Mehmet GÖKTAŞ
Şimdi yeni şeyler yapmanın ve söylemenin zamanı
Sevdamızın bir faslını, bir koşuşturma dönemini daha Diyarbakır etkinliğiyle tamamlamış bulunuyoruz.
Bu dönem içerisinde yaptıklarımızın tamamını önce bir masaya yatırmalıyız, filmi geriye sararak bir daha gözden geçirmeliyiz. Beğendiklerimiz, beğenmediklerimiz, bir türlü düzeltemediğimiz hata ve eksiklerimiz neyse vakit geçmeden, soğumadan bir daha gözden geçirmeliyiz.
Kendi tespitlerimizle birlikte başkalarının görüş ve düşüncelerini de mutlaka almalı ve buna göre kendimize yeni yol haritaları belirlemeliyiz.
Gerek bizzat işin içinde olan kardeşlerimiz, gerek biraz daha dışarıdan izleyici ve katılımcı konumunda olan kardeşlerimizin görüşlerini mutlaka öğrenmeliyiz.
Ve asla yerimizde saymamalı, yaptıklarımız sadece geçen yılların kötü bir kopyası olarak kalmamalıdır.
Bizim biricik hedefimiz Peygamber Aleyhisselam’ı hayatın içerisine dahil etmek, onun getirdiğini hayatın bütün alanlarına taşımaktır, kurtuluşu orada görüyoruz, bunun için;
Her şeyden önce ifadelerimizi güçlendirmeli, güzelleştirmeli, hedefine daha net ve hızlı ulaşacak bir seviyeye getirmeliyiz. Bu da çok okumakla, çok dinlemekle, yerine göre çok gözlemle gerçekleşebilir.
Elin adamı çok çalışmak suretiyle nice kötüyü iyi gösterebiliyor. Bize düşen zaten kendisi güzellerin güzeli olanı hiç olmazsa olduğu gibi yansıtabilmektir, yani bir anlamda onlara göre işimiz kolaydır.
Kısacası, Peygamber Aleyhisselam’ın sevdasını yaymakla yükümlü olan bizler düne göre bunu nasıl daha güzel yapabiliriz düşüncesi üzerinde yoğunlaşmalıyız. Ama bunu şimdi, özellikle bir sezonun hemen bitiminde gündem yapmalıyız. Hele daha gelecek yıla kadar çok zaman var dersek kesinlikle kaybedeceğiz, bunu unutmayalım.
Ve mesele sadece bu konudaki etkinliklerden ibaret değildir. Senenin diğer zamanlarında neler yapabiliriz, neler yapmalıyız. Siyret çalışmalarımızı nasıl geliştirebilir, özellikle üniversite ve akademi seviyesinde neler yapabiliriz, bunlar üzerinde yoğunlaşmalıyız.
Aynı levha altında olmadığımız halde bizim gibi, belki bizden daha çok Peygamber Sevdası taşıyan kardeşlerimizle ilişkiler kurarak bir birlerimizin tecrübelerinden nasıl yararlanırız, bu sevdayı toplumun dört bir yanına nasıl ulaştırabiliriz, bunlara kafa yormalıyız.
Kısacası, gün durma günü değil, tatil günü değil, yeni şeyler tespit etme, yeni şeyler söyleme, yeni şeyler yapma günüdür.
Rabbimiz günümüzü günümüzden hayırlı getirsin derken gözümüz hep ileri ufuklarda olsun istiyoruz.