Mehmet GÖKTAŞ
“Selamünaleyküm, nasılsınız iyi misiniz?”
Farkında mısınız, günlük hayatımızda kullandığımız, bizim için olmazsa olmaz kelimelerimizi kavramlarımızı sinsice elimizden alıyorlar.
Sabah evimizden çıkarken hatta daha da öncesi yatağımızdan kalkarken ve akşam eve dönüp gece başımızı yastığa koyuncaya kadar telaffuz ettiğimiz bize ait kelimelerimizin kavramlarımızın ne kadar yerinde durduğuna dikkat ediyor muyuz?
Bizim kelimelerimizi ve kavramlarımızı uydurukçalarıyla değiştirdikleri bir yana, kullanılmalarını önleyen, kendilerince gerek bırakmayan pozisyonlar üretmektedirler.
Sabah bakkalımıza veya fırınımıza girdiğimizde o kısacık alış veriş müddetinde ne kadar sevap işlediğimizi hiç düşündük mü? Selamünaleyküm diyerek sevap metremizi çalıştırmaya başlıyorduk, ve aleykümselam diyerek bakkalımız da sevap yarışımıza katılıyordu. Alacağımız şeyi istemeden önce mutlaka karşılıklı hal hatır soruyorduk, her iki taraf da “elhamdülillah, Allah’a şükürler olsun” diye kaç defa Rabbimizin adını anıyorduk, sonunda da bir birimize bereketler diliyorduk.
Şimdi büyük marketlerdeyiz, AVM’lerdeyiz artık. Ne selam vereceğimiz bir kişi var ne hal hatır sorup hamdedeceğimiz, sonunda karşılıklı bereket temennisinde bulunacağımız bir kişi var. Daha doğrusu böyle bir ortam yok artık, imha edilmiş.
Sabah evden çıkarken, adımlarımızı dışarı atarken bize ait olmazsa olmaz, asla ihmal etmediğimiz kelimelerimiz, kavramlarımız, dualarımız vardı.
Şimdi onları unutturacak yeni durumlar çıktı. Çok dikkatlice ceplerimizi, çantamızı yokluyoruz, şarjımızı yokluyoruz, ajandamızdaki öncelikleri gözden geçiriyoruz, hatta unutmayalım diye mesai öncesi telefon görüşmelerine kapıdayken başlıyoruz.
Gökyüzünü rahmet kelimesinin etrafında değerlendirirdik, artık meteorolojinin kelimeleriyle konuşur olduk.
Yıllar önce muhterem bir Seyda’dan fırça yemiştim, “Yarın hava kötü olacakmış” dediğim için birden kaşlarını çatmış, havanın her türlüsünün güzel hem de en güzel olduğunu izah etmişti.
“Sizin en hayırlınız görüldüğünde Allah’ın hatırlandığı kişidir” (Darimi) Nebevi ölçüsünü sadece seçkin ve karizmatik Müslümanlar için düşünmeyelim. Her bir Müslüman böyle olmakla yükümlüdür. Hem kimliğiyle hem de Allah’ı hatırlatacak ortamlar hazırlamakla yükümlüdür.
Hayatın bütün alanlarını milim milim, dakika dakika Müslümanca yaşamaya dikkat etmeliyiz ve bunun için de gündelik hayatta kullandığımız kelimelerimize ve kavramlarımıza sahip çıkmalıyız.