Selâhaddin Çakırgil
Şeyh Ömer Abdurrahman.. Ve Temel ağabey üzerine..
Emperyalist dünyada, -gözleri görmediği, âmâ olduğu için-, ‘Kör Ömer' diye maruf Mısırlı Şeyh Ömer Abdurrahman, B. Amerika‘nın Kuzey Carolina eyaletinde 20 seneyi aşkın bir zamandır tutulduğu zindanda dünyayaelvedâ eylemiş..
Şeyh Ömer,Kahire’de, Enver Sedat’ın hele de ‘Camp David Andlaşması'nı imzalayarak sionist İsrail rejimini resmen tanıyan ilk arab rejimi olması hasebiyle ateşli, hiddetli ve öfkeli vaazlarıyla şöhret kazanmış bir simâ idi.
Üzerindeki baskılar artınca Sûdan‘a gitmişti.. Orada bir süre kaldıktan sonra, komunist Sovyet Rusya İmparatorluğu'nun işgaline karşı mücahede eden müslüman savaşçılara destek vermek üzere Afganistan’a geçti.
Oradaki hitabeleri de etkileyiciydi. Abdullah Azzâm ve Usâme bin Laden gibi, arab diyarlarından gelmiş mücadele adamlarının bir diğeri de artık Ömer Abdurrahman idi.. Bu durum, komunizmi altetmek için her imkândan faydalanmaya çalışan kapitalist USA emperyalizminin de dikkatinden kaçmayacaktı elebette..
***
Şeyh Ömer Sûdan'a döndüğünde, Khartoum’daki Amerikan Elçiliği, kendisine Amerika’da süresiz ikamet imkanı tanıyan bir vize takdim edince, o da B. Amerika’ya gitti.
Şeyhimiz, ilk gittiği andan itibaren Amerika’yı çok sevmiş ve verdiği bir röportajda ‘Amerika’nın Avrupa gibi olmadığı, tam bir özgürlük diyarı olduğu' gibi sözler etmişti.
Ama, 11 Eylûl 2001 Saldırıları’ndan 8 yıl önce 1993’de New York’taki Dünya Ticaret Merkezi’nin altında bomba yüklü bir aracı patlattığı ileri sürülen Pakistanlı bir sanığın eylemini Şeyh Ömer’in ateşli vaazlarından etkilenerek yaptığının belirlendiği iddiası üzerine, Şeyh Ömer, o hadiseyle direkt hiçbir bağı olmadı halde ‘toplumu terörize etmeye müsaid konuşmalar yapmak' suçlamasıyla müebbed /ömür boyu hapse mahkûm edilmişti.
Amerika’yı, ‘Özgürlükler diyarı' sanmanın bedeli çok ağır olmuştu. Yine de, dünyayı gözleri görenlerin çoğundan daha iyi görmüştü.
Şeyh Ömer‘in nihayet 18 Şubat 2017 günü vefat ettiği açıklandı.
Allah rahmet eyleye..
Temel Ağabeye, hayır temennilerimle
Temel Karamollaoğlu birkaç aydır, SP'nin başında bulunuyor.
Temel ağabeyle çok eskilere dayanan bir âşinalığımız vardır. Aslında o, çok faydalı olabileceği bir başka siyasî zemin varken, bir ‘Mütekaid Siyasetçiler Kulübü'ne dönüşen bir yere demir attı.
Temel ağabey, başında bulunduğu siyasî kuruluşun 16 Nisan’da yapılacak referandumda ‘Hayır!' diyeceğini açıklamış.. Bir görüş mes’elesidir, saygı duyulur.
Nitekim, bu satırların sahibi de, saltanat geçmişimizde bile görülmeyen katı bir ideolojik saltanat ve tek kişi tahakkümü altındaki son 90 yıllık dönemin biraz daha yıpratılabileceği ümidiyle, referandumda ‘Evet!‘ diyeceğini açıklamıştır.
***
Ama ben bu vesileyle Temel ağabeyi, bir hatırayı hatırlamaya çağırıyorum. Umarım unutmamıştır.
Temel ağabey, 1990’ların başında Sivas Belediye Başkanı iken, Tahran’a geldiğinde fakir’i de buldu.
Akşam görüşmeyi kararlaştırdık. Ancak, akşamleyin, Batı Avrupa ülkelerinden gelen ve politik konularda çok radikal söylemleri olan 20’den fazla genç de misafirim olacaktı. Bu durumu Temel ağabey’e söyleyip, ‘Sanırım seni epeyce sıkıştırırlar. Rahatsız olacaksan seninle yarın görüşelim..' dedim.
Temel ağabey, ‘Eleştirsinler, faydalanırım' dedi.
Akşam.. Genç arkadaşlar beklendiği üzere hızlı bir dalış yaptılar ve Temel ağabeye de veryansın ettiler. O, sabırla dinledi.
Ama genç arkadaşlar hızlarını kesmiyorlardı. Sonunda Temel ağabey dedi ki:
‘Kardeşler, bizim nesilden bundan fazlasını beklemeyin.. Biz bu mücadadeleyi bugünlere getirebildik. Ama, yarınlarda daha iyisini yapabilecek birileri çıkar da, onlara muhalefet edersek, bizi o zaman suçlayın..'
Böylece, söylenecek başka söze hâcet kalmamıştı.
***
Temel ağabey, bilmiyorum, hatırladın mı o geceyi.. Ve orada verdiğin ölçülere göre birileri çıkıp da, hayal bile edemiyeceğimiz nice hedeflerimizi hayata geçirmemiş midir?
Allah iyiliğini, hayrını versin, Temel ağabey..
stargazete