerin varisleri olmaya Allah"a söz verdik; ne Gazze"de dökülen kanları unutacak, ne de şehidlerimizin bayrağını yere bırakacağız" diyerek aziz şehidlerimizin kutlu hatıratına olan sadakatimizi yenilemeye çalıştık"
Mübarek Ramazan ayının günleri bir bir geçerken bir "Kudüs Günü"ne daha yaklaşıyoruz"
"Her müslüman bir kova su dökse İsrail"I sel alır" diyerek siyonist varlığı ortadan kaldırmanın en büyük bir İslami görev olduğunu haykıran Rahmetli İmam Humeyni dünya müslümanları arasında Kudüs bilinci ve duyarlılığı oluşturmak için Dünya Kudüs Günü"nü ilan ederken bütün dünya müslümanlarını bu günde feryadlarını yükseltmeye çağırıyordu"
"Kudüs Günü" her zamankinden daha büyük bir anlam taşıyor şimdi"
Siyonistler Kudüs"ü yahudileştirmeye, Filistinlileri Kudüs"ten boşaltmaya ve Mescid-I Aksa"yı yıkmaya çalıştıkları bu günlerde Kudüs ve Mescid-i Aksa"ya olan bağlılığımızı göstermek için feryadlarımızı en gür bir şekilde yükseltmenin zamanıdır şimdi"
Gazze"ye yönelik gerçekleştirilen soykırım saldırıları sırasında katledilen masum ve savunmasız Filistinli kardeşlerimizin kanlarını unutmadığımızı, unutmayacağımızı ve unutturmayacağımızı göstermek için bir kez daha ayağa kalkmanın zamanıdır şimdi"
İnsanlık dışı ambargonun pençeleri altında hayatın en ağır acılarını yaşayan Filistinli kardeşlerimizin, tüm bu acıları niçin çektikleri ve bunca dayanılmaz ızdıraplara niçin katlandıklarının bilinciyle, İslam"ın ve Ümmetin onurunu savunma uğruna bu ağır bedeli ödemelerin bir vefa ve minneti olarak bu yiğit ve cefakar Gazze halkı ile dayanışmamızı; Kudüs"ün ve bütün Filistin topraklarının özgürlüğünü müjdeleyerek varlığını bu kutsal hedefe adayan "İslami direniş" ve şerefli "Hamas hükümeti" ile bütün gücümüzle omuz omuza olduğumuzu göstermek için dalgalanmanın zamanıdır şimdi"
Şehid Ahmed Yasin"lerden Şehid Fethi Şikaki"lere, Şehid Abbas Musavi"lerden, Şehid İmad Muğniye"lere, Şehid Rantisi"lerden Şehid Nizar Reyyan"lara, kendilerini İslam"ın mukaddesatı uğruna feda eden aziz önderlerimizin ve mübarek toprakların yiğit mücahidlerinin pak ve mutahhar kanlarına olan sadakatimizi göstermek için doğrulmanın zamanıdır şimdi"
Siyonizme karşı mücadele alanı sadece Filistin ve Lübnan toprakları değil, bütün yeryüzü coğrafyasıdır. Siyonist düşmana karşı direniş küresel bir intifadadır. Bizler sadece Filistinli kardeşlerimizin yanında değil, siyonizme karşı mücadelenin saflarındayız; bulunduğumuz her yer siyonizme karşı mücadelede bir cephe ve bir siperdir; "özgür Kudüs"te buluşuncaya, "İsrailsiz bir dünya" kuruluncaya, siyonizm mikrobu tüm yeryüzünden silinip atılıncaya kadar da mücadelemiz sürecektir"
Bizler Türkiyeli müslümanlar aynı zamanda tarihi bir misyonu omuzlarımızda taşımaktayız; şerefli ecdadımızın ve Sultan Abdulhamid Han"ın siyonizme karşı nasıl mücadele verdiğini unutmadık; bu mücadele bizlere kutsal bir miras olarak kalmıştır, bu mücadele bayrağını elden ele taşıyacak, inşaallah birgün Mescid-i Aksa"nın kubbesinde dalgalandıracağız"
Bu ülke toprakları Kudüs"e sahip çıkmanın ne olduğunu her zaman gösterdi; Konya"da düzenlenen ve yüzbinlerin katıldığı o muazzam "Kudüs Mitingi"nde verdiğimiz sözü de unutmadık; başta Necmeddin Erbakan hoca olmak üzere, siyonizme karşı mücadele bilinç ve azmini bizlere kazandıran liderlerimiz ve büyüklerimizin emeklerini de unutmadık"
Günümüz "Kudüs" olacak"
Feryadımız "Kudus" olacak"
Direneceğiz, kazanacağız
Menzilimiz "Kudüs" olacak".
