Hakan Albayrak
Siyonizm aleyhtarlığı ve antisemitizm
Antisemit -Yahudilere ırklarından ve dinlerinden ötürü düşman- olmakla suçlanan Hamas, geçen Pazartesi günü açıkladığı Yeni Siyaset Belgesi’nin bir yerinde şöyle diyor: “Hamas, çatışmanın dinleri sebebiyle Yahudilerle değil, Siyonist projeyle olduğunu vurgular. Hamas, hiç kimseyle Yahudi olduğu için çatışmamaktadır. Saldırgan işgalci Siyonistlerle mücadele etmektedir.”
Batı basını bu beyanda manşetlik bir sansasyon görmedi, yasak savmak babından haberlerle yetindi. Halbuki Hamas’ın o belgesinde ‘Yahudileri yeryüzünden silmeye azimliyiz’ denseydi bunu muhakkak manşetlere taşırdı. “İslamcılar”dan sadır olan makul açıklamalar para etmiyor.
A evet, hâlâ Siyonistlerle mücadeleden bahsediyor Hamas… Batı’daki yaygın ve hakim anlayışa göre Siyonizm aleyhtarlığı antisemitizmin bir cüzüdür ve hatta onun ta kendisidir. Zira Siyonizm aleyhtarları, Yahudilere bir devleti çok görmek suretiyle, onları ırklarından ve dinlerinden ötürü negatif ayrımcılığa tabi tutmaktadırlar. Binaenaleyh, Hamas hâlâ antisemittir!
Öyle mi? Değil işte! Siyonizm aleyhtarları ‘Yahudilerin devleti olmasın’ demiyorlar ki. ‘Filistin topraklarında Filistinlilerin rızası hilafına kurulan Yahudi devleti gayri meşrudur’ diyorlar. Filistin topraklarının işgaline, Filistin halkına reva görülen sürgün ve katliama karşı çıkıyorlar. Almanya veya İngiltere yahut Amerika Birleşik Devletleri ‘Falan bölgemi Yahudi devletine tahsis ettim’ deseydi, buna kimse itiraz etmezdi.
***
‘Yahudilerin kadîm yurdu olan Filistin dururken niye başka bir ülkenin toprakları olsun ki?’ diye sorulabilir ve soruluyor zaten.
Bu mantıkla, Endülüs’ten sürülen Berberilerin ve Arapların oraya geri dönüp Endülüs İslam Devleti’ni yeniden kurmalarına müsaade etmek de gerekir.
Muhammed Esed -henüz Leopold Weiss isimli Yahudi iken- Siyonist hareketin liderlerinden Chaim Weizmann’a şöyle bir ders vermişti: Tarihte Filistin toprakları üzerinde kurulan iki Yahudi devleti toplamda sadece 500 sene, Endülüs’teki Müslüman devletler ise toplamda 800 sene hüküm sürdü. Üstelik Yahudiler Filistin’den sürüleli 2000 sene oluyor, Müslümanlar ise Endülüs’ten daha 500 sene önce sürüldüler. Neresinden bakarsanız bakın, onların Endülüs üzerinde hak iddia etmeleri Yahudilerin Filistin üzerinde hak iddia etmelerinden daha makul olur. ‘Ama Endülüs onların öz yurdu değildi, oraya dışarıdan gelmiştiler’ argümanı geçersizdir. İsrailoğulları da Filistin’e Mısır’dan gelmiştiler. Geldiklerinde orada başka bir halk vardı ve o halkla savaşarak kendilerine yer açtılar.
Şeytanın avukatlığına soyunalım ve Muhammed Esed’e cevap yetiştirmeye çalışalım: Mısır’daki İsrailoğulları’nın ataları göçebe bir halktı. O halkın başlangıç noktasının Filistin olmadığı ne malum? Mısır’dan çıkıp Filistin’e giden İsrailoğulları, belki de atalarının yurduna ve dolayısıyla öz vatanlarına dönmüş oldular; bir müddet sonra da Yahudiler Filistin’den sürüldüler, 2000 sene sürgünde yaşadılar ve nihayet Siyonist hareket sayesinde geri dönüp Tanrı’nın İsrailoğulları’na vaat ettiği kutsal topraklar üzerinde İsrail devletini kurdular…
İyi ama Filistinliler -ve dünya kamuoyu- Yahudi teolojisine göre amel etmeye mecbur değil ki! Mecbur olduklarını varsayalım; kendilerine o kutsal topraklar vaat edilen İsrailoğulları nerede?
***
Günümüzdeki Yahudilerin kökleri Filistin’e dayanmıyor; Hazar’a, Ukrayna’ya, Yemen’e, Fas’a, Etiyopya’ya dayanıyor. Belki aralarında üç-beş tane orijinal İsrailoğlu vardır ama genel olarak Yahudiliği sonradan benimseyen toplulukların soylarından geliyorlar, İsrailoğulları’nın soyundan değil.
Nitekim Telaviv Üniversitesi tarih profesörlerinden Şlomo Sand, Türkçesi Doğan Kitap’tan çıkan “Yahudi Halkı Nasıl İcat Edildi?” adlı kitabında -özetle- diyor ki:
1.Siyonistler “Sürgündeki İsrailoğulları’nın vatana dönüşü”nden bahsediyor, ama Roma döneminde yaşandığı iddia edilen kolektif sürgünün hiçbir delili yok. Filistin’den Avrupa’ya kadar uzanan bir Yahudi göçünün de delili yok. Aslında bu inanç, Hıristiyanların uydurduğu bir efsaneye dayanıyor. O efsaneden murat edilen şey Yahudileri suçluluk psikolojisine itip ‘Tanrı bizim atalarınızı lanetledi, onları sürgünle cezalandırdı. Lanetten kurtulmak istiyorsak Hıristiyan olmalıyız’ demeye sevk etmekti.
2.Siyonistlerin vazettiği milliyetçilik de mesnetsiz. Dünya Yahudilerinin İbrani kökenli tek bir halk, tek bir ulus oldukları doğru değil. Zaten günümüzde İbrani kökenli Yahudi bulmak neredeyse imkânsız. Yemen ve Kuzey Afrika Yahudileri başka ırklara mensup mühtedilerdir (Roma dönemindeki tebliğ çalışmaları sonucu Yahudilik dinine girmişlerdir). Orta ve Doğu Avrupa’daki Aşkenaz Yahudilerinin ataları ise Yahudiliği seçen Hazar Türkleridir. Etnik Ukraynalılar da Yahudiler arasında ciddi bir yekûn teşkil ediyor. Kısacası, günümüz Yahudilerinin “İsrail” diye anılan topraklarla hiçbir tarihî bağı bulunmuyor.
3. İbraniler (‘’Orijinal Yahudiler’’) Hıristiyanlık ve İslamiyet’in Filistin topraklarındaki yayılış dönemlerinde kitleler halinde din değiştirmiş ve zamanla etnik kökenlerini unutmuşlardır (Filistin topraklarındaki Yahudi nüfusunun tükeniş sebebi budur, “sürgün” değil). Herhangi bir Hamas liderinin atalarının İbrani olmasına yüksek ihtimal verilebilir, ama Avrupa, Yemen veya Fas göçmeni bir İsraillinin –Başbakan Netanyahu dahil- İbrani kökenli olması neredeyse imkânsız.
Hadi bakalım. Ne olacak şimdi?
***
Netice-i kelam: Siyonizm aleyhtarlığını antisemitizme bağlayanlar fena halde saçmalıyor. Siyonizm mefkûresinin de iler tutar yanı yok.
Hamas saygıyı hak ediyor vesselam.
karargazete