Abdurrahman Dilipak
Siyasi gündem!
Evet, siyasette birçok şey göründüğü gibi, daha doğrusu bize gösterildiği gibi değildir. Hatta diplomasiyi “yalan söyleme sanatı” olarak gören de var.
Bedeli ağır olacak bir çarpışmaya doğru sürükleniyor dünya. S-400 anlaşması nedeniyle ABD ve Türkiye arasındaki çatışmanın bir “tren enkazına” dönüşebileceği görüşünde olanlar var. Bu çatışmayı önlemeye çalışanlar yanında bunu temenni edenler de yok değil. İngiliz Financial Times gazetesi Türkiye›nin Rusya›dan alacağı S-400 füze savunma sistemi ile ilgili olarak ABD Başkanı Trump’tan ılımlı mesajlar almış olsa da, bu konunun ABD ile Türkiye arasında “yavaş çekim ilerleyen çarpışmadan” bir “felakete” dönüşebileceği yorumu yaptı.. Erdoğan’ın görüşme sonrası açıklamalarında Trump’ın S-400 konusu nedeniyle Türkiye’ye yaptırım uygulamayacaklarını söylediğini ısrarla belirtti. BBC Türkçe’nin yorumuna göre “Erdoğan’ın Trump’ın hafta sonu ettiği samimi sözlere çok fazla güvenmesi pek de akıllıca olmaz.”
Kongreden yapılan açıklama ise adeta Trump’ı tekzip ediyordu: “Başkan Trump’ın Türkiye›ye ambargo uygulamama sözü ülkemizin ve NATO’nun güvenliğini riske atmaktadır. Türkiye, Rus savunma sistemlerini önemli NATO ve Amerikan sistemleri ile beraber kullanmamalıdır ve Erdoğan da bunun sonuçları olacağını bilmelidir. Stratejik ortağımız Türkiye’ye ABD Parlamentosundan selamlar.”
Kongreden yapılan açıklamanın devamı da var: “Kimse Türkiye’yi Putin ile ilişkiye zorlamadı. Amerika Birleşik Devletleri muadili ve uyumlu hava savunma sistemlerini Türkiye’ye önermiştir. Başkan Erdoğan oyunlar oynamayı bırakıp Batı ve Rusya arasında tercihini yapmalıdır. Son olarak, Başkan Trump, hep olduğu üzere, otoriter bir lideri ve onun demokrasiye, insan haklarına, adalete ve basın özgürlüğüne zarar veren çabalarını engelleme fırsatını kaçırmıştır. Başkan Trump kendi ülkesinden yana olmalıdır, güvenliğimizi riske atan demokrasi düşmanlarının değil.” Sanki Trump “Ben biraz gönül alayım siz bastırın, ben Ankara’ya dönüp, zamana ihtiyacımız var siz ortamı geren bir adım atmayın, ben sorunu çözmeye devam edeyim, Türkiye’yi masada tutalım, oyalayalım” demiş gibi.
Kongrenin yaptırımlar konusunda Trump kadar iyimser olmadığı biliniyor.. Washington’dan çelişkili haberler geliyor: Farklı kaynaklar Türkiye’nin hem F-35 savaş uçaklarını, hem de S-400 füze savunma sistemini aynı anda alamayacağını belirtiyorlar. Hatta iddiaya göre, ABD tarafından “Erdoğan’a, NATO üyesi Türkiye’ye, Rusya’nın yanında durması halinde ‘ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Yasası’ (CAATSA) kapsamında yaptırım uygulanabileceği uyarısı yapıldı.”
S-400, Putin’e yakın çevreler tarafından batıya karşı kazanılmış diplomatik bir zafer olarak değerlendiriliyor. NATO çevreleri de bu durumdan kaygılarını şu şekilde ifade ediyorlar: “Bu, NATO içinde uyumlu silah sistemleri ihtiyacını hiç sayan bir anlaşma. Eğer bu hava savunma sistemleri Türkiye topraklarına yerleştirilirse, Rusya, NATO’nun ana savaş uçağı olacak F-35’ler hakkında bilgi toplayabilir.” Bu durum NATO içinde yeni bir tartışmanın zeminini oluşturacağa benziyor.
Bu arada PKK, YPG ve 15 Temmuz ile ilgili olarak ABD NATO ülkeleri ve ABD ile karşılıklı ciddi anlamda bir güven krizi yaşandığı da bilinen bir gerçek.
Bu arada;BM’nin PKK teröristleri ile üyelerin bilgisi dışında “Eylem Planı” imzalamasınıDışişleri Bakanlığı şiddetle kınadı. Öcalan TRT’ye çıkıyor, Bayık Washington Post’a yazıyor.
BM Çocuklar ve Silahlı Çatışma Özel Temsilcisi Virginia Gamba terör örgütü PKK/PYD/YPG güdümündeki sözde ‘Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) komutanlık eden PKK teröristi Ferhat Abdi Şahin ile BM’nin Cenevre Ofisi’nde üyelerin bilgisi dışında bir araya gelerek bir eylem planı imzalamamıştı.
Biliyorsunuz NATO FETÖ’cüleri korumuştu. Fehriye Erdal’da NATO merkezinin bulunduğu şehirde yaşıyordu.
Her gün yeni bir iddia ile uyanıyoruz. BAE’den Ürdün kralının kız kardeşi kaçıyor, bir emirin oğlu bir barda “altın vuruş” sonucu ağabeyi gibi hayata veda ediyor.
Bir başka konu şu 14 Rus askerinin hayatını kaybettiği Losharik denizaltı ile ilgili. Barents Denizi’nde meydana gelen nükleer denizaltıdaki yangında olası bir sızıntıdan endişe ediliyordu. Washington ise henüz resmi açıklama yapmasa da acil durumun, Rus denizaltı yangınıyla ilgili olduğu iddia ediliyor. Rusya’nın en gelişmiş ve en gizli tutulan denizaltısı AS-12 Losharik’in yıllardır ABD›nin takibindeydi.
2000 yılında Barents Denizi’nde Kursk nükleer denizaltısının iki patlamanın ardından batmasıyla 118 denizci hayatını kaybetmişti.
Sıcak gündem bunlarla da sınırlı değil. Sessiz ve derinden Yahudilerin Mescid-i Aksa’nın altında yaptıkları arkeolojik kazı sonucunda orada “Emanet sandığı”nın bulunduğu söylentisi dolaşıyor.. Sandığın içindekiler hakkında bilgi verilmiyor. Bu belli teolojik refleksleri harekete geçirmek için uydurulan bir yalan da olabilir. Ya da bulunan sandık, bir başka sandık da olabilir elbette.
Ama “iyi saatte olsunlar”ın uykusuz geceler geçirdiği muhakkak.
Herkesin bir gündemi, bir planı var, Allah’ın ise bir hükmü!
Ankara ekonomi, Suriye, Kıbrıs Akdeniz, Libya ile ilgilenirken, bir yandan da en sıcak gündem yeni siyasi oluşumlar ve kabine değişikliği.
Görelim Mevla’m neyler, neylerse güzel eyler. Selam ve dua ile.