Kudus Günü"nde ve Özgür Kudüs"te buluşmak üzere"
Siyonistlerin Mescid-i Aksa"ya yönelik tarih boyu sürdürdükleri yıkım ve saldırı girişimleri aralıksız devam ederken, Kudüs"ten dünya müslümanlarına çağrılar yükseliyor;
"Ey dünya müslümanları! Kudüs ve Mescid-I Aksa"ya sahip çıkın! Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın yardımına koşun..!"
Şimdiye kadar bu çağrılar sürekli dile getiriliyordu; ancak, siyonistlerin son saldırıları sonrasında Kudüs"ten yükselen çağrılar İslam Ümmeti"ne sorumluluklarını hatırlatmasının yanısıra, Mescid-i Aksa"yı yıkım girişimleri karşısında müslümanların içine düştüğü sessizlik ve tepkisizlikten dolayı da ağır suçlamaları da beraberinde getiriyor.
Kudüs Müftüsü, Mescid-i Aksa Hatibi İkrime Sabri, Filistin Alimler Birliği Başkanı, Şeyh Raid Salah, Yusuf El Karadavi ve diğer bir çok şahsiyetin Kudüs ve Mescid-I Aksa"nn sahiplenilmesi noktasında yaptığı çağrılar ne yazık ki dünya müslümanları arasında gereken karşılığı bulamıyor.
Siyonist İsrail rejiminin bu yılın başında Gazze"ye yönelik gerçekleştirdiği soykırım saldırılarında savunmasız ve masum binlerce Filistinliyi yaralayıp katletmesiyle kan denizine dönen Gazze"nin acısı dinmeden devam ediyor.
Siyonistlerin saldırısı sırasında şehid ettikleri direnişin büyük komutanlarından ve Filistinli alim Nizar Reyyan"ın oğlu Bilal reyyan, İsra Kültür Merkezi"ni ziyareti sırasında Gazze"nin acısını şöyle dile getirmişti:
"Siyonistlerin Gazze"ye yönelik üç haftalık saldırısında çok sayıda Flistinli şehid oldu ve yaralandı. Elbetteki bunun acısı bizler için çok büyük. Ancak, Gazze"ye uygulanan insanlık dışı ambargonun acısı bundan da büyük. Ambargo üç yıldır tüm şiddetiyle devam ediyor, sessiz ölümlerden kimsenin haberi olmuyor. Biz müslüman kardeşlerimizden Gazze"nin bu acısına kulak vermelerini, ambargo karşısında seslerini gür bir şekilde yükseltmelerini bekliyoruz. Türkiyeli kardeşlerimiz Gazze savaşı sırasında Gazze için gösterdikleri tepkiyle üzerlerine düşeni çok güzel bir şekilde yerine getirmişlerdi. Babam Nizar Reyyan şehid olmadan bir gün once bir akrabamızın evinde Türkiye"de yapılan protesto eylemleriyle ilgili haberleri televizyondan izlerken "inşallah bizlerin şehadeti bu ümmetin dirilişine vesile olacaktır" demişti. Biz Türkiyeli kardeşlerimizin aynı hassasiyeti Gazze"ye uygulanan ambargo karşısında da göstermelerini bekliyoruz, zira bununacısı daha ağırdır"
Şehid Nizar Reyyan"ın oğlu Bilal Reyyan"ın bu sözleri içimizi burkmuştu; siyonist düşmana, uluslararası ve bölgesel kuşatmaya boyun eğmedikleri, gayri meşru siyonist rejimin varlığını tanımadıkları ve direniş yolunu teketmedikleri için tarihin en ağır ve zorbaca bir ambargosuyla karşı karşıya kalan Gazzeli kardeşlerimizin acısını biraz olsun hissetmek ve anlamak içimizi burkmaya yetiyordu"
Ancak başka bir duygu bizleri büyük bir mahcubiyetin içine sürüklemişti. Şehid Nizar Reyyan"ın oğlu Bilal Gazze savaşı sırasında annesini, babasını ve onbir kardeşini kaybetmişti. Kendisi de siyonistlerin daha önceki bir saldırısında yaralanmış gazi olmuştu..
Ancak siyonistlerin saldırı tehditlerine boyun eğmeyerek emsalsiz bir direniş ve fedakarlık örneği sergileyen, kendisini ve ailesini mukaddes Kudüs davasına siper edinen mücahid komutan ve alim Nizar Reyyan"ın terbiyesiyle büyüyen oğul Bilal, yaşadığı tüm acıları sinesine gömerek, savaşın acısından değil, Gazzeli kardeşlerimizin ambargo karşısında çektikleri acıdan içinin yandığını dile getiriyordu"
Acaba bizlerşu mübarek Ramazan ayı içerisinde, rahmet ve mağfiretine sığındığımız bizi sofrasına çağıran Rabbimizin karşısına çıktığımızda, ilahi mukaddesatın savunulması uğruna yaptığımız hangi fedakarlığı gösterebileceğiz? Saldırıya uğrayan aziz İslam"ı savunmaktan, Allah"ın dininin şiarlarını korumak için mücadeleye atılmaktan ve bu yolda fedakarlık yapmaktan daha büyük bir ibadet olabilir mi?
Şehid Cuma İmamı Destigayb Hz. Zeyneb"in Kerbela"da sergilediği fedakarlığı anlatırken, iki oğlunu Kerbela"ya getirip de oğullarının şehadetini sabır ve sükünetle karşılayan Hz. Zeyneb"in bu tavrını "zühd" olarak açıklıyor. Hz. Zeyneb iki oğlunu Allah yolunda kurban sunmakla iftihar ediyor ve bundan dolayı da acısını gam ve kder dolu sinesine gömüyor. Hz. Zeyneb kana bulanmış oğullarının acısını hiç dile getirmezken, şehidlerin yetimlerinin çektikleri acıyı dindirmek için çırpınıp duruyor. Merhum Destigayb, "bu Zeyneb"in zühdüydü" diyor"
Zühd, yani Allah"tan gayrisinden kopmak. Zühd yani yalnız Allah için yaşayıp dünyevi hiç bir şeye tamah etmemek, Zühd yani, Allah için kurban olmak ve kurban sunmak..
Dünyevileşmenin müslümanları alabildiğince sarıp sarmaladığı, zillete yuvarladığı kalpleri katılaştırdığı, ruhları kirlettiği bir dönemde, Şehid Nizar Reyyan ve yiğit evladı Bilal"i gerçek anlamda "zühd" ile bir kez daha tanımış olduk"
Allah dostu, Allah eri, Allah adamı olmanın bundan başka ne anlamı olabilirdi ki? Sözde Allah dostlarının, dünyevi sefa ve safahata batmış yalancı ve yapmacık takva ve dindarlık gösterilerinin din adına pazarlandığı bir dönemde, zühdün ne anlama geldiğini şehidlerimizden ve ailelerinden öğrenmiş oluyoruz"
Bilal Reyyan ile görüşmemiz sırasında kendisine "direniş, cihad ve fedakarlık yurdu Gazze bizler için her zaman bir minber ve bir mihrab oldu; şehidler bize her zaman bir öğretmen ve bir bayrak oldu; bizler de Gazze"nin talebeleri ve şehidlerin varisleri olmaya Allah"a söz verdik; ne Gazze"de dökülen kanları unutacak, ne de şehidlerimizin bayrağını yere bırakacağız" diyerek aziz şehidlerimizin kutlu hatıratına olan sadakatimizi yenilemeye çalıştık"
Mübarek Ramazan ayının günleri bir bir geçerken bir "Kudüs Günü"ne daha yaklaşıyoruz"
"Her müslüman bir kova su dökse İsrail"I sel alır" diyerek siyonist varlığı ortadan kaldırmanın en büyük bir İslami görev olduğunu haykıran Rahmetli İmam Humeyni dünya müslümanları arasında Kudüs bilinci ve duyarlılığı oluşturmak için Dünya Kudüs Günü"nü ilan ederken bütün dünya müslümanlarını bu günde feryadlarını yükseltmeye çağırıyordu"
"Kudüs Günü" her zamankinden daha büyük bir anlam taşıyor şimdi"
Siyonistler Kudüs"ü yahudileştirmeye, Filistinlileri Kudüs"ten boşaltmaya ve Mescid-I Aksa"yı yıkmaya çalıştıkları bu günlerde Kudüs ve Mescid-i Aksa"ya olan bağlılığımızı göstermek için feryadlarımızı en gür bir şekilde yükseltmenin zamanıdır şimdi"
Gazze"ye yönelik gerçekleştirilen soykırım saldırıları sırasında katledilen masum ve savunmasız Filistinli kardeşlerimizin kanlarını unutmadığımızı, unutmayacağımızı ve unutturmayacağımızı göstermek için bir kez daha ayağa kalkmanın zamanıdır şimdi"
İnsanlık dışı ambargonun pençeleri altında hayatın en ağır acılarını yaşayan Filistinli kardeşlerimizin, tüm bu acıları niçin çektikleri ve bunca dayanılmaz ızdıraplara niçin katlandıklarının bilinciyle, İslam"ın ve Ümmetin onurunu savunma uğruna bu ağır bedeli ödemelerin bir vefa ve minneti olarak bu yiğit ve cefakar Gazze halkı ile dayanışmamızı; Kudüs"ün ve bütün Filistin topraklarının özgürlüğünü müjdeleyerek varlığını bu kutsal hedefe adayan "İslami direniş" ve şerefli "Hamas hükümeti" ile bütün gücümüzle omuz omuza olduğumuzu göstermek için dalgalanmanın zamanıdır şimdi"
Şehid Ahmed Yasin"lerden Şehid Fethi Şikaki"lere, Şehid Abbas Musavi"lerden, Şehid İmad Muğniye"lere, Şehid Rantisi"lerden Şehid Nizar Reyyan"lara, kendilerini İslam"ın mukaddesatı uğruna feda eden aziz önderlerimizin ve mübarek toprakların yiğit mücahidlerinin pak ve mutahhar kanlarına olan sadakatimizi göstermek için doğrulmanın zamanıdır şimdi"
Siyonizme karşı mücadele alanı sadece Filistin ve Lübnan toprakları değil, bütün yeryüzü coğrafyasıdır. Siyonist düşmana karşı direniş küresel bir intifadadır. Bizler sadece Filistinli kardeşlerimizin yanında değil, siyonizme karşı mücadelenin saflarındayız; bulunduğumuz her yer siyonizme karşı mücadelede bir cephe ve bir siperdir; "özgür Kudüs"te buluşuncaya, "İsrailsiz bir dünya" kuruluncaya, siyonizm mikrobu tüm yeryüzünden silinip atılıncaya kadar da mücadelemiz sürecektir"
Bizler Türkiyeli müslümanlar aynı zamanda tarihi bir misyonu omuzlarımızda taşımaktayız; şerefli ecdadımızın ve Sultan Abdulhamid Han"ın siyonizme karşı nasıl mücadele verdiğini unutmadık; bu mücadele bizlere kutsal bir miras olarak kalmıştır, bu mücadele bayrağını elden ele taşıyacak, inşaallah birgün Mescid-i Aksa"nın kubbesinde dalgalandıracağız"
Bu ülke toprakları Kudüs"e sahip çıkmanın ne olduğunu her zaman gösterdi; Konya"da düzenlenen ve yüzbinlerin katıldığı o muazzam "Kudüs Mitingi"nde verdiğimiz sözü de unutmadık; başta Necmeddin Erbakan hoca olmak üzere, siyonizme karşı mücadele bilinç ve azmini bizlere kazandıran liderlerimiz ve büyüklerimizin emeklerini de unutmadık"
Günümüz "Kudüs" olacak"
Feryadımız "Kudus" olacak"
Direneceğiz, kazanacağız
Menzilimiz "Kudüs" olacak".
Kudus Günü"nde ve Özgür Kudüs"te buluşmak üzere"
Bu yazı toplam 5993 defa okunmuştur