"sizi en iyi başörtü mağduları anlar"

"sizi en iyi başörtü mağduları anlar"

Ankara’da başörtüsü yasağını protesto amacıyla Abdi İpekçi Parkı’nda yapılan basın açıklamasında İzmir'de yapılacak mitigne katılacaklara 'korkmayın' dediler ve farklı bir çağrıda bulundular

Ankara"da başörtüsü yasağını protesto amacıyla Abdi İpekçi Parkı"nda yapılan basın açıklamasındaİzmir'de yapılacak mitigne katılacaklara 'korkmayın' dediler ve farklı bir çağrıda bulundular.

Dernek Başkanı Özden Sönmez, sivil toplum kuruluşlarının destek verdiği açıklamasında 11 yıldır devam eden yasağı kınadı. Sönmez, İzmir"de düzenlenecek Cumhuriyet Mitingi katılımcılarına seslendi. "Korkmayın, biz yanınızdayız" mesajını farklı bir dille verdi. İşte o basın açıklaması"

Türkiye"nin utanç sayfalarına yeni bir not düşmek için buradayız.
Yüzde 99"u Müslüman olan ülkemizde başörtüsü yasağının üzerinden 11 yıl geçti.

Yeni nesil, üniversite kapılarının başörtülülere açık olduğu günleri hatırlamıyor bile.

Ancak geçen yıllar, bizim başörtüsü mücadelemizi azaltmaya yetmedi. Çünkü biz, başörtülerimizi yasaklarla, baskılarla, emirlerle örtmedik. Ve hiçbir yasak, hiçbir baskı, hiçbir emir bizi ondan vazgeçiremeyecektir.

Bugün ülkemiz çok farklı bir siyasi atmosferi soluyor.

Seçim öncesinde, bu güne kadar birbirine düşman olan partilerin, ceylan derisi koltuklar uğruna yaptığı ilginç ortaklıkları hep birlikte izliyoruz.
Türkiye, at izinin it izine en çok karıştığı günleri yaşıyor belki de"

Yine bu dönemde, siyasi manevraların, din karşıtı söylemlere dönüşmesine hep birlikte şahit oluyoruz. Bunun örneklerini, Tandoğan"da, Çağlayan"da, Denizli"de, Çanakkale"de birlikte izledik.

Bu mitinglerden yükselen ses; tek bir korkudan kaynaklanıyor.
Bu korku; alanları dolduran kalabalıkların; istediği gibi yaşayamama korkusu"

Arzu ettiği kıyafeti giyememekten, saçlarını istedikleri modellerde yaptıramamaktan, plajlarda bikiniyle gezememekten korkan kadınları gördük orada.

O kadınları yalnızca biz anlayabiliriz Türkiye"de.

Çünkü onların korkuları, bizim gerçeğimiz"

Onların karşılaşmaktan bile korktuğu bu baskıyı, biz yıllardır bilfiil yaşıyoruz.
Biz üniversite kapılarından kovulurken seslerini çıkarmayanlar, sokaklarda uğradığımız saldırıları umursamayanlar, memuriyetten atılan, işsiz kalan başörtülü hemcinslerine sırt çevirenler şimdi korkuyorlar.

Korkuları yersiz de olsa; biz onları çok iyi anlıyoruz.

Ve buradan sesleniyoruz... "Korkmayın! Bir gün benzer baskılara uğrarsanız, yanınızda olacağız" Siz bizim uğradığımız baskıları görmezden gelseniz de, miting meydanlarında demokrasiyi hiçe saysanız da, ikna odaları kuranları alkışlamaktan çekinmeseniz de korkmayın.

Çünkü biz, "zulme sessiz kalmanın zalime ortaklık anlamına geldiği" bir dine inanıyoruz.

Mazlumun kimliğine bakmaksızın uzatırız yardım elimizi.

Ama bugün mazlum hâlâ biziz.

Başörtüsü yasağına sessiz kalanlar, bu utanca ortaklık etmenin hesabını tarih önünde verecektir.

Son sözümüz; bu yasağın kaldırılması için kılını bile kıpırdatmayan siyasilere"

İsterse bütün adaylarınız kadın olsun. Başörtüsü yasağı sürdükçe, bu ülkenin çileli kadınlarının, parlamentoda seçilme hakkı gasp edilen başörtülü kadının, üniversite kapılarından çevrilen kızların, onların annelerinin, teyzelerinin, kardeşlerinin ve komşularının oylarına asla sahip olamayacaksınız.

Kadına verilen değer, meclise kadın vekil sokmakla değil, kadının gasp edilen insanca yaşam hakkının geri verilmesiyle olur.

Yarın anneler günü"

Biz; tüketim şölenine dönüştürülen bu anneler gününü de, medyanın çocukları nasıl reklâm malzemesi yaptığını izleyerek, annelere verilen değerin, cep yakacak hediyelerle ölçüldüğüne şahit olarak geçireceğiz.

Anneler gününün, tüketim toplumu oluşturma fırsatı olarak görülmesini şiddetle kınıyor; İnanç Özgürlüğü Platformu"ndaki anneler olarak, devletimizden küçücük bir anneler günü hediyesi talep ediyoruz:

Sözde değil Özde DEMOKRASİ!!!

Sözde değil Özde ÖZGÜRLÜK!!!

Özgür bir Türkiye temennisiyle"


dünyabülteni