Siyasi süngü savaşları…

Genar, siyasi gündem çalışmalarıyla tanınan deneyimli bir araştırma şirketi. Son olarak, 7 ile 17 Temmuz tarihleri arasında 14 il, 47 ilçede 2020 kişiyle yüz yüze görüşmeler yapmış. Sonuçlar, "2008 2. çeyrek Türkiye Toplum-Siyaset Araştırması" başlığıyla açıklandı.

Araştırmanın çeşitli alanlardaki bulgularını gazetenin sayfalarında okuyacaksınız"

Biz bunlar arasından özellikle bir tanesine, Ergenekon meselesinin kamuoyu tarafından nasıl algılandığına değinelim.

Araştırma raporunu birlikte okuyalım:

"Türk toplumunun yaklaşık % 61'i Ergenekon oluşumunun çıkar amaçlı suç örgütü olduğunu, %57'si ise darbe yapmak için bir araya gelmiş bir oluşum olduğunu düşünmektedir"

"Ergenekon siyasi bir operasyondur" önermesine "hayır" diyenlerin oranı yüzde 65'tir"

"Rejimi koruma amaçlı kurulmuş bir oluşumdur" önermesine "hayır" diyenlerin oranı yüzde 74'tür"

"Vatansever bir oluşumdur" önermesine "hayır" diyenlerin oranı yüzde 77,3'tür"

Ergenekon soruşturmasının tercümesi, "siyasi temizlik" ise, soruşturma aynı zamanda "siyasi şeffaflaşma"ya yol veriyorsa ve verecekse, kamuoyunun bu konudaki kanısının son derece önemli ve belirleyici olduğu açıktır. Önümüzdeki dönemde siyaset bu kanı tarafından yönlendirilecek, siyasi dengeler bu kanı etrafında üreyecektir.

Bulgular sevindirici.

Türk toplumunun değişme arzusunu görmek insana umut veriyor.

Şöyle demiştik, dün:

"Ergenekon davası, iktidar kavgalarının ve arkasındaki asıl dinamiğe, başka bir deyişle sivilleşme ve demokratikleşmeye doğru hamle yapan bir Türkiye'ye gönderme yapmaktadır. Elbet yol uzundur" Elbet karşı hamleler gelecektir" Ancak dünyanın hiçbir yerinde hiçbir toplum böyle bir davaya karşı durmamıştır"

Bizde de oluyor ve olacak"

Bununla birlikte Ergenekon davasına hem "yakın" hem "uzak" açıyla bakmak gerektiğini biliyoruz"

Uzak açı "değişime ilişkin çatışmalar"a ve "demokrasinin doğum sancıları"na işaret ediyor.

Bu açıdan ufuk berrak"

Yakın açı ise siyaset-devlet alanında yaşanan "siyasi süngü savaşları"nı gösteriyor.

Bu açıdan ise resim henüz fulu ve ortada "yanıtlanması gereken pek çok soru" var"

Örneğin: Yaşanmakta olan ordu içindeki ulusalcı ekibin tasfiyesinden mi ibarettir yoksa gelişmeler asker-sivil ilişkilerinin özünü etkileyecek bir şekilde mi evrilmektedir?

Bu bir sivilleşme dalgası mıdır yoksa geri dönüşlü kaba bir çatışma hali mi söz konusudur?

Ya da bunların hemen hepsi, biraz da kaotik bir biçimde bir arada mı yaşanmaktadır?

Kabul edilelim ki son dönemdeki gelişmeler, hukuki sürecin dışındaki adımlar, örneğin Hilmi Özkök'ün çıkışları, ordudaki Avrasyacı grubun tasfiyesi imajını güçlendirmiştir.

Bu imaja göre hesaba çekilen ordu ya da ordunun siyasi rolü değil, ordu içindeki "kaçak siyasi akımlar"dır; bu akımlar ordudan ayrıştırılarak dışarı püstürtülmektedir.

Bu imaj ordunun askeri ve siyasi meşruiyetini korumakta ve muhtemelen komuta kademesini oldukça rahatlatmaktadır.

Kurumlar arası gerginliğin kontrollu seyretmesi açısından bu gelişme bir tabiileşme unsuru sayılabilir.

Ancak, tüm bunlara karşın Ergenekon soruşturmasının ordunun sistem içindeki siyasi ve kurumsal rolünü etkileyip etkilemeyeceği, Silahlı Kuvvetler'in devlet içindeki özerk alanına temas edip etmeyeceği temel soru olarak hâlâ ortadadır.

Ve bu durum önümüzdeki siyasi gelişme ve gerginliklerin ana unsurunu oluşturacaktır"

Vesayetçi rejim örselenecek midir yoksa tasfiye fikri üzerinden kendisini olup bitenden ayrıştıracak ve pekişecek midir?

Bu soruya ilk yanıtı kapatma davası verecek"


Bu yazı toplam 538 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